Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası yönünden araştırma ve inceleme yapılması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek dava dışı ...'e yapılan ilk temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, belirlenir ise taşınmazı devrettiği ikinci el olan davalının 4721 sayılı TMK'nın 1023. maddesi kapsamında ediniminde iyiniyetli olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. ..” gerekçesiyle karar bozulmuştur. B....
Mahkemece, zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar Dairece; “...vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası herhangi bir hak düşürücü veya zamanaşımı süresine tabi olmaksızın her zaman açılabilir....
e vekalet verdiklerini ancak vekalet görevinin kötüye kullanılarak taşınmazın davalı ...'e satıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri ve vekalet görevinin kötüye kullanılması olgusunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 1.115.88....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı bu tür davaların herhangibir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği;Ne var ki; dava dilekçesinin içeriğinden temlikin iradi olarak gerçekleştiğinin anlaşıldığı gibi vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ispatlanamadığına ve bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olan ret kararında bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 0,90-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasının kanıtlanamadığı temlikinin iradi olduğu saptanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3,15 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, hata, hile, gabin vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi ) tartışmasızdır. Somut olayda, davacılar tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki sebebine dayalı olarak 3. kişiye karşı pay oranında açılan davanın dinlenme olanağının bulunduğu söylenemez. Öte yandan, tereke adına dava açılmadığına göre terekeye mümessil tayin edilerek yargılamaya devam edilmesi de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmez....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacıların temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalılar vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyizinin incelenmesine gelince; Davanın nispi harca tabi velayetin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası olduğu, yargılama sonucunda da davacıların davasının reddine karar verildiği dikkate alındığında, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken, maktu vekalet ücreti tayini usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
e verilen 12.3.1985 tarihli vekalete dayalı olarak 6.3.1987 ve 14.5.1987 tarihli akitlerle davalıya satış şeklinde gerçekleştirilen pay temlikinin davacı tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılmak ve miras bırakanı zararlandırmak amacıyla gerçekleştirildiğini ileri sürerek taşınmazlardaki temlike konu olan paylardan davacının miras payı oranında iptal ve adına tescili isteği ile eldeki davanın açıldığı görülmektedir.Hemen belirtmek gerekir ki, davacının miras bırakanının ölüm tarihine göre terekesinin Türk Medeni Kanununun 701. ila 703 maddelerinde öngörülen elbirliği mülkiyetine tabi olduğu sabittir.Diğer taraftan davacının dışında başkaca mirasçıların bulunduğu da dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Ayrık durumlar dışında mirasçıların birlikte hareket etmek suretiyle tereke adına dava açmaları gerekeceğinde kuşku yoktur. Eldeki davadaki istek vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı davacının payına yöneliktir....
e satış suretiyle devrettiğini ve vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını ileri sürerek, davalı adına olan kaydın iptali ile muris adına tescil isteminde bulunmuşlar, 09.04.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile dava konusu temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu belirtip pay oranında iptal tescile karar verilmesini istemişler, bozma sonrası muris muvazaası hukuksal nedenine dayandıklarını açıklamışlardır. Davalı ..., dava konusu devrin murisin talep ve direktifi ile yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., satış bedelini ödediğini ve kendisinin iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacıların vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandıkları, taleplerini miras paylarına hasrettiklerini ve eldeki davada mirasçıların payları oranında iptal ve tescil isteminde bulunamayacakları gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı ...'...
'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, yaşlılığı nedeniyle yasal işlerini takip etmesi için vekil atadığı davalı ...'in vekalet görevini kötüye kullanarak çekişme konusu 626, 645, 646, 649 ve 653 parsel sayılı taşınmazlardaki payını diğer davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., iddialarının doğru olmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından bahsedilemeyeceğini, zira taşınmazlardaki davacıya ait paya ilişkin davacı ile miras payı temlik sözleşmesi yaptıklarını belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalı savunma getirmemiştir....