Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması" davası ile aynı davacı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesine" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların müşterek çocuğu ... 18.05.2001 doğumlu ve idrak çağında olup, velayet konusunda görüşüne değer verilerek hüküm tesis edildiğinin anlaşılmasına, görüşünün menfaatine aykırı olduğunu gösteren bir delil ve olgu bulunmamasına göre, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları da yersiz olup, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "... açılan dava velayetin kaldırılması davasıdır. Tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TMK.nın 348.maddesine göre velayetin nez'ine karar verilebilmesi için "ana-babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, ana-babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması" hususlarının gerçekleşmesinin arandığı, olayımızda toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları, sosyal inceleme raporuna göre; TMK.nın 348.maddesinde belirtilen velayetin kaldırılması şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla; küçük Muhammet Emin yönünden davacıların davasının reddine, küçük Sümeyye Nur'un reşit olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    yerine getirmediği anlaşıldığından, velayetin babaya verilmesinin doğru olduğu, velayeti babaya verilmesi gerektiğinden iştirak nafakasının da kaldırılmasının da doğru ve yerinde olduğu, iştirak nafakasının kaldırılma talebinin, velayetin değiştirilmesi talebinin ferisi niteliğinde olduğundan, iştirak nafakasının kaldırılması yönünden davacı lehine ayrıca vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Yapılan bu açıklamalara göre; velayet kendisinde olan babanın ölümüyle velayet kendiliğinden anneye geçmediğine ve ayrı bir kararla velayet kendisine tevdi edilmemiş bulunduğuna göre velayetin kaldırılması da söz konusu değildir. Bu durumda davalı anneye velayetin kaldırılması davasında husumet yöneltilmesi de doğru değildir. Mahkemece bu husus gözetilerek davalı anneye karşı açılan davanın husumetten reddi reddi ile küçük Eylül'e yargılama devam ederken zaten vasi atandığı anlaşıldığından bu hususta yeniden ihbarda bulunulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalının istinaf isteminin bu yönüyle kabulü gerekir....

    Velayetin kaldırılması ise ;anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde sözkonusu olabilecektir. (TMK m.348). Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Davacı davalının çocuğu kendisine göstermediğini ancak icra marifetiyle çocuğu görebildiğini iddia etmiş davalı ise iddiaları kabul etmemiştir....

    (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK.md.183,349,351/1). Bu sebeple mahkemece velayetin kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

      Velayet altında bulunmayan her çocuk vesayet altına alınır.( TMK 409. m.) Somut olayda vesayeti istenilen çocuk, annesinin velayeti altında bulunduğundan öncelikle velayetin kaldırılması koşullarının bulunup bulunmadığının tartışılması gerekecektir. Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılmasına ilişkin davalar Aile Mahkemesinin görevine girmektedir. Velayetin kaldırılmasına karar verilmesi halinde vasi tayini hususu gündeme geleceğinden Aile Mahkemesi görevlidir.(TMK.348.m.) Bu durumda uyuşmazlığınk(Aile) Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25. ve 26.) maddeleri gereğince Asliye Hukuk(Aile) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        TMK'nın 419/3. maddesine göre de velayet altına bırakılmasına karar verilen kısıtlı ergin çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda velayet hükümleri uygulanacaktır. Somut olayda vasi tayin edilebilmesi için velayetin sonlandırılmasına karar verilmesi gerekecektir. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesidir. Bu halde, uyuşmazlığın aile mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bartın Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16.06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          TMK'nın 419/3. maddesine göre de velayet altına bırakılmasına karar verilen kısıtlı ergin çocuklar hakkındaki uyuşmazlıklarda velayet hükümleri uygulanacaktır. Somut olayda vasi tayin edilebilmesi için velayetin sonlandırılmasına karar verilmesi gerekecektir. Bu hükümleri uygulayacak görevli mahkeme ise 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince aile mahkemesidir. Bu halde uyuşmazlığın aile mahkemesinde görülerek, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Manisa 2. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/05/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            (TMK.m.21) Dava, velayet altında bulunan küçüğe vasi tayin edilmesi talebine ilişkindir. Vesayet altına alınması dava edilen küçük halen velayet altındadır. Dolayısı ile küçüğün vesayet altına alınıp vasi tayin edilebilmesi için Aile Mahkemesi'nce velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir; ki, küçüğe vasi tayin edilmesinin gerekip gerekmediği velayetin kaldırılması davasının sonucuna bağlıdır. Velayete ilişkin davalar basit yargılama usulüne tabidir. Yetki meselesi kamu düzenine ilişkin değildir. Dolayısı ile ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce yapılmış bir yetki itirazı olmadığı halde yetkisizlik karar verilmesi doğru olmamıştır. Vesayet davalarına bakmaya münhasıran Sulh Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Bu durumda vasi tayini talebi yönünden dava dosyasının tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir. Velayet altındaki küçüğün yerleşim yeri anne babasının ikamet ettiği yerdir....

              UYAP Entegrasyonu