Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, 3. şahıslar arasında görülen alacak davasının davalıya ihbarı üzerine, 10.6.2003 tarihli vekalet ile davalının avukatı olarak tüm dosyayı inceleyerek yazılı dilekçe hazırlayıp, delil listesi sunduğunu, yine bu davanın tarafı olan banka aleyhine icra takibi başlattığını, bankayı Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Kurulu ve Cumhuriyet Savcılığı'na şikayet edip, işlemlerini takip ettiğini, itirazın iptali davası açma hazırlığında iken, haksız olarak vekaletten azledildiğini ve vekalet ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik toplam 32.000 YTL. vekalet ücretinin 25.12.2003 azil tarihinden itibaren yasal faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebini 64.624 YTL. na çıkartmıştır....

    Davacı, eldeki dava ile haksız azil nedeniyle vekalet ücreti ve masraf talebinde bulunmuş olup vekalet ücreti alacağı talebi iş mahkemesinde takip edilen dosyaya ilişkindir. Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların da 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davalı, tüketici yasasında tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına göre davaya bakma hususunda Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir....

      DAVA Davacı; avukat olduğunu, davalı ile avukatlık sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmesine rağmen davalı tarafça haksız olarak azledildiğini, ödenmeyen vekalet ücreti alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. II. CEVAP Davalı; davacının 244 duruşmanın sadece 5 tanesine bizzat katıldığını, 130 duruşmaya yanında çalışan avukatların katıldığını, 109 duruşmaya ise avukatı olarak kimsenin katılmadığını, davacının mahkemelere gönderdiği mazeretlerin kabul edilmediğini, Yargıtay kararlarına göre duruşmaya katılmayan davacının özen borcuna aykırı davrandığını, bu nedenle azil haklı olduğundan davacının ücret talep edemeyeceğini savunarak, haksız davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. III....

        göstergesi olduğunu, müvekkilinin davalının dosyalarını ve icra dosyalarını takip ederek vekalet ücretine hak kazandığını, vekalet ücreti sözleşmesi ile alakasız bir temlik sözleşmesinin müvekkilini hak ettiği vekalet ücreti açısından bir önemi bulunmadığını, davalı tarafın zamanaşımı iddialarının da yerinde olmadığını, zamanaşımı süresinin başlangıcının azil tarihi olduğunu, azil tarihine bakıldığında zamanaşımına uğramadığının anlaşılacağını, azil tarihinin 14.01.2016 olduğunu, haksız azil sonrası müvekkilinin 08.02.2016 tarihinde İstanbul 32....

        cevap dilekçesindeki ikrarını yok sayarak kurulan hüküm açıkça yasaya aykırıdır. vekalet ücreti alacağının; müvekkilin, davalı ile anlaşması olan 10.000,00 TL + karar tarihindeki müddeabihin %15' i olarak hesaplanması gerekirdi. davalının ikrarı olmasına rağmen bu husus göz önünde bulundurulmaması açıkça yasaya aykırı olduğunu müvekkile vekalet ücreti adı altında verilen 4.000,00 TL Ödemenin bir kısmı yargılama gideri olarak azle konu dosyaya yatırıldığını ilk derece mahkemeince bu masrafların araştırılmadığını vekalet ücreti hesabında bu hususun dikkate alınması gerektiğini işbu davada talebimiz müvekkilin haksız azil nedeniyle mahrum kaldığı avukatlık ücreti , karşı vekalet ve icra vekalet ücretidir....

        K A R A R Davacı, davalının vekilliğini yaptığını, davalının hiçbir haklı gerekçe göstermeden kendisini azlettiğini, davalıdan bir kısım masraf ve vekalet ücreti alacağı bulunduğunu, davalı aleyhine........ 2014/2330 sayılı dosyası ile takip başlattığını beyan etmiş ve davalının icra takip dosyasındaki itirazının İİK 67 uyarınca iptalini ve haksız itiraz nedeniyle davalının icra tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          Hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Avukat bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya bakılacak olursa; Dava, vekalet ücreti alacağı istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki ücret sözleşmesi yoktur. Taraflar arasındaki vekalet ilişkisinin 22.10.2010 tarihli azille sona erdiği anlaşılmaktadır....

            Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.” hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre; haklı azil halinde, ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir. Somut olayda; mahkemece, davacı avukatın müvekkilini aydınlatma ve hesap verme yükümlülüğüne riayet etmediği, azlin haklı olduğu değerlendirilmiş olup, mahkemenin bu yöndeki kabulünde bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

              Avukatlık Kanununun 171/1 maddesinde düzenlenen “Avukat üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder.” ve “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi”nin 2. maddesinde düzenlenen “...avukatlık ücreti, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır.” hükümleri gereğince de avukat, aksine sözleşme yoksa, işi sonuna kadar takip edip sonuçlandırmadan ücretini talep edemez. (Bkz. Aynı doğrultuda HGK. 23.3.1983 4/562- 156; HGK. 3.7.1987 3/92- 599; 13. HD. 2005/15433 E. 2008/3694 K.; 13. HD.2008/6280 E. 2008/11580 K.) Ancak haksız azil halinde olduğu gibi, avukatın haklı olarak vekillikten istifa etmesi halinde de, işe devam etme olanağı mevcut olmadığından, avukat, haklı istifa tarihi itibariyle muaccel olan vekalet ücreti alacağının ödetilmesini talep edebilir. Öte yandan, vekalet ilişkisi bir bütün olup, vekaletten azil gibi, istifa da, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet eder....

              Somut olayda, Mahkemenin karar gerekçesinde; "...Davacının davalı tarafından azledilmesi haklı nedene dayandığından ve ayrıca vekalet akdinde akdin feshini zorlaştıracak ve bu fesih hakkından feragate neden olacak şekilde cezai şartlar konulamayacağından, davacı tarafın cezai şart talebinde bulunamayacağı..." belirtilerek haklı azil kabulüne rağmen davacının avukatlık ücreti alacağı hüküm altına alınarak gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu gibi, aynı gerekçede "...Avukatın yasadan ve sözleşmeden doğan haklarını talep etmiş olmasının ve bunu bir ihtarname ile bildirmesinin vekaletten azil için haklı neden olarak kabul edilemeyeceği..." belirtilerek azlin haklı olup olmadığı noktasında kendi içinde çelişkili gerekçe oluşturulması 6100 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                UYAP Entegrasyonu