Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya kapsamından çocukların velayetlerinin anneye verilmesi ve baba ile kişisel ilişki kurulması ve bu kişisel ilişkinin süresinin de uygun olduğu, bu yönden incelenen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Ancak Mahkeme kararında " müşterek çocuk ARDA EMİL SEVİM'in babasına verilen velayetinin KALDIRILARAK mahkememizce yapılan değerlendirme üzerine müşterek çocuğun velayetinin davacı karşı davalı anne T1'ya VERİLMESİNE," karar verilmiş olup, Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK m. 348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar....

aydınlığa kavuşacağı üzere velayetin değiştirilerek müvekkiline verilmesi çocuğun üstün yararına olacağını beyanla , küçük Muhammed Talha Yarım'ın velayet hakkının dava tarihinden itibaren tedbiren dava sonucunda da kesin olarak anneden alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, çocuğunu rahatlıkla görmekte olduğunu, kişisel ilişki tesisinde hiçbir problem yaşamadığını, velayetin el değiştirmesi şartlarının oluşmadığını buna rağmen davacı tarafın asılsız iddialarla bu davayı açtığını, tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde davacı Mine lehine bağlanan 350 TL yoksulluk nafakasının, Mine'nin evlenmesi ve işe başlaması durumunda kaldırılacağı yönünde hüküm olduğunu, Mine'nin uzun süredir çalıştığını öğrenmelerinin üzerine bu nafakanın kaldırılması yönünde dava açtıklarını, akabinde huzurdaki davanın açıldığını, huzurdaki davanın caydırma amaçlı açıldığını, davacının velayet almak için gerekli imkanlara sahip olduğu konusunda dosyaya delil sunulmadığını, çocuğun babanın yanında kötü muamele gördüğü ve babanın çocukla ilgilenmediği iddialarının asılsız olduğunu, davacının çocukla kişisel ilişki günlerinde bile riayet etmeyip çocuğu görmeye gelmediğini beyanla; açılan davanın reddini talep etmiştir....

Taraflar arasındaki karışılıklı görülen velayetin değiştirilmesi ve kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince velayetin değiştirilmesi davasının kabulüne, birleşen davada davacı kurumun aktif husumet ehliyeti ile davada hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın birleşen davada davacı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2022 NUMARASI : 2021/89 ESAS 2022/350 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması|Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Seydişehir 1....

    Dava, velayetin düzenlenmesi, olmadığı takdirde çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulması taleplerine ilişkindir. (TMK'nun 323 ve 335 vd.m.leri) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velayeti altındadır. Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir. (TMK 335- 336 m.leri) TMK'nun 323. m.sine göre, ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel ilişki düzenlenmesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla, ana- baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi ana-baba içinde bir haktır....

    Davacı-karşı davalı kadın vekilinin; erkeğin kabul edilen davası ve kadının reddedilen kişisel ilişkinin arttırılması davasına yönelik istinaf başvurularının incelenmesinde; Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarının birici fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önelim sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK md.324). Velayet düzenlemesinin yanı sıra kişisel ilişki kurulurken de; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)....

    Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK m. 323). Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba için de bir haktır. Bu hak sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kendilerinden alınabilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m. 4). Kişisel ilişki düzenlemesine ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Değişen durum ve şartlara göre her zaman dava açılabilir. Bu durumda müşterek çocuklar ile davalı-davacı anne arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi azdır....

    Mahkemece; "Dava; çocukla kişisel ilişkinin kaldırılması talebine, birleşen dava; velayet ve iştirak nafakasının kaldırılması mümkün olmadığı takdirde kişisel ilişki kurulması talebine ilişkindir....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/11/2020 NUMARASI : 2019/937 ESAS, 2020/657 KARAR DAVA KONUSU : ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;tarafların 2012 yılında evlendiklerini, müşterek bir oğulları olduğunu, 2014 yılında boşandıklarını, müşterek çocuğun velayet hakkının davacı anneye verildiğini, müşterek çocuk ile davalı arasında, her istediğinde şahsi ilişki tesisine ve müşterek çocuğun 3 yaşından sonra 15 günde bir, davalının yanında kalmasına, müşterek çocuğun eğitime başlayıncaya kadar, aylık 200 TL, eğitime başladıktan sonra aylık 300 TL iştirak nafakasının, davalının işten ayrılması durumunda, çocuğun...

    UYAP Entegrasyonu