ün 26.02.2015 tarihli vasiyetname ile tüm malvarlığını davalı ...’e vasiyet ettiğini, ancak vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 81 yaşında olduğunu, vasiyetnamenin ne olduğunu ve sonuçlarını idrak edebilecek durumda olmadığını, murisin vasiyetnamenin düzenlenmesinden bir süre önce davalı kızının yanında kalmaya başladığını, ve vasiyetnamenin kendisine kızı tarafından bakılmayacak korkusu ile düzenlendiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ettiler....
bir iptal kararını salt buna dayandırmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını, vasiyetnamenin iptali sebepleri kanunda sınırlı bir şekilde gösterilmiş olup, ancak bu sebeplerin varlığı halinde vasiyetnamenin iptaline karar verilebileceğini beyan ederek istinaf isteminde bulunmuştur....
Mahkemece; vasiyetnamenin, açılmasına ilişkin görülen davanın 31/10/2013 tarihli celsesinde davacının yüzüne karşı okunduğu, vasiyetnamenin ve dolayısıyla saklı payın zedelendiğinin davacı tarafça öğrenildiği bu tarih ile davanın açıldığı 27/02/2015 tarihi arasında TMK’nın 557 nci ve 571 inci maddelerinde hüküm altına alınan bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu gerekçesiyle, vasiyetnamenin iptali ve tenkis davalarının hak düşürücü süre yönünden reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 08/04/2019 tarihli ve 2017/11542 E. 2019/3054 K. sayılı ilamıyla onanmıştır....
TMK’nın 557 nci maddesinde sayılan sebeplerin bulunması hâlinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez ise de, koşullarının varlığı durumunda tenkis talebine konu edilebilir (TMK. m. 560-562). Öte yandan; TMK’nın “Vasiyetten dönme” başlığı altında düzenlenen 544 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Belirli mal bırakma vasiyeti de, vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe , mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar.” şeklinde düzenleme yapılmış olup; vasiyetçinin vasiyetinden dönmesi halinde ölüme bağlı tasarruf kendiliğinden hükümsüzdür. Ancak; ölüme bağlı tasarrufun hükümsüzlüğü, ifasının mümkün olmaması bir iptal sebebi olmayıp,vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik açılacak olan davada değerlendirilebilecektir....
Ancak; TMK. nun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılış olması olarak dört tanedir. Somut olayda; muris R.. D..'in davaya konu edilen ... Noterliği'nce düzenlenen 07.05.2001 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnameyi davalı eşi A.. D..'in baskısı altında yaptığı iddia edilmektedir. Söz konusu vasiyetnamenin baskı altında yapılıp yapılmadığı iddiasının ispatı ise tanık beyanları ile olur. Bu doğrultuda vasiyetnamenin baskı altında yapıldığının ispatlanması halinde iptali gerekir....
ın resmi şekilde yapılan vasiyetnamelerinin Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/07/2011 tarihli celsesinde açıldığı, iptal davasının ise dava tarihinin 21/09/2012 olduğunu, vasiyetnamenin iptali için öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar....
Ancak, davacı dava dilekçesi ile vasiyetnamenin iptali ile tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa tenkis, istemleriyle dava açmışsa da yargılama devam ederken 18.10.2010 tarihli dilekçesi ile vasiyetnamenin iptali ile tapu iptali ve tescil isteminden feragat ettiği, feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği halde kendisini vekille temsil ettiren davalı bakımından vekalet ücreti hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Bu sebeple, dava konusu olan vasiyetnamenin bir iptal davasına konu olup olmadığının araştırılması gerekir. Dava konusu olan vasiyetname, bir iptal davasına konu olmuş ise, bu dava bekletici mesele yapılmalıdır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinin beklenilmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Somut olayda; davacı, eldeki dava ile, vasiyetnamenin tenfizini talep etmekte; davalı ... ise, 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/110 esas sayısı ile açtığı dava ile, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep etmektedir. Bu durumda, vasiyetnamenin tenfizi davası için, iptal davasının sonuçlanmasının bekletici mesele yapılması gerekecektir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların ortak murisinin düzenlediği vasiyetnamenin, vasiyetname şartlarına uygun olmadığını, arazilerin değeri gözetilmeden paylaştırma yapıldığını, vasiyetnamenin düzenlendiği sırada murisin akli dengesinin yerinde olduğuna dair heyet raporu alınmadığını iddia ederek, tenkis koşulları da dikkate alınarak vasiyetnamenin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; murisin malları tasarruf nisabına uygun paylaştırdığı, vasiyetnamenin düzenlenmesinden önce ve sonra akli dengesinin yerinde olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir....
Dava; vasiyetnamenin iptali (TMK 557.md.) isteğine ilişkin olup, iptal sebeplerinden biri olarak murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte fiil ehliyetinin bulunmadığı ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkemece, vasiyet yapıldığı tarihte murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda, murisin sağlığına ilişkin tüm belge ve kayıtlar toplanarak, vasiyetnamenin tanziminde alınan rapor eklenerek Adli Tıp Kurumundan rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ote yandan, dava dilekçesinde; murisin gözlerinin görmediği ve bu husus vasiyetname tanziminde belirtildiği halde vasiyetnamenin yasal şekil şartlarına uygun tanzim edilmediği ileri sürülmüş olup, mahkemece bu husus üzerinde de durulmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir....