Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gelince; Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... vd vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... vd aleyhine 01/08/2002 gününde verilen dilekçe ile yaralama eylemine dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-) Diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, kasten yaralama eylemine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

      Mahkemece,doktorlara atfı kabil bir kusurun bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasındaki Uyuşmazlık doktor hata ve kusuruna dayalı olan tazminat isteğine ilişkindir. Davadaki ileri sürülüşe göre davanın temelini vekillik sözleşmesi oluşturmaktadır. Vekil, üstlendiği vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucunun elde edilmemesinden sorumlu değil isede, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylem ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan sorumludur. Vekilin 2008/5617-10667 sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. (B.K. 390/2 md) Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan dahi sorumludur. (BK. 321/2 md'si) o nedenle vekil konumunda olan doktorların meslek alanı içinde olan bütün kusurları hafifde olsa sorumluluğunun unsuru olarak kabul edilmelidir....

        sahibi ...’ün yanlış teşhis ve tedavi nedeniyle sorumlu olduklarını ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 500 TL maddi, 25.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini istemiştir. 2010/7977-17440 Davalılar davanın reddini dilemişlerdir....

          Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı doktorun özensizliği ve doğum esnasında anne rahminden çekilmesi nedeniyle bebek ...’te pleksus brakialis lezyonu oluştuğunu, bebeğin kolunu kullanamadığını, bu durumdan davalı hastanenin de sorumlu olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi zararının tazmini istemi ile eldeki davayı açmıştır. Dava bu hali ile doktor ve özel hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, bir davada dayanılan olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak hâkimin doğrudan görevidir. (1086 sayılı HUMK. 76. md.; 6100 sayılı HMK. 33. md.). Dava, davalı doktorların vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır (B.K. 386, 390 md). Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur....

            KARAR Davacı, kaza sonucu sağ kolunun yaralanması nedeniyle davalı hastanede çalışan diğer davalı doktor tarafından ameliyat edildiğini, ancak ameliyat sonucu iyileşme görülmediğinden başka bir hastanede yeniden ameliyat olduğunu, bu ameliyat sonrasında kaza nedeniyle sağ kolunda sinir kesilmesi olduğunun tespit edildiğini, ilk ameliyatta bu sinirlerin tamiri gerekirken davalı doktorun yalnız dıştan cerrahi müdahale ile yetindiğini ve davalılar tarafından bilgilendirilmediğini bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000 TL tedavi gideri, 1000 TL çalışma gücünü kaybetmesinden doğan tazminat olmak üzere 2000 TL’nin ve 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

              nin 4.6.2013 tarihinde bulantı ve kusma şikayeti nedeni ile müracaatlarında davalı tarafça 1 gün yatışının yapılarak ilaç ve serumla tedaviye başlandığı ve taburcu sonrası 8.6.2013 tarihinde ishalinin devam etmesi nedeni ile tedaviye devam edilip aynı şikayetlerin devamı üzerine de, 15.6.2013 tarihinde bir başka merkeze müracaatlarında apandisit nedeni ile ameliyat edildiği, toplanan delillerden açıkça anlaşıldığı gibi, bu yönlerden taraflar arasında bir uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Bu noktada yukarıda açıklanan olgulara göre eldeki davada, davalı hastahanede yapılan teşhis ve tedavinin tıbbın gereklerine uygun yapılıp yapılmadığı ile, olayda doktor hatası olup olmadığının tesbiti gerekmektedir. Eş deyişle davadaki iddia ve istek, davalı hastane ve onun personelinin, vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırı davranışına dayandırılmıştır....

                Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, doktor hatasına dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacılar, ...’nın davalı doktorlar tarafından yapılan ameliyat sonrası vefat ettiğini, davalıların kusur ve ihmali sonucu ölümün gerçekleştiğini ileri sürerek, uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini istemişler; davalılar kusur ya da ihmalleri olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, ... Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ... 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu'ndan alınan rapora göre davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, vekil, vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur....

                  Somut olaya gelince davacı yanca davalı ile aralarındaki eser sözleşmesi kapsamında saç ekimi yapıldığını ancak işlemin hatalı olmasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istenildiği, davalı yanca husumet yokluğundan davanın reddinin savunulduğu, Mahkemece, davacı tarafından taraflar arasında eser sözleşmesi kurulduğu kanıtlanamadığından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermeye elverişli olduğu söylenemez....

                  Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor, tıbbi çalışmalarda bulunurken, bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı ve en emin yolu tercih etmelidir ( Bkz. Tandoğan, Borçlar Hukuk Özel Borç İlişkileri, Cild, Ank.1982, Sh.236 vd). Gerçektende mesleki bir işgören; doktor olan vekilden ona güvenen muvekkil titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemekte haklıdır....

                    UYAP Entegrasyonu