WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Dava, murisin aldatma, korkutma, baskı ve zorlama altında vasiyetname düzenlediği iddiasıyla açılan mirasçılıktan çıkarmaya yönelik vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. TMK. nın 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; 1- Ehliyetsizlik, 2- Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, 3- Tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, 4- Tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nın 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez. Hata, hile, tehdit veya cebre uğrayan vasiyetçi, sonradan bu vasiyeti açık veya zımmi olarak onaylamış veya kabul etmişse, bu takdirde, artık iptal davası açılamaz....

Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

    Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/2611 Esas 2007/312 Karar sayılı dosya ile karara bağlandığını, dava dilekçelerinde dahi ileri sürülmüş olaylardan olduğunu, miras hukukunda hak sahipliğinin miras bırakanın ölüm anındaki duruma göre belirlenmesinin esas olduğunu, miras bırakanların gerek sağlararası gerekse ölüme bağlı tasarruflar ile terekesi üzerinde tasarruflarda bulunabileceğini, saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal etmemesinin bunun sınırını teşkil edeceğini, bu sınırın ihlalinin yaptırımının kural olarak ya tenkis def'i ya da tenkis davası olduğunu, miras bırakanın terekesinde ölüme bağlı tasarruf yetkisinin, ölüme bağlı tasarrufun mevzuatın ön gördüğü kurucu ve geçerlilik unsurlarını taşıyor olması gerekmekte olduğunu, miras bırakanın terekesindeki hak sahipliğinin ölüme bağlı tasarruflarla belirlenmesinde de söz konusu esasların geçerli olduğunu, müvekkilinin her ne kadar yasal mirasçı olsa da miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle saklı pay sahibi mirasçısı olmadığını, müvekkilinin...

    İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 13.04.2016 tarih ve 2016/1893 Karar karar sayılı raporunda vasiyet bırakanın vasiyetnamenin düzenlendiği 19.10.2011 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğu açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla, vasiyetnamenin tanzim tarihinde murisin fiil ehliyeti bulunmakla vasiyetnamenin iptalini gerektirir bir husus bulunmamaktadır. Bu yönüyle vasiyetnamenin iptaline ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak tenkis istemi yönünden yapılan incelemede; Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır....

    Vakfına ölüme bağlı tasarruf ile vasiyet edilen meblağ yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı vekili ile davalı TSK Mehmetçik Vakfı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı ile davalı TSK Mehmetçik Vakfı'nın yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 25.20 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin j. Bendi gereğince davalıdan harç alınmasına yer olmadığına 02/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak saptanmalıdır. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nın 565. maddesinin 1., 2. ve 3. bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde, özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nın 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....

        Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 560 ncı maddesi ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin iptali, mümkün olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....

          Vasiyetnamenin açılması tarihinden itibaren üç ay içinde bunlar tarafından başvuruda bulunulmamış ise vakfın tescili hususunda başvuru ... tarafından yapılır.” 27.09.2008 tarih, 27.010 sayılı resmi gazetede yayınlanan ... Yönetmenliğinin 6. maddesinde de,” Ölüme bağlı tasarruf yoluyla vakıf, vakfedenin ölümünden sonra tescil edilmek üzere kurulabilir. Bu yolla kurulan ...da sulh hakimi vakıf kurulmasına esas belgenin bir örneğini yedi gün içinde Genel Müdürlüğe gönderir....mahkemeye başvuru ilgililerin veya sulh hakiminin bildirimi üzerine ya da ... genel Müdürlüğünce resen yapılır.” düzenlemelerine göre; ölüme bağlı tasarruf ile kurulan ...ın, kuruluş ve tescillerinde ... yetkili ve görevlidir....

            Mahkemece yapılan yargılama sonunda tapu iptali ve tescil davasının reddine, tenkis davasının kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1.Davacının tapu iptali ve tescil davasına yönelik temyiz itirazlarının dosyadaki delillere göre REDDİNE, 2.Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Kazandırma saklı paylı mirasçıya yapıldığından, davalının saklı payı düşülerek gerçek kazandırma tutarının belirlenmesi gerekirken bu saklı pay düşülmeden tenkis hesabı yapılması doğru olmamıştır (TMK. Md.561). Ayrıca, sabit tenkis oranı hesaplanırken davalının temlik konusu taşınmazda yaptığı iyileştirmeler dikkate alınmasına karşın,taşınmazın tercih hakkının kullanıldığı tarihteki değeri belirlenirken bu iyileştirme tutarının dikkate alınmaması doğru bulunmamıştır. Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası karşılıksız kazandırmaların yasal zemine çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır....

              Öte yandan davacının ikincil talebi olan tenkis bakımından ihtiyati tedbir isteminin değerlendirilmesinde ise; tenkis davası taşınmazların aynına yönelik bir dava olmayıp alacağa ilişkindir. Dolayısıyla tenkis talebi bakımından talep alacak olduğuna göre taşınmazların aynı dava konusu olmadığından ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında uygulanabilmesi şartı somut olayda gerçekleşmemektedir. Netice itibarıyla; eldeki dosyada vasiyetnamenin iptali veya tenkis istendiği hususu da nazara alınarak 6100 s. HMK’nın 389/1. maddesindeki ihtiyati tedbirin yasal şartlarının oluşmadığı, ilk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu anlaşılmaktadır....

              UYAP Entegrasyonu