Davalının temyiz incelenmesine gelince; * Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar.(TMK.md.183,349,351/1) Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir.Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesine uygun düşer....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava vesayetin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece; 24/11/2021 tarihli ek karar ile talebin reddine karar verilmiştir. Davada; küçük 2016 doğumlu Belinay için dedesinin vasi olarak atanmış olduğu, küçüğün anne babasının boşanmış olduğu, küçüğün velayetinin babaya verildiği, babanın ise vefat ettiği anlaşılmıştır. Talep eden anne; İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesinde vesayetin kaldırılması ve velayetin düzenlenmesi davası açmış, mahkemece vesayetin kaldırılması davası tefrik edilerek dosya sulh hukuk mahkemesine gönderilmiştir. 4721 Sayılı TMK'nun 404.maddesi gereği velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "... açılan dava velayetin kaldırılması davasıdır. Tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TMK.nın 348.maddesine göre velayetin nez'ine karar verilebilmesi için "ana-babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi, ana-babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması" hususlarının gerçekleşmesinin arandığı, olayımızda toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları, sosyal inceleme raporuna göre; TMK.nın 348.maddesinde belirtilen velayetin kaldırılması şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla; küçük Muhammet Emin yönünden davacıların davasının reddine, küçük Sümeyye Nur'un reşit olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki "yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması" davası ile aynı davacı tarafından bağımsız olarak açılan "velayetin değiştirilmesine" ilişkin davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tarafların müşterek çocuğu ... 18.05.2001 doğumlu ve idrak çağında olup, velayet konusunda görüşüne değer verilerek hüküm tesis edildiğinin anlaşılmasına, görüşünün menfaatine aykırı olduğunu gösteren bir delil ve olgu bulunmamasına göre, davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin temyiz itirazları da yersiz olup, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı büyükbaba; velayet sahibi annenin, çocuklarınıda alarak sığınma evine yerleştiğini, gelininin ailesinin etkisinde kaldığını iddia ederek, "Dava konusu küçük ...velayetinin kendisine verilmesini" talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m. 33). Davacının talebi velayetin kaldırılmasına ilişkindir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir....
yerine getirmediği anlaşıldığından, velayetin babaya verilmesinin doğru olduğu, velayeti babaya verilmesi gerektiğinden iştirak nafakasının da kaldırılmasının da doğru ve yerinde olduğu, iştirak nafakasının kaldırılma talebinin, velayetin değiştirilmesi talebinin ferisi niteliğinde olduğundan, iştirak nafakasının kaldırılması yönünden davacı lehine ayrıca vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Yapılan bu açıklamalara göre; velayet kendisinde olan babanın ölümüyle velayet kendiliğinden anneye geçmediğine ve ayrı bir kararla velayet kendisine tevdi edilmemiş bulunduğuna göre velayetin kaldırılması da söz konusu değildir. Bu durumda davalı anneye velayetin kaldırılması davasında husumet yöneltilmesi de doğru değildir. Mahkemece bu husus gözetilerek davalı anneye karşı açılan davanın husumetten reddi reddi ile küçük Eylül'e yargılama devam ederken zaten vasi atandığı anlaşıldığından bu hususta yeniden ihbarda bulunulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalının istinaf isteminin bu yönüyle kabulü gerekir....
Velayetin kaldırılması ise ;anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde sözkonusu olabilecektir. (TMK m.348). Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Davacı davalının çocuğu kendisine göstermediğini ancak icra marifetiyle çocuğu görebildiğini iddia etmiş davalı ise iddiaları kabul etmemiştir....
Kararda aksi belirtilmedikçe, velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar (TMK m. 348). Dosya kapsamından; davalı babanın ikinci eşinden dünyaya gelen çocuklar yönünden velayetin kaldırılmasını gerektirecek bir durumun varlığı ispatlanmamıştır. O halde sadece 06.08.1999 doğumlu Beste yönünden velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
(TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK.md.183,349,351/1). Bu sebeple mahkemece velayetin kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....