Velayet düzenlemesi yapıldığında çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür(TMK 182.md),ana-babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası,çocuğun korunmasına yönelik olup kamu düzenine ilişkindir,hakim talep olmasa dahi"açıkça nafaka istemiyorum"şeklinde bir beyanın varlığı dışında kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir.İştirak nafakası çocuk için bir hak olup velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri de ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta ayrıca harç alınması da iştirak nafakası talebini müstakil bir dava haline getirmez.Kamu düzenine ilişkin olan velayetin değiştirilmesine konu davada asıl talebin ferisi niteliğindeki nafaka talebinin bağımsız bir dava olduğunu kabul etmek usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği gibi ,iştirak nafakasına hak kazanması için velayetin değiştirilmesi davasının sonucunu beklemek çocuk yönünden haklarına geç ulaşması sonucunu doğuracaktır.Hatta...
Velayet açısından: Ayrılık döneminde çocukların anneyle yaşamaları, SİR raporunda velayetin anneye verilmesinin belirtilmesi, çocukların anneyle birlikte yaşamak istemeleri ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velayetlerinin anneye verilmesinin doğru olduğu anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından davalı-davacı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmemesi açısından: TMK'nun 169. maddesi "Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır." hükmünü içermektedir. Kadın için tedbir nafakası verilmemesi hatalı olup, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın yararına aylık 2.000,00TL tedbir nafakasına karar verilmiş olup kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kadının düzenli geliri olduğu, yoksulluk nafakası verilmemesi doğru olduğu anlaşıldığından kadın vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda; müşterek çocukların 1998 ve 2003 doğumlu oldukları, lise ve ilkokula gittikleri, davalı vekilinin duruşmadaki beyanında; müşterek çocuklar için ayrı ayrı 500,00 TL iştirak nafakası miktarında sulh olabileceklerini belirttiği görülmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; davacının günlük 30,00- 50,00 TL gelir elde ettiği, davacının ekonomik durumu dikkate alındığında maddi güçsüzlüğü söz konusu olduğu ancak davalı kadının yoksulluk durumu ve yanında olan dört çocuğun ihtiyaçlarını karşılaması ile yoksulluk çekeceği sarih olduğundan davacının yoksulluk nafakası ödemesi gerektiği, ancak miktar olarak davacının nafaka borçlarını karşılayamadığından icra ceza dosyalarına bağlı hapsen tazyik yaptırımları uygulanmasının da maddi güçsüzlüğünü ispatlar olduğu kabul edilerek İnebolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/55 E. 2020/126 K. sayılı ilamı ile davalı lehine takdir olunan yoksulluk nafakasının uygun miktarda indirilmesine, müşterek çocuklarının her birinin okul çağında olduğu ve eğitim gördüğü gerekçesiyle davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki tesisine, kadın için tedbir-yoksulluk nafakası takdirine yer olmadığına, çocuk için tedbir-iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, varsa kadın ve çocuk lehine hükmedilen tedbir nafakalarının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadın lehine maddi-manevi tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; velayetin tarafına verilmemesini, iştirak nafakasına hükmedilmemesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan asıl ve karşı dava TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve ferileri isteminden ibarettir....
Mahkemece; boşanmadan sonra davacının sigortalı olarak çalışmaya başladığı, ekonomik durumunda iyileşme olduğu, tarafların ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gereğince davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının artırımı isteminin reddine, iştirak nafakasının 175'er TL'ye artırımına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımına ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin, sair temyiz itirazları yerinde değildir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür....
olarak devamına, 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, Davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine" karar verilmiştir....
Davalı karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, her bir çocuk için aylık 300 TL tedbir - iştirak nafakası takdir edilmesine, takdir edilen nafakaların yıllık artış oranının mahkemece tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/1 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, çocuklar için aylık 300'er TL tedbir - iştirak nafakası takdirine, takdir edilen iştirak nafakalarının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat takdirine, kadının tedbir - yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından iştirak nafakası, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuk lehine takdir edilen nafakanın karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle...