Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği tarafından düzenlenen azilname ile müvekkilini vekillikten azlettiğini, azilin hiç bir hukuki dayanağının olmadığını, müvekkilinin yapılan azil nedeni ile davalı ile aralarındaki avukatlık sözleşmesine bağlı olarak alacağı vekalet ücreti ve açmış olduğu davalarda karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinden mahrum kaldığını, bu nedenle davalıdan vekalet ücreti alacağının doğduğunu, iş bu davada davalı adına takip edilen ceza yargılamasından kaynaklanan vekalet ücretini de talep ettiklerini belirterek şimdilik 1.000,00 TL vekalet ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesini talep etmiştir....

Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin 06.05.2002 tarihli azilname ile sona erdiği sabittir. Davacı avukat, vekaletten haksız olarak azledildiğini ileri sürerek, vekalet ücreti alacağının tahsili için eldeki davayı açmış, davalı ise azlin haklı olduğunu savunmuştur. Bu durumda davada öncelikle çözümlenmesi gereken husus, azlin haklı olup olmadığına ilişkindir....

    Mahkemece tahsil edilen miktarlar üzerinden vekalet ücreti hesaplanan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacıların davalıya vekaleten Ankara 15.İcra Müdürlüğünün 2010/9060 ve 2010/9061 esas sayılı dosyalarını yürüttüğü taraflar arasında çekişmesizdir. Mahkemece azil haksız kabul edildiğine göre davacılar yürüttükleri takip dosyalarına konu takip miktarları üzerinden vekalet ücreti isteyebilirler. Bu yön göz ardı edilerek yanlış değerlendirme ile tahsil edilen miktarlar üzerinden vekalet ücreti hesaplanarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

      İlk derece mahkemesince alınan meslek bilirkişisi Av.Ramazan Fahri Ercan'ın 01/08/2018 tarihli raporunda; azlin haksız olduğu, icra takiplerindeki toplam tutarın %10'u üzerinden hesaplanan 55.666,17 TL'ye hak kazanıldığı bildirilmiştir. Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Güven sarsıcı harekette bulunulması sonucu ilişkinin sarsılması, buna da davalı tarafın tutum ve davranışının yol açması halinde azil haklıdır. Yargıtay 13. HD içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir....

      Hukuk Dairesinin 2009/15723 esas ve 2010/19208 karar sayılı ilamında, “maddi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bahisle” karar, 23.10.2010 tarihi itibariyle bozulmuş olup, dosyanın bundan sonraki safahatı bilinmemekte ise de, taraflar arasındaki vekalet ilişkisi 28.2.2008 tarihli azille birlikte sona erdiğinden, vekalet ücretinin azil tarihindeki mevcut duruma göre belirlenmesi gerektiği kabul edilmelidir. Bu nedenle boşanma davası ile birlikte açılan maddi tazminat talebinin, davacının azlinden sonraki bir zamanda dosyadan tefrik edilerek, nispi harca bağlanması halinde dahi, bu durum sonuca ve ücret hesabına etkili olmayacaktır. Azil tarihindeki duruma göre, davacı tarafından vekaleten takip edilen boşanma davası, para ile ölçülemeyen bir dava olup maktu vekalet ücretine tabidir....

        Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2. maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. (Bkz. Aynı doğrultuda HGK. 23.3.1983 4/562-156; HGK. 3.7.1987 3/92-599; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K.; 13. HD.2008/6280 E. 2008/11580 K.) Ancak haklı azil halinde azil tarihi itibariyle sonuçlanmış davalar ve icra takipleri yönünden muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir. Öte yandan, vekalet ilişkisi bir bütün olup, vekaletten azil ile birlikte vekalet akdinin en önemli unsurlarından olan “güven ilişkisi” sone ermekle,bu azil işlemi taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder....

          Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir. Buna karşılık haksız azil halinde avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Azlin haklı nedene dayandığının ispat yükü ise müvekkile aittir....

          Bu durumda, davacı avukatın alacağı karşı ücreti vekaletin 20,650 TL'sinden tüm davalı borçluların müşterek müteselsil sorumlu olduğu, geri kalan 36.750,00 TL'sinin akdi vekalet ücreti olduğundan sadece davalılar Abdullah ve T1'in sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Hal böyle olunca, davalıların istinaf taleplerinin reddine, davacının istinaf taleplerinin kabulüne, HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına, davanın karşı vekalet ücreti ve Barış'ın husumeti yönünden kabulü yönünde, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir....

          Avukatın bu ücret alacağı kapsamında, müvekkili ile arasında yapılan ücret sözleşmesi gereğince hesaplanan vekalet ücreti ile yasanın 164/son maddesi gereğince aksine sözleşme yapılmadığı için avukata ait olacağı açıklanan ve hasma tahmil edilmesi gereken ücretin bulunduğunda da duraksama yoktur. Taraflar arasında yasal vekalet ücretinin müvekkile ait olacağı hususunda bir anlaşma olmadığına göre davacı avukatın böyle bir dava açmasına engel yoktur. Avukatlık Kanun'unun 174/2. maddesinde, “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil, avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Somut uyuşmazlıkta, davacının, davalı tarafından Adana 7....

          Mahkemece azlin haklı olduğu, ancak azil sebebinin oluşmasında davalının da kusurunun bulunduğu, ayrıca tek bir davadaki kusur nedeniyle vekalet ilişkisi kapsamındaki tüm davalardaki ücret hakkının yitirilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, hakkaniyete uygun bir ücret ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takibin 500TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiştir. Avukatlık Kanununun 174. maddesinde “Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcuttur. Mahkemenin azlin haklı olduğuna dair kabulü yerindedir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre haklı azil halinde avukat ancak takip ederek sonuçlandırdığı işlerden dolayı ücrete hak kazanır. Sonuçlandırdığı bir iş yok ise herhangi bir ücret isteyebilmesi olanaklı değildir. Öte yandan azil haklı kabul edildiğine göre karşı tarafın kusuru ve hakkaniyet gereği ücrete hak kazanılmasından söz edilemez....

            UYAP Entegrasyonu