Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Karşı davada velayetin yeniden düzenlenmesi talep edilmiş, mahkemece verilen karar velayet yönünden de temyiz edilmiştir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi, kabul edilmediği takdirde TMK'nın 323. maddesi gereğince kişisel ilişkinin düzenlenmesi istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK md. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur....

    Velayet hususunun değerlendirilmesi Aile Mahkemesinin görevinde olduğundan, Aile Mahkemesi velayetin anneden kaldırılıp babaya verilmesi hususunu değerlendirecek ve sonucuna göre karar verecektir. Velayetin anneden kaldırılıp, babaya verilmesinde sakınca bulunan hallerin saptanması halinde ise Aile Mahkemesi çocuğun vesayet altına alınması konusunda Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunacaktır. Bu durumda uyuşmazlığın, Kayseri 1.Aile Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22. (1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.) maddeleri gereğince Kayseri 1.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      TMK.nun 337/2 maddesinde "ananın, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayetin kendisinden alınmış olması durumunda hakimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya tevdii edeceği" öngörülmüştür. Somut olayda öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin küçüğü tanıyan babaya tevdi edilip edilmeyeceğine yönelik olacaktır. Velayetin tevdii hususu Aile Mahkemesinin görev alanı içerisinde bulunduğundan öncelikle bu husus Aile Mahkemesince değerlendirilecek, küçüğün babasının velayeti altına konulması mahkemece uygun görülürse Aile Mahkemesince bu konuda karar verilecek aksi halde TMK. 337 maddesi gereğince küçüğe vasi tayin edilmek üzere dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilecektir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 3. Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *velayet kendisine tevdi edilmemiş tarafın, mali gücüne göre çocukların bakım ve eğitim giderlerine katılmak zorunda oluşu(TMK. 182/2) dikkate alınarak karar verilmiş olduğundan davalının iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir....

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle görevini gereği gibi yerine getirilmemesi; ana ve babanın çocuklara yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir.(TMK. md.348) Dosya kapsamından; anne Hatice Gülderen'in, davalı ile evliyken 11.08.2007 tarihinde öldüğü, ölümle velayet görevinin davalı babaya geçtiği, davacı teyzenin 13.04.2009 tarihinde velayetin kaldırılması davası açtığı anlaşılmıştır. Toplanan delillerden, davalı babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmediği, çocuğa yeterli ilgiyi göstermediği, küçüğe davacı teyze tarafından bakıldığı, küçüğün yıllardır davalı teyze ile yaşadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 348. madde şartları oluşmuştur. Mahkemece davacının davasının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

            Davalı/davacı erkek vekili; erkeğin reddedilen davalarına, birleşen velayet düzenlemesine ilişkin davadaki yargılama gideri ve vekalet ücretine, kusur tespitine, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatlara, yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı/davalı kadın vekili, katılma yoluyla sunulan istinaf dilekçesinde; velayet düzenlemesine, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine, birleşen davalar ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri ile velayet düzenlemesine ((TMK md 197, md. 336/2) ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; 1- Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartlarından (HMK m. 114/1- d) olup, bu husus kamu düzeniyle ilgilidir....

            Öte yandan, anne ve babanın deneyimsizliği , hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir ( TMK m. 348 ). Somut dosyada, müşterek çocuk 2002 doğumlu Rümeysa'nın yargılama sırasında reşit olduğu, 2005 doğumu Hümeyra Tuğçe ve 2007 doğumlu Emirhan Tuğra'nın boşanma ile birlikte velayetlerinin düzenlenmesi gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, asıl olan çocukların velayet altında bulundurulması olup, TMK'nın 348.maddesindeki koşullar bulunmadığı müddetçe velayet hakkı kaldırılamaz....

            Somut olayda, mahkemece küçüğün uzmanlar tarafından alınan beyanına itibar edildiği belirtilmiş ve velayet hakkının anneden alınarak babaya verilmesine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Özel Dairece "velayetin değiştirilmesine" yönelik temyiz itirazları reddedilerek kesinleşmiştir. Uyuşmazlık konusu yukarıda da belirtildiği üzere velayetin değiştirilmesinin bir sonucu olan ve ana ya da babanın, velayet hakkı kendisinde bulunmayan çocuk ile arasında kurulan kişisel ilişkiye yöneliktir. Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır....

              Eldeki dosyada talep vasi atanmasına ilişkin olup küçüklerin üzerindeki annenin velayet hakkının kaldırılmasının istenmediği, velayetin kaldırılması davalarının eldeki davanın aksine harca tabi olduğu, hasımlı açılması gerektiği, delillerin taraflarca getirilmesi gerektiği gibi hususlar nazara alındığında söz konusu talebin velayetin kaldırılması talebinini içerdiğinin kabul edilemeyeceği açıktır. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.06.2016 tarih ve E. 2016/3374- K. 2016/6939 sayılı; 23.10.2015 tarih ve E. 2015/6498- K. 2015/10045 sayılı kararları varsa velayetin kaldırılmasına ilişkin talebin tefrikine ilişkindir) Türk Medeni Kanunu'nun 404. maddesine göre velayet altında bulunan küçüklere vasi atanması istendiğinden, mahkemece davacı vasi adayına velayet hakkının kaldırılması için dava açmak üzere yetki ve süre verilerek bu davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir....

              UYAP Entegrasyonu