Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar öneli tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi Medenî Kanunun 2 nci maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanıldığından söz edilir. Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir. Kötüniyet tazminatına hak kazanma koşulları ve tazminat miktarının hesaplanması açısından, 4857 sayılı Yasada önemli değişiklikler öngörülmüştür....

    un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Asıl dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat, birleştirilen dava ise vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir....

      Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Türk Medeni Kanunu'nun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz. Ne varki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) gözönünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur....

        kötüye kullanıldığı iddiası yönünden davalının satış bedelini ödendiğini ispatlayamadığı, vekalet ğörevinin kötüye kullanıldığı, muris muvazaası iddiası yönünden ise temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz. Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK'nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur....

            HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dava, toplam … manevi ve … TL maddi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden nispi olarak belirlenen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir. Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli bir kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir....

              Davalı idare tarafından, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Manevi Tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinin 3. bendinde, bu davaların tamamının reddi durumunda vekalet ücretinin, Tarife'nin İkinci Kısmının İkinci Bölümüne göre hükmolunacağı, 4. bendinde ise, manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda manevi tazminat açısından vekalet ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedileceğinin kural altına alındığı, Daire kararında reddedilen manevi tazminat istemi yönünden idareleri lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir....

                tazminat miktarı markanın tescilli olduğu süreye, ele geçer ürün cins ve miktar ile çeşidine, BK hükümlerine göre hakkaniyete uygun bir talep olup mahkememizce Marka hakkının ihlali ihlali nedeniyle SMK 151/2-b ve BK hükümlerine göre 20.124.13 -TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın 12/05/2017 tarihinden itibaren( işyerinden alınan satış fişi haksız fiil tarihi olarak kabul edilerek) ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir....

                  kâr kaybı oluştuğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, mümkün olmazsa değer tespiti ile tahsiline, hileli ve vekalet görevinin kötüye kullanılması sebebiyle uğradığı zararın ... ile yapılan sözlü sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle kurumlarla olan sözleşmelerinin feshi nedeniyle uğradığı zararın tespiti ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ve şirketlerine verilmesini istemiştir....

                    Davacı vekili, müvekkilinin çeşitli icra ve dava dosyalarının takibi için davalı avukatı vekil tayin ettiğini ancak davalının vekilliğini yürüttüğü dosyaları takip etmemesi nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, şikâyeti üzerine görevi kötüye kullanma suçundan yapılan yargılama sonucunda cezalandırılmasına karar verildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevabı 5. Davalı vasisi, davanın zamanaşımına uğradığını, ceza dosyasının kesinleşmediğini, tazminat hakkının doğmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi Kararı 6. Adana 3....

                      UYAP Entegrasyonu