Tüm dosya kapsamı ve mevcut deliller ışığında, dayanılan olgular çerçevesinde, davacının bu davadaki alacak isteminin, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandığı, uyuşmazlığın miras hukukundan kaynaklanmadığı, HSK'nun 25.06.2020 tarih ve 564/586 sayılı kararının 4. Hukuk Dairesine ilişkin (1) nolu bendi gereğince istinaf incelemesi görevi Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiği; ne var ki, anılan dairece de görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle istinaf itirazlarının inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın 5235 sayılı Yasanın 35/1.maddesi uyarınca Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı vekili istinaf etmiş, istinaf sebebi olarak; mahkemece hata ve hile iddiasına ilişkin değerlendirme yapılmadığını, sadece vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasının incelendiğini, tanık beyanları ile davacıların murisinin 216 m2 lik ve okul yeri olması dolayısıyla değeri düşük olan yeri satmak istediğinin anlaşılması karşısında bu beyanların dikkate alınmadığını, tanık Nihat Gülçimen'in beyanlarında davacıyı tanıdığını belirttiklerini, davacı ile vekil arasındaki ilişkiyi bilmedikleri iddiasının çelişki oluşturduğunu, 1.050.000,00 TL parayı vekil Sezgin'e vermelerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tapuda davacının yanında bulunduğu iddia edilen T9 'un cezaevine giriş çıkış tarihlerinin sorulmadığını ileri sürmüştür. GEREKÇE: Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir....
İddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden davada vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayanıldığı açıktır. Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Davacılar dışında başkaca mirasçılar bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata, hile, gabin vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi ) tartışmasızdır....
Bu durumda, ticari taksi plakasının vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle devredilmesi iddiası karşısında 2004 yılında davacı ...’nin çekişmeli bağımsız bölümdeki miras payını da devretmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kaldı ki vekalet görevinin kötüye kullanılması nedenine dayalı davalarda herhangi bir hak düşürücü ya da zamanaşımı süresi bulunmadığı muhakkak ise de, davacı ...’nin 2009 yılında yapılan temlikten çok sonra eldeki davayı açmasının da iddialarının aksini desteklediği, yine birleştirilen dava davacısı ...’ın da ticari taksi plakasının devrinden sonra çekişmeli bağımsız bölümdeki ½ payı 2009 yılında davalıya devrettiği, ayrıca tarafların annesi ve ortak tanık ...’ın, ticari taksi plakası devri nedeniyle davacıların miras paylarını aldığını beyan ettiği, dosya kapsamındaki diğer delil ve tanık beyanları uyarınca da davacıların iddialarını kanıtlayamadıkları sonucuna varılmaktadır....
-KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup; mahkemece alacağa hükmedilmiş ve hüküm de bu yönden temyiz edilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 06/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hemen belirtmek gerekir ki, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı iddiaların yukarıda açıklandığı şekilde her türlü delille ispatının mümkün olduğunda kuşku bulunmadığı gibi vekâletnamede satış yetkisinin olması vekilin sadakat ve özen borcuna aykırı hareket edebileceği anlamına da gelmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları...37252 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki payını torunu olan davalıya verdiği vekaletname kullanılmak suretiyle dava dışı bir şahsa satış yolu ile temlik ettiğini, işlemin muvazaalı olduğunu ve vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile, olmadığı takdirde payları oranında bedelin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, söz konusu temlikin gerçek satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davada vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayanıldığı, satışın usulüne uygun düzenlenen vekaletname ile yapıldığı, murisin sağlığında taşınmazın devriyle ilgili olarak bedelin ödenmediği, hile yapıldığı vb. herhangi bir iddia ileri sürmediği, bu yöndeki dava hakkını mirasçıların kullanamayacakları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı, dava konusu taşınmazların ilk ediniminde davacının bir katkısı olmayıp, üçüncü kişiden bedelini ödeyerek satın aldığı taşınmazları ticari kaygılar ile oğlu davalı adına tescil ettirdiğini, daha sonra gördüğü lüzum üzerine taşınmazların gerçek hak sahibi olan kendisine devrini sağladığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, namı müstear söz konusu bulunup, bağıştan rücu koşullarının gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalıya temlikinin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştiği, davalının bedel ödediğine dair bir savunmada da bulunmadığı, davalının öteki savunmalarına ise itibar edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.02.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat N. B.. Av.A....
yönelik tazminat talebi yönünden işlemingerçek satış olduğu, ... parsel sayılı taşınmazdaki ... nolu bağımsız bölüm yönünden vekâlet görevinin kötüye kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/03/2013 NUMARASI : 2012/214-2013/53 Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 5830 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki 14 nolu bağımsız bölümün hile suretiyle temin edilen vekaletname ile davalı Ali tarafından davalı Yunus’a, ondan da diğer davalı Burhan’a satış suretiyle temlik edildiğini, satıştan haberi olmadığını, kendisine bir bedel de ödenmediğini ileri sürerek vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu kaydının iptali ile adına tesciline, olmadığı taktirde taşınmaz bedeli 70.000,00.-TL'nin ve 10.000,00.-TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında, davalı Hüseyin’e yönelik davasını atiye bırakmıştır. Davalılar Yunus ve Burhan, dava konusu taşınmazın satışlarının gerçek olduğunu, iddiaların doğru bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Davalı Ali, yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. Davalı Hüseyin’e, dava dilekçesi tebliği yapılamamıştır....