"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası ve Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki “iştirak nafakası” talebine ilişkin dava ile davalı tarafından açılan “velayetin değiştirilmesine” ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuna uygun sebeplere ve özellikle velayet değişikliğine ilişkin karşı davanın, "feragat" sebebiyle değil, velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durumun tespit edilmemiş olmasından dolayı reddedilmiş olmasına göre, davalı-karşı davacının bu davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Nafaka davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Davacı-karşı davalı, 21.11.2013 tarihli ön inceleme duruşmasına usulüne uygun davet edildiği halde gelmemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2020/268 Esas 2020/259 Karar sayılı ilamı ile velayeti davalı babaya verilen müşterek çocuk 09/04/2019 doğumlu Buğlem Taştan’ın velayetinin davalı babadan alınarak davacı anne Merve Taştan'a verilmesine, Velayeti davacı anneye bırakılan çocuk ile davalı baba arasında kişisel ilişki tesisine, davacının müşterek çocuk için talep ettiği tedbir nafakası isteminin reddine, davacının müşterek çocuk için talep ettiği iştirak nafakası isteminin kısmen kabulü ile; İşbu kararın velayet değişikliği yönünden kesinleştiği tarihten itibaren başlamak üzere; müşterek çocuk lehine aylık 750,00 TL iştirak nafakasının aydan aya davalıdan alınarak müşterek çocuğa velayeten davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili davanın kabulünü, velayet değişikliği ve aleyhe hükmedilen iştirak nafakası miktarını , Davacı vekili ise iştirak nafakası miktarını İstinafa getirmişlerdir....
yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığından velayetin davacı babaya verilmesine, davalı-karşı davacı annenin iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Davalı kadının düzenli gelir getiren bir işinin bulunup bulunmadığı hususu araştırılarak kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşüp düşmeyeceği belirlendikten sonra yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle velayet ve yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. TMK'nun 331. maddesinde ise; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” şeklinde düzenleme vardır, Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Geçici Olarak Düzenlenmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; velayetin tedbiren düzenlenmesi, kişisel ilişki ve vekalet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise; her iki davaya yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, davalı eşinden kendisi ve müşterek çocukları için Türk Medeni Kanununun 197. maddesi kapsamında tedbir nafakası talep etmiş, ayrıca müşterek çocukların velayetinin kendisine bırakılmasını istemiştir....
Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Başka bir anlatımla, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayet düzenlemesine yönelik istemler incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2-1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayetin düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usulü kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkelere vurgu yapılmıştır....
Davacı kadın vekili tarafından küçük Melisa için hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında velayeti anneye verilen müşterek çocuk Melisa için hükmedilen iştirak nafakası miktarının yeterli olduğu anlaşılmakla davacı kadın vekilinin iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği anlaşılmıştır....
nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. TMK'nun 331. maddesinde ise ; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” şeklinde düzenleme vardır, Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....