Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *velayet yönünden direnmeye ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay * Hukuk Genel Kurulu'na aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *Hukuk Genel Kurulu Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.03.2007...
Diğer taraftan nafaka belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Nafaka takdir edilirken tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır. Somut olayda; müşterek çocuk 2003 doğumlu olup, devlet okulunda okumaktadır. Davacı anne, bir turizm şirketinde çalışmakta olup aylık geliri 2.000 TL'dir. Davalı babanın ise, bir şirkette pazarlama bölümünde ülke müşteri sorumlusu olarak çalışmakta olduğu ve aylık gelirinin 3.712 TL bulunduğu gelen kayıtlardan anlaşılmıştır....
Mahkemece hükme esas alınan ... tarihli ibranamede, velayet hakkı sahibi alacaklı annenin ... tarihinden sonrası için çocuk lehine takdir edilen nafakayı talep etmeyeceği ve bu konuda icra takibi başlatmayacağı yönünde taahhütte bulunduğu anlaşılmaktadır. Alacaklı vekili müvekkiline nüfus hakkında olduğu belirtilerek boş kağıt imzalatıp üzerinin, doldurulduğunu, belgenin İİK'nun 33. maddesinde yazılı belge olmadığını belirtmiştir. Nafaka alacaklısı velayet hakkı sahibi anne, anılan ibranameyi verdiği tarihe kadar ki birikmiş nafaka alacağından feragat edebilir ise de, çocuğun üstün yararı gözetilerek ibraname tarihinden sonra işleyecek çocuk lehine hükmedilmiş iştirak nafakasından feragat edemeyeceğinin kabulü gerekir. Bu nedenle, imzası kabul edilen ibraname; düzenlendiği tarihe kadar olan nafaka alacaklarını sonlandırır....
Mahkemece; boşanma davasında tarafların birbirlerinden nafaka taleplerinin bulunmadığını bildirdikleri, karar tarihi ile nafaka talep tarihi arasında beş aylık kısa bir süre geçtiği ve bu süre içinde tarafların ekonomik durumlarında fark edilir bir değişme olduğunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler anne ve baba tarafından karşılanır (TMK nun 327/.... maddesi). Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder (TMK 328/.... maddesi). Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerlerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir (TMK.nun 329/.... maddesi). Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur (TMK.nun 330/.... maddesi)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, velayet, nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın 12.09.2015 tarihli dilekçe ile nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyizinden feragat ettiğini bildirdiğinden nafaka ve tazminat miktarlarına yönelik temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Velayet düzenlemesine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)’dır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tedbiren velayetin değiştirilmesi ve nafaka istemine ilişkin olup, basit usuli muhakemeye tabidir. Adli ara vermede velayet ve her çeşit nafaka davaları görülür. (HUMK.m.176) Temyiz edilen karar temyiz eden tarafa * 2.8.2007 günü tebliğ edilmiş ve fakat söz konusu karar yasada öngörülen (HUMK.432) l5 günlük süre geçtikten sonra * 3.9.2007 tarihinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiştir. # Kuşkusuz Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 2494 sayılı kanunla değiştirilen 432.maddesine göre, temyiz kanuni süre geçtikten sonra yapılır ise, temyiz isteminin reddine karar verme yetkisi hükmü veren mahkemeye aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velayet, ziynet alacağı ve nafaka davası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; boşanma davası ve fer'ileri ile birleşen nafaka dosyasındaki nafaka miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden...
Çocuğa fiilen bakan ana veya babanın diğerine karşı nafaka davası açabilmesi için, velayet hakkının kendisinde olması zorunluluğu da bulunmamaktadır. (TMK. md. 329/1) O halde, davacının; kendisi ve fiilen bakımında olan çocukları için nafaka isteğinin incelenmesi ve toplanan delillere göre hasıl olacak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Yerel mahkemenin ret gerekçesi yerinde değildir. Bu sebeple değerli çoğunluğun onama kararına nafakalar yönünden iştirak etmiyoruz....
Mahkemece, takip alacaklısı adına yaşının küçük olması sebebiyle velayeten açılan nafaka arttırım davasının sonunda verilen karar neticesinde reşit olduktan sonra davalı alacaklının bu kararı dayanak göstererek takip yapmasında yasal bir engel bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Boşanma veya ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf, gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK. md. 182). Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alman iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabidir. Ancak çocuğun reşit olduğu tarihe kadar ödenmeyerek biriken nafaka alacağı bulunduğu takdirde, velayet hakkı kendisine verilmiş olan eş tarafından çocuğun reşit olduğu tarihten sonra da bu alacak takibe konu edilerek ödenmesi istenebilir....