Dosya kapsamında toplanan tüm deliller, uzman raporları, çocuğun uzmandaki beyanları dikkate alındığında davalı babanın velayet görevini istismarı, ihmali olmadığı, velayet görevini yerine getirdiği, TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların bulunmadığı, velayet sahibi ebeveynin evlenmesinin tek başına velayetin değiştirilmesi sebebi olamayacağı sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesince verilen red kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı kadının istinaf talebinin REDDİNE, 2- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINA 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda tarafların yokluklarında oy birliği ile kesin olarak karar verildi....
Her ne kadar, davalı anne ve babanın velayet kendisinde bulunmasına rağmen küçüğü 15 günlükken tedavi amaçlı hastaneye bırakıp, geri almadıkları, çocuğun bakım kararı ile kuruma yerleştirildiği, anne ve babanın bu işlemler sırasında imzalı dilekçeleri ile küçüğün evlat edinme hizmet modelinden faydalanmasına izin verdiklerini belirtip, eldeki dosyanın yargılaması sırasında da ekonomik durumları iyi olmadığından çocuğa bakamadıklarını, bu nedenle velayetin kaldırılmasını kabul ettiklerini belirtmiş iseler de, davalılar istinaf dilekçelerinde davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Velayetin kaldırılması kararı ana veya baba için ağır sonuçlar doğuran bir karardır....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....
Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için ya velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır....
nın öncelikle velayetinin kaldırılması gerektiği, bu görevin de Aile Mahkemesinin görevi içinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi ise, kısıtlı adayının ergin olduğunu ve davanın da vesayete ilişkin olduğunu, velayete dair bir davanın bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm vermiştir. Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır.( TMK 409. m.) Dosya kapsamından, vesayeti istenilen ... ergin olup velayet altında bulunmadığı ayrıca TMK 348. maddesine dayalı velayetin kaldırılmasına yönelik bir davanın da bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, dava, kısıtlı adayı ergin ...'nın akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebine dayalı, TMK.nunun 405 maddesine göre vesayet altına alınması istemine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Bulancak Sulh Hukuk (Aile) Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, çocuklar üzerinde velayet hakkına sahip (TMK m.337/1) olan davalının, çocuklarını 2005 yılında davacıya bırakıp evden ayrıldığı, çocukların o tarihten bu yana ...'da davacının yanında kaldıkları, bu süre içinde bakım ve eğitimlerinin davacı tarafından karşılandığı, davalının yaklaşık beş yıldır velayet görevini ve sorumluluğunu ifa etmediği anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında çocukların velayetinin davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, isteğin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyoruz....
Yasal sebep olmadıkça velayet ana ve babadan alınamaz. Hakim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velayeti altında kalırlar. Aynı Yasanın 407/1 maddesi; bir yıl veya daha uzun süreli özgörlüğü baylayıcı bir cezaya mahkum olan her ergin kısıtlanır. Yine aynı Yasanın 419/son maddesi; kısıtlanan ergin çocukların kural olarak vesayet altına alınmayıp, velayet altında bırakılır, düzenlenmesi getirmiştir. Buna göre ergin olan kişi ana veya babanın velayeti altında bırakılmış ise veli hakkında vesayete ilişkin özel hükümler değil velayete ilişkin hükümler uygulanacaktır. Veli ...'in velayetin kaldırılması için aile mahkemesine dava açması mümkün ise de, TMK 417. maddesindeki sebepleri ileri sürerek kaçınma talebinde bulunması mümkün değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kısıtlı adayı hakkında velayet hukukuna ilişkin olarak açılan davada ... Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, şiddet uygulaması nedeniyle, anneden velayetin kaldırılarak bir yurda yerleştirilmesi ve/veya koruma altına alınması istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, velayetin kaldırılması davaları çekişmesiz yargı işi olduğundan ve aynı Kanunun 383/1. maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda davacı, eşinin ölümü ile çocukları ...'in velayetinin kendisine kaldığını, ancak çocuğu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle verilen hükmün velayetin kaldırılması (TMK.m.348) niteliğinde olmayıp, velayet sahibinin değiştirilmesi (TMK.m.183,349) niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlara ilişkin temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. 2-Velayeti davalı babada bulunan müsterek çocuğun, hükümle birlikte velayetinin davacı anneye verilmesine karar verilmiştir. Müşterek çocuğun yargılama sırasında davalı baba yanında bulunduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Kaldırılması - Nafakanın Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre velayetin kaldırılmasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-İştirak nafakasının artırılmasına dair karara yönelik temyiz itirazına gelince; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 14.07.2004 gün ve 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2. maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında temyiz sınırı 21.07.2004 tarihinden itibaren 1170 YTL’ye çıkarılmıştır. 5212 ve 5236 Sayılı Yasalar uyarınca, her yıl “Yeniden Değerlendirme Oranına” göre bulunacak miktarlar dikkate alınarak, belirtilen konularda değer itibarıyla bu miktarların altında kalan...