Somut olayda; küçüğün babasının vefat etmiş olduğu, annesinin ise sağ olduğu, sağ kalan anneye ait olan velayet hakkının anneden kaldırıldığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Mahkemece küçüğün velayet durumunun araştırılması, sağ ve ergin olduğu anlaşılan annesinin velayetinin kaldırılmasına ilişkin bir karar bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, yok ise velayetin düzenlenmesi yönünde dava açılması için davacıya süre verilmesi, bu davanın sonucunun beklenmesi ve oluşacak sonuca göre vesayet konusunun değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile talebin reddine karar verilmesi gerekirken, dava hatalı nitelendirilerek kayyım tayini yoluna gidilmesi isabetsiz olduğundan kayyım vekilinin istinaf isteminin kabulüyle hükmün HMK'nın 353(1)a-6 maddesi gereği kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....
ilgi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biri ile velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi velayetin değiştirilmesi nedenleridir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Velayet sahibinin evlenmesinin tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmeyeceği nazara alınarak bu yöndeki iddialara itibar edilmediği, (bu yöndeki Y2HD 13.01.2014, E.2013/13402, K.2014/1), yine davacı müşterek çocuk ile kişisel ilişki kurulmasına engel olunduğundan bahisle icra yoluna başvurduğunu bildirmiş ise de babanın kişisel ilişki kurulmasına engel olduğunu, bundan ötürü icra kanalıyla çocuğun teslim alındığını ispat edemediği, dosya kapsamında velayetin değiştirilmesini gerektirir şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı anne istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ile karar verildiğini, ret kararının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Toplanan deliller velayetin kaldırılmasını gerektirmemekle birlikte velayetin değiştirilmesi çocuğun yararına olacaksa velayetin değiştirilmesi gerekir (TMK m.183, 349, 351/1). Bu sebeplerle mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılarak velayetin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi kararının bu bölümünün düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan; Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarının birici fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önelim sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK md.324)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış velayet istemine ilişkindir. Her ne kadar Mahkemesince davacının velayetin değiştirilmesi davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar veriliş ise de; Velayet kamu düzeni ile ilgili bulunup, çocuğun üstün yararı da dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür. Bu sebeple davacının davayı açmakta hukuki yararı vardır. Somut hadisede davacı anne ile dava dışı babanın boşandığı ve velayetin babaya verildiği, babanın ceza evine girmesi nedeniyle babadaki velayetin kaldırılarak küçüğe babaannenin vasi olarak atandığı gelinen aşamada annenin velayet talep ettiği görülmüştür....
Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayet düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı"dır (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)....
Dosyada mevcut nüfus kaydına göre, çocukların babaları tarafından tanınmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 337/1. maddesi gereğince evlilik dışı çocuğun velayet hakkı davacı anneye aittir. Aynı kanunun 404. maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemelere göre velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup, evlat edinme hariç ana baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Bu durumda toplanan delillerden ve dosya kapsamından davalı annenin çocukları ile ilgilenmediği, onlara şiddet uyguladığı, çocukların davacı anneanne yanında kaldığı ve bakımlarının onun tarafından yapıldığı, davalı annenin velayet görevini yerine getirmediği, yükümlülüklerini ağır biçimde savsakladığı (TMK m. 348/2) gerçekleşmiştir....
Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkının anne veya babaya verilmesinden sonra velayet kendisine verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayeti alan anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır. Velayetin değiştirilmesine ilişkin şartlar TMK’da açıkça düzenlenmiştir. TMK’nın “Durumun Değişmesi” başlıklı 183....
DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne ... ile baba ....karar sayılı, 22/09/2011 tarihinde kesinleşen kararı ile boşanmışlar ve müşterek çocuk ... velayeti babaya verilmiştir. B... 13/05/2015 tarihinde vefat etmesi üzerine anne 22.06.2015 tarihinde eldeki velayetin tevdii davasını açmış, küçüğün vasisi ... yargılama esnasında müdahale talebinde bulunmuş, yargılama sonucunda küçüğün velayeti anneye verilmiştir. Babanın ölümü ile nüfus müdürlüğünün talebi üzerine ...Karar sayılı 23.06.2015 tarihinde kesinleşen kararı ile küçük .... iki yıl süre ile amca ... vasi tayin edilmiştir. Velayet “kamu düzenine” ilişkindir ve asıl olan küçüğün velayet altında olmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kesinleşen boşanma kararı ile birlikte velayetleri anneye verilen ortak çocukların velayetinin değiştirilerek babaya verilmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK m.183, 349). Velayetin düzenlenmesinde ana ve babalık duygularının tatmini gözetilmekle birlikte, asıl olan çocuğun üstün yararıdır (TMK m. 339). Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....