Değ. sayılı kararla ilk kez iadesinden sonra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından gerekli işlemlerin yapılması cihetine gidilmiş ancak 17 yaşındaki mağdurenin istememesi nedeniyle 2. iade kararına konu raporun alınamadığının ve ayrıca bu raporun davaya konu suçla doğrudan ve zorunlu ilgisinin de bulunmadığının anlaşılması karşında; itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı ve bu nedenle kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde olduğundan, Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.05.2010 tarihli ve 2010/439 D.İş sayılı kararının CMK.nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mahkemesince 29.05.2007 gün ve 838 Değ. iş sayı ile reddedilmiştir. Adalet Bakanlığınca yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince 08.03.2009 gün ve 17240-2209 sayı ile; “...İdari yaptırım kararına konu olan kabahatin niteliğine ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre, inceleme görevi Yargıtay Yüksek 9. Ceza Dairesine ait bulunduğu...”, Dosyanın gönderildiği Yargıtay 9. Ceza Dairesince de 29.09.2011 gün ve 4676-27362 sayı ile; “İdari yaptırım kararına konu olan kabahatin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunundan kaynaklanmasına ve Yargıtay Kanunun 14. maddesi hükümlerine göre, işin incelenmesi Yüksek Yargıtay 7. Ceza Dairesinin görevine girdiği...” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir. Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır....
Öğretmenevi ve Sosyal Tesis Yapımı işinin üstlendiğini, sözleşmenin birim fiyatla aktedilip KDV hariç toplam 110.000,00 TL üzerinde uhdesinde kaldığını, ancak fazla iş yaptığı halde buna ilişkin bedellerin ödenmediğini, 2010/1 Değ. iş dosyasıyla yapılan işlerin bedellerinin belirlendiğini, şimdilik 267.260,00 TL’nin davalıdan tahsili istemiş, istemini 299.031,00 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce; “…taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan bu sözleşme, sözleşmenin imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 365. maddesinde düzenlenen götürü bedelli eser sözleşmesi olup, yüklenici sözleşme kapsamında kalan işleri sözleşmede kararlaştırılan bedelle yapmak zorundadır....
Hâl böyle olunca; davalı tarafa HMK'nun 240. maddesi gereğince tanıklarını dinletmesi için süre verilmesi, usulüne uygun olarak tanıkların dinlenmesi, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun olarak taraf delilleri toplanmaksızın işin esası bakımından yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değ Davalılar vekillerinin, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 10.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
, bu yükümlülüklerinin ifasında, aralarında davalının da olduğu ---- aldığını----olan davalı ile müvekkil arasındaki cari hesap ----- gerçekleştirilen -------yapılan ödemelerle kapatıldığını, ---- ödemelerindeki aksamalar nedeniyle, düzenli ödeme alamayan davalı müvekkile müracaatla --- verilmesini" talep etmiş, bu talebin kabulü üzerine --- davalıya teslim edildiğini, taraflar arasındaki cari hesap gerek doğrudan müvekkil tarafından davalıya yapılan ödemelerle, gerek müvekkilin muvafakatiyle müvekkilin alacaklı olduğu ----yapılan ödemelerle kapatıldığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını, davalı söz konusu bonoya dayalı olarak, -----------müvekkil aleyhine icra takibi başlattığını, bononu cari hesaba mahsuben davalıya verilmiş olmakla ayrı bir borç sebebi olmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, ----taraflar arasındaki cari hesaba mahsuben davalıya teslim edildiğini edildiğini ve bu kapsamda taraflar arasındaki cari hesaptan bağımsız ayrı bir borç doğurmadığının vel...
Tarım Ürünleri Değ. San. Tic. A.Ş.’ nin aynı yerde faaliyet gösterdiğini ve 1990 yılından itibaren hammaliye işlerini şirketlere taşeron olarak yaptırdığını ve davacının da bu taşeron şirketlerde çalıştığını, maaşlarını onlardan aldığını, ... adına olan işyerinin 1994 yılında kapatıldığını ve bu defa hammaliye işlerini davacının babası olan ... adına olan işyerine verildiğini ve davacının bu işyerinde çalıştığını ve maaşını buradan aldığını, 1997 yılında da ... ... Tarım Ürünleri Değ. San. Tic....
Davacı, davalıların yedek parçacılık ve tamircilik yaptığını, davacı şirkette çalışan beş k......inin bilgisayar kayıtları ile oynayarak pahalı parçalar yerine ucuz parçalar yazıp şirketten aldıkları parçaları davalılara piyasanın çok altında fiyatlarla sattıklarını, ......lığın boyutunun büyük olması nedeniyle sayım yaptıklarını, bilgisayardaki oynamaların yanı sıra faturalarda da oynama yapılmış olması ve stoklardan parçaların değ......tirilm...... olması nedeniyle sağlıklı sonuç elde edilemediğini, geçici olarak yapılan hesap sonucunda 12.298,30 TL değerinde yedek parçanın çalındığını, ayrıca stoklarda 33.055,92 TL zarar tespit edildiğini belirterek uğradığı zararın giderilmesini talep etm......tir. Davalılardan ... ve ..., ......lık malı olduğunu bilmeden satın aldıklarını, aldıkları malları da iade ettiklerini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....
Sakatlık indirimi 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun değ. 31. maddesinde düzenlenmiştir. Sakatlık indirimi doğrudan doğruya gelir vergisi ile ilgilidir. Sakatlık indiriminin uygulanmaması sonucunda işçinin ücretinden fazla kesilen vergiler işverenin uhdesine kalmamakta, Maliye Hazinesi’ ne intikal etmektedir. Fazla kesildiği iddia edilen vergiden kaynaklandığı iddia edilen paranın talep edileceği merci işveren olmayıp, Maliye Hazinesi’dir. Vergi ile ilgili ihtilafların çözüm yeri adli Mahkeme’ler olmayıp, Vergi Mahkemesidir. Bu nedenle Mahkemece davanın 6100 sayılı HMK.nun 114/1- b ve 115/2. maddeleri uyarınca “ Yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 30.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/141 Değ. İş sayılı dosyasında tespit edildiğini, bu durumdan müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğünü ileri sürerek, davalının müvekkilinin fikri haklarına tecavüzünün önlenmesine, 20.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın ve resen takdir olunacak yoksun kalınan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, müvekkili şirketin 2003 yılı tasarımı ile 2008 yılı tasarımının birbirlerine benzemediklerini, dolayısıyla dava konusu 2008 yılı tasarımının yenilik özelliğine sahip olduğunu savunarak, birleşen davanın reddini istemiştir....
BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞ... [ Madde 37 ] 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 81 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 70 ] "İçtihat Metni" Davacı, Şanlıurfa Öğretmenevi Müdürlüğü'nün banka hesaplarına konulan haczin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalı Kurum, 506 sayılı Yasanın 80. maddesi uyarınca Şanlıurfa Öğretmenevi Müdürlüğü'nün prim borçlarının tahsili için 6183 sayılı Yasa uyarınca icra takibi yapmış, 11.01.2008 tarihli haciz bildirisi ile, davacının Denizbank A.Ş.'deki banka hesaplarına haciz koymuştur....