Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, velayetin kaldırılması talebine ilişkindir.(4721 sayılı TMK'nun 348 vd. m.leri) 4721 sayılı TMK'nun 348. m.sine göre, ana ve babanın çocuğa yeterli ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi yahut kalıdırılması nedenleridir. Kuşkusuz velayet kendisinde bulunan anne ve babanın çocuk ile ilgili yapacağı her türlü iş ve işlemde çocuğun üstün yararını koruması gerektiği tartışmasızdır. Çocuğun üstün yararı, çocuğu ilgilendiren her işte göz önüne alınması zorunlu olan ve belirli bir somut olayda çocuk için en iyisinin ne olduğunu belirlemede dikkate alınan bir ölçüt bir kılavuzdur. Çocuğun üstün yararı, çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (Yücel, Özge Ufuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117- 137)....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, velayetin kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Velayet davaları kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesiyle alakalı olan herkes tarafından açılabilir. Açılmış olan davaya katılabilir, usulünce verilmiş müdahillik kararı bulunmasa dahi o karara itiraz edebilir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/19224E. 2015/21912 K.sayılı, 19.11.2015 tarihli kararı Buna göre dava, velayetin kaldırılmasına ilişkin olup, davacı dede tarafından anneye karşı açılmıştır....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/08/2022 NUMARASI : 2021/451 ESAS 2022/574 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Kaldırılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, kayyım tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi, gereği düşünüldü....

Tarafların boşanmalarından sonra müşterek çocuk Poyraz 'ın davalı anne ile kaldığı davacı baba ile görüşmesi ve yanında kalması hususunda taraflar arasında sorun olmadığı, müşterek çocuk Poyraz 'ın duruşmada alınan beyanında davalı anne ile ilgili olumsuz bir söz de söylememesi, davacı tarafça ileri sürülün yangın olayının tarihinin eski olması da gözetilerek, velayet görevinin anne tarafından ihmal veya istismar edilmediği de dikkate alındığında TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların gerçekleşmediği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları nazara alınarak davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin de yerinde olmadığı sonucuna varıldığından davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk derece mahkemesi kararının ve 28.11.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına, davacının velayet, iştirak nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasına hükmedilmesine yönelik davalarının reddine dair aşağıdaki hüküm...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kesinleşen boşanma kararı ile birlikte velayetleri anneye verilen ortak çocukların velayetinin değiştirilerek babaya verilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m.183, 349). Velayetin düzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK m. 339). Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....

    Urla Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/68 Esas, 2018/59 Karar sayılı ilamıyla TMK'nın 166/3. maddesi kapsamında 02/02/2018 tarihinde boşandıkları, 31/07/2013 doğumlu ortak çocukları Rüzgar'ın velayetinin davalı anneye verildiği, baba ile haftanın 4 günü olacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu anlaşılmaktadır. 1- Velayetin değiştirilmesi davası, velayet kendisinde bulunan veya velayet kendisine verilen verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayet sahibi anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, küçük Beren hakkında kesinleşmiş bir velayet kararı bulunmadığından velayetin anneden alınarak babaya verilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5395 sayılı yasanın 5/1- d maddesi uyarınca küçük Beren hakkında sağlık tedbiri uygulanmasına, Beren hakkında danışmanlık tedbiri verildiği ve tedbirin halen devam ettiği anlaşılmakla bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuk Beren 'in 5395 sayılı yasanın 5/1- c maddesi uyarınca bakım tedbiri uygulanması hususunda rapor tanzim edilmesinin istenilmesine, müşterek çocuk Kadir Eren hakkında kesinleşmiş bir velayet kararı bulunmadığından velayetin değiştirilmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

    gerekçesi ile; "Davacının velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebinin REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili, davanın kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması/azaltılması istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı erkeğin tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı dede tarafından açılmış velayetin kaldırılması davasıdır. Bilindiği üzere TMK'nun 336. maddesi gereğince "Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velayeti eşlerden birine verebilir." sözü edilen yasal düzenlemeye göre velayet hakkı münhasıran anne veya babaya tanınan bir hak olup evlat edinme hariç ana-baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun menfaatidir ve bu düzenlemede ana ve baba ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir (TMK m.349)....

    Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m. 348). Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m. 183, 349, 351/1). Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçmış olmakla davalı babanın karar düzeltme talebinin bu yöne ilişkin olarak kabulüne, velayetin kaldırılması kararma yönelik olarak onama kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilmesine karar verilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu