Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel Mahkemece, “davalı lehine ve menfaatine davacı bankanın davalı adına ödemeyi üstlenmek suretiyle ödemede bulunduğu, bunun vekaletsiz ... görme olduğu , davalının yapılan ödemeden sorumlu olduğu” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de; Vekaletsiz ... görme kurumunu düzenleyen Borçlar Kanunu 411.maddesinde, “Başkası namına tasarrufta bulunan kimsenin her türlü ihmal ve ihtiyatsızlıktan mesul olduğu, ... sahibinin sarahaten veya delaleten men'i var iken o kimsenin, bu işi yapmış ve sahibinin men'ide kanuna ve adaba muhalif bulunmamış ise kazadan dahi mesul olacağı “ hususunun hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır....

    Bu hükme göre, sahibinin kendi menfaatine yapılan nedeniyle görenin yaptığı tüm zorunlu ve yararlı masrafları veya uğradığı zararları görene ödemesi gerektiği açıkça düzenlenmiştir. Davalının, Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifinden kredi kullandığı, davacının söz konusu kredi borcunun 9.982,84 TL'lik kısmını ödediği, dava dilekçesindeki kabule göre davalının 1.480,00 TL tutarında davacıya ödeme yaptığı hususları uyuşmazlık dışıdır. Davacının, vekaletsiz görme kapsamında davalı adına yaptığı kredi borcu ödemesini başlattığı icra takibiyle davalıya rücu ettiği anlaşılmaktadır....

    Bu durumda kiracı tarafından taşınmaza yapılan imalat ve tesisler ile ilgili uyuşmazlıklar dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 410 vd. maddelerinde (TBK. 526 vd. mad.)düzenlenen vekaletsiz görme hükümlerine göre masraf ve harcamaların kiraya verenden istenebilmesi mümkündür. Ancak 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK 77. maddesi gereğince bu bedelin kiralayandan istenebilmesi için kiracının yaptığı giderlerin mal varlığından çıkarak kiralayanın mal varlığına geçmiş olması ve kiralananın tahliye edilmiş olması gerekir. Davacı kiracı vekaletsiz işgörme hükümleri çerçevesinde ancak, sabit,sökülemeyen faydalı ve zaruri imalatların yapım tarihindeki bedelini davalı kiralayandan talep edebilir. İmalatların sözleşmenin başında yapıldığının kabulü gerekir....

      Bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği veya bilebilecek durumda bulunduğu bir taşınmazdaki bir kısım hisseleri kendi malıymış gibi kiraya verip paralarını toplamış olması nedeniyle, hak sahibinin o kimseden hissesine düşen kiraların alınması için açacağı davada, 6098 sayılı TBK'nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekaletsiz görme hükümleri uygulanır. 6098 sayılı TBK'nın 527 nci maddesi uyarınca; vekaletsiz gören, her türlü ihmal ve ihtiyatsızlıktan mesuldür. O halde, ihmalin ispat edilmesi halinde taşınmazın getirisine hükmolunmalı aksi taktirde elde edilen kiraların iadesine karar verilmelidir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; elbirliği mülkiyetine tabi dava konusu taşınmazın, ortaklardan davalı tarafından kiraya verildiği, tarafların ortak murisinin vefatından sonra da kiralayan sıfatıyla kira ilişkisini devam ettirdiği anlaşılmaktadır....

      Bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği veya bilebilecek durumda bulunduğu bir taşınmazdaki bir kısım hisseleri kendi malıymış gibi kiraya verip paralarını toplamış olması nedeniyle, hak sahibinin o kimseden hissesine düşen kiraların alınması için açacağı davada, 6098 sayılı TBK'nın 526 ve devamı maddelerinde düzenlenen vekaletsiz görme hükümleri uygulanır. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, vekaletsiz görme hukuki nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'nun İş bölümüne ilişkin kararı gereğince " 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ikinci kısmında yer alan ve diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmeler ile özel kanunlara göre yapılıp diğer dairelerin görevine girmeyen sözleşmelerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu işin müvekkili şirkete ait bir olmadığını, sözü edilen dava konusu yerin de müvekkili şirkete ait bir yer olmadığını, bu nedenle dava dilekçesinde açıklanan işler sebebiyle vekaletsiz görme ilişkisinin kurulmasının yasal olarak olanaksız olduğunu, bu nedenle davanın ...na ihbarı ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        Bura da gören sahibinin menfaatine olacak şekilde onun yükümlülüğünü yerine getirerek işini görmektedir. Bu görmenin başkasının yararına başkasının işini görme şeklinde olması halinde gerçek vekaletsiz görme olup TBK m. 529 da düzenlenmiştir. Buna göre sahibi işin kendi menfaatine yapılması halinde görenin yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları ödemek, üstlendiği borçlardan onu kurtarmak ve uğradığı zararları da gidermek zorundadır. Bu kapsamda işi görülen sahibinin zorunlu ve yararlı masrafları faiziyle birlikte ödemek zorunda olup masrafların değer ve miktarı yapıldıkları zamana göre belirlenmeli daha sonraki fiyat değişiklikleri göz önüne alınmamalıdır. Zira görenin masraf alacağı yapıldığı anda muaccel hale gelir. İşi görülen sahibi kendisinin yapmakla yükümlülüğü olan işin işi gören tarafından yapılması ile bu işin yapım yükümünden kurtulmakla aynı zamanda sebepsiz zenginleşmiştir (TBKm.77)....

          Hal böyle iken mahkemece yapılması gereken öncelikle davacı tarafınca talep edilen toplam alacak tutarının hangi miktarının hangi sözleşme hükümlerine göre talep edildiğinin belirlenmesinden sonra her alacak miktarı için zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının ayrı ayrı hesaplaması, vekaletsiz görme halinde görenin alacağının işin yapıldığı tarihte muaccel hale geleceği ve zamanaşımı süresinin fazla ve imalatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, yine eser sözleşmesine dayalı alacaklar için ise zamanaşımı süresinin eserin teslim tarihinden itibaren başlayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde zamanaşımı itirazının eksik incelemeye dayalı olarak reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir....

          Davacı site yönetimi, davalı payına düşen ortak gider bedelini (aidat ve yakıt) talep ve dava ettiğine göre ihtilaf haksız zenginleşme veya vekaletsiz is görme hükümleri dairesinde çözümlenebilecek mahiyettedir. Maddi olayla bağlı olan hakim, hukuksal nitelendirmeyi kendiliğinden yapmakla yükümlüdür. O nedenle talep olmasa dahi vekaletsiz görme veya sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacağın tahsilinin mümkün olup olmadığı resen incelenerek sonucuna göre karar verilmesinin, taleple bağlılık ilkesine aykırı olmadığının gözetilmemesi doğru değildir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -KARAR- Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14. maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın 8. maddesinde, daireler arası bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; yapılan bedelinin vekaletsiz görme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece verilen ilk hüküm Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 06.03.2008 tarih ve 2612 E, 3633 K sayılı kararıyla bozulmuş olduğundan, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu