Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 27.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, temlikin iradi olduğu vekalet görevinin kötüye kullanılması iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 3.15.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 26.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece “Dava dilekçesi içeriği ve iddanın ileri sürülüş biçiminden davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı görülmektedir. ...Somut olaya gelince; mahkemece yukarıdaki ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur....

        Somut olayda, davacılar tarafından dava dilekçesinde vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulmuş, İlk Derece Mahkemesince de ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık bu şekilde tespit edilmiştir. Ne varki, İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde uyuşmazlığın vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayandığı ve bu hususun da ispatlandığını belirterek davanın kabulüne karar vermiş, Bölge Adliye Mahkemesince de aynı hukuki nitelendirme benimsenmiş olup, davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil isteği yönünden bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....

          Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babasından, müteveffa annesi ve davalı kardeşlerine intikal eden 1607 ada 1029 parsel sayılı taşınmazdaki 2 no’lu bağımsız bölümün annesine devredileceğinin bildirilmesi üzerine 1996 yılında ...... ilinde bir yere giderek imza attığını, annesinin ölümünden sonra annesine vekalet vermiş olduğunu ve bu vekaletle 2 no’lu bağımsız bölümün davalı kardeşleri ..... satış yoluyla temlik edildiğini öğrendiğini, kendisiyle birlikte davalıla....de annelerine vekalet verdiğini, vekalete istinaden mirasbırakan annesinin hem intikal hem de satış yolu ile taşınmazı davalı ... ve ......’e temlik ettiğini, davalı kardeşleri .....ve vekil annelerinin el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini, mirasbırakan annesinin çekişme konusu taşınmazdaki miras payının davalılara temlikinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, babasından intikal eden miras payının vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle devrinin gerçekleştirildiğini ileri sürerek...

            -MUHALEFET ŞERHİ- Asıl ve birleştirilen davalar; vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Vekil, vekalet görevini dürüstlük kurallarına, vekil edenin irade ve amacına uygun olarak sadakat ve özenle yapma yükümlülüğü altındadır. Vekalet görevinin kötüye kullanılmasından söz edilebilmesi için, zararlandırma kastının bulunması, vekil edenin zararlandırma kastıyla hareket eden vekilin eylem veya işlemlerinden zarar görmesi gerekir. O halde vekalet yetkisinin kötüye kullanılmış sayılabilmesi ve vekil edenin sözleşme ile bağlı olmaması için; A)Bir vekalet ve temsil yetkisinin bulunması, B)Vekilin, vekil edeni zararlandırma kastını taşıması, C)Vekil edenin eylem ve işlemi nedeniyle objektif ölçüler içerisinde önemli sayılacak zararın bulunması gerekir. Uygulamada, genellikle vekilin sözleşme yaptığı kişi ile el ve işbirliği içerisinde hareket etmek suretiyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığı görülmektedir....

              in ediniminin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiğinin saptanması halinde ikinci el durumundaki davalı ...'nin edinmesinde TMK'nin 1023. maddesinin koşullarının araştırılması, ikinci el konumunda olan davalı ...'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ALACAK Taraflar arasında görülen davada; Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat, karşı dava maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı, ... ada ... parseldeki 3 ve 14 nolu bağımsız bölümler ile ... parseldeki 7 nolu bağımsız bölümünü işten ayrılması ve maddi durumunun da kötüleşmesi nedeniyle satışı konusunda davalı ...'i vekil tayin ettiğini, davalı ... tarafından vekalet görevi kötüye kullanılarak diğer davalı ...'a devredildiğini öğrendiğini, davalı tarafından satış konusunda bilgilendirilmediği gibi satış bedelini de almadığını, davalıların birlikte hareket ettiklerini ileri sürerek, çekişmeli bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile taşınmazların adına tescilini, olmadığı takdirde tespit edilecek rayiç değerin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir....

                  Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar Dairece "...tanıklar usulünce dinlenerek temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği..." gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. TMK'nın 6. maddesinde " Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür" hükmü " HMK'nın 190. maddesinde ise " İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir "hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda davacı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını ispatlamak zorundadır . Somut olayda, dinlenen tanıkların beyanından temlikin iradi olduğu, vekilin asilin talimatına uygun hareket ettiği anlaşılmaktadır....

                    Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar Dairece "...tanıklar usulünce dinlenerek temlikin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılıp yapılmadığının açıklığa kavuşturulması gerektiği..." gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. TMK'nın 6. maddesinde " Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür" hükmü " HMK'nın 190. maddesinde ise " İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir "hükmü düzenlenmiştir. Bu kapsamda davacı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasını ispatlamak zorundadır . Somut olayda, dinlenen tanıkların beyanından temlikin iradi olduğu, vekilin asilin talimatına uygun hareket ettiği anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu