Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine çocukla şahsi ilişki düzenlemesi de yerinde olduğundan davalının bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Dosya kapsamında yapılan SED araştırmasına göre davalı babanın 3.500,00.-TL maaş gelirinin bulunduğu, 400,00.-TL kira ödediği, davacı annenin ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı, ailesinin yanında kaldığı anlaşılmaktadır. TMK'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

1.000 TL yoksulluk nafakasına, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmamasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresinde sunduğu 05.07.2020 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; incelemenin duruşmalı yapılmasını, velayetin değiştirilerek davalıya verilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararların hatalı olduğunu, karar gerekçesinde tanık beyanlarına yer verilmediğini, delillerinin dikkate alınmadığını, uzman raporunun değerlendirilmediğini, ortak çocukların dinlenilmediğini, sağlık ve danışmanlık tedbiri uygulanmadan velayet değişikliğine karar verildiğini, davalının velayet hakkını kötüye kullandığını ve başkası ile yaşadığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi ve velayetin anneye verilmesine ilişkin kararların kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi, soyadını kullanma izninin kaldırılması, yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi halde yoksulluk nafakasının azaltılması istemlerine ilişkindir....

Velayet ve Kişisel ilişki düzenlenirken gözönünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun üstün yararıdır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken: onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Tarafların davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz....

Somut olayda; velayetin kaldırılması istenen Yüsra 07.07.2005 doğumlu olup, karar ve inceleme tarihi itibariyle idrak çağındadır. Küçük Yüsra annesinin ölümü ile yaşadığı travma sonucunda, babası ile birlikte yaşamak istememektedir. Bu durumda, küçük Yüsra’nın yeni bir travma yaşamaması için, yakın zamanda ergin olacağı da gözetilerek, velayet konusundaki görüş ve isteklerine itibar etmek gerekir. Bu sebeple, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne yönelik kararı usul ve yasaya uygun olup, bu yöne ilişkin istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak; kişisel ilişki kamu düzenine ilişkindir. Baba ile küçük Yüsra arasında kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun güvenliğini tehdit edeceğine dair dosya içerisinde bir delil bulunmadığı halde, velayet kendisinden kaldırılan baba ile küçük Yüsra arasında kişisel ilişki tesis edilmemiş olması doğru olmamıştır....

görevini yerine getirmediğine veya velayet konusunda ihmal gösterdiğine ya da velayet hakkını kötüye kullandığına ilişkin dosya içerisinde somut bir delil bulunmadığı, çocuğun baba yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığının da ispat edilmediği, velayet hususundaki beyanlar, fiili durum, dosya içerisindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporları, analık-babalık duygularının tatmin edilmesi ve geliştirilmesi hususları ile velayet ve kişisel ilişkiye dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceğine dair genel ilke ve de tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kısıtlı anneye velayet verilemeyeceği, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle dava konusu çocuk yararına verilen nafakanın dava tarihinden hükmün kesinleşmesi tarihine kadar tedbir nafakası niteliğinde bulunduğunun anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma kararı ile velayeti babaya verilen 2003 doğumlu ... ile velayeti değiştirilen 2007 doğumlu ...'nin birbirlerini göremeyecek şekilde kişisel ilişki düzenlenmiştir. Tarafların müşterek çocuklarının velayet hakkı farklı ebeveynlere verildiğine göre, kişisel ilişki düzenlemesinin, kardeşlerin de birbirini görecek şekilde yapılması zorunludur....

    ne şekilde kişisel ilişki kuracağının anlaşama protokolunde açıkça belirtildiğini, davalının okula giderek okul görevlileri ile görüştüğünü ve müvekkilinin kızı hakkında bilgi sahibi olmasını engellediğini, velayet hakkını kötüye kullandığını, çocukla kişisel ilişki kurulmasını engellemesi velayetin değiştirilmesini gerektiren hallerden sayıldığını, davalının tek gayesinin müvekkilinin kızı ile olan irtibatını kopartmak ve anne-kız ilişkisini müşterek çocuğa tamamen unutturmak olduğunu, ayrıca davalı müşterek çocuğunu da alıp Almanya ülkesine yerleşeceğini aile çevresinde dile getirdiğini, müvekkilinin kızı ile yaptığı görüşmede üst dudağının şiştiğini gördüğünü, kızının babasının tokat atması sonucu olduğunu söylediğini, başka bir gün yine kızının parmaklarının yandığını gördüğünü, kızının babasının çaydanlığı getirmesini istediğinde kaynar su ile elini yaktığını söylediğini, davalının çalıştığı için gün içerisinde 70 yaşındaki babaannesi Eylül'e baktığını, bir çocuğun sağlıklı mental...

    un velayetlerinin anneye verilmesine ve ortak çocuklar yararına nafakaya hükmedilmiş, ilk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı erkek tarafından tamamı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, istinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince, davacı kadının az kusurlu olduğu kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kusur yönünden gerekçesi düzeltilmiş ve velayet, kişisel ilişki ile ortak çocuklar lehine hükmedilen nafakalara ilişkin bentlerinin kaldırılmasına, ortak çocuklardan İlhan'ın velayetinin davalı babaya verilmesine, anneyle kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ...'un velayetinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, erkeğin diğer istinaf talepleri reddedilmiş, bu karar davalı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmiştir....

      HUKUK DAİRESİ ESAS NO : 2021/865 KARAR NO : 2021/1003 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN TARİHİ : 09/12/2020 NUMARASI : 2018/464 ESAS - 2020/480 KARAR İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURAN DAVACI/ BİRLEŞEN DOSYA ÇOCUK : T4 , 19/09/2014 DOĞUMLU ASIL DAVA : VELAYET (VELAYETİN DEĞİŞTİRİLMESİ) BİRLEŞEN DAVA : VELAYETİN KALDIRILMASI KARAR TARİHİ : 05/10/2021 KARARIN YAZ....

        UYAP Entegrasyonu