ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Ölüme Bağlı Tasarruf (Tenkis) KARAR : Dikili Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20/06/2019 Tarih 2015/400 Esas 2019/280 Karar nolu kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; A)DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıların, 2015 yılında vefat eden Necati Devecioğlu'nun çocukları olduğunu, bu nedenle yasal mirasçıları olduğunu, Dikili Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/133 Esas sayılı dosyası ile murisin yapmış olduğu vasiyetnamenin okunduğunu, murisin noterlikte düzenlediği vasiyetnamenin kabulünün mümkün olmadığını, murisin 10 çocuğunun bulunduğunu, vasiyetnamenin hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, murisin davacı olan çocuklarının babaları ve anneleri ile hayatları boyunca ilgilendiklerini, kendilerine maddi ve manevi destek olduklarını, murisin vasiyetnameyi...
Tenkis davası, 4721 sayılı TMK'nun 560- 562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570). Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir....
Tenkis davası, 4721 sayılı TMK'nun 560- 562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570). Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir....
Noterliği’nin 08247 yevmiye numaralı vasiyetnamesinin bu parsel yönünden iptaline; saklı paya tecavüz bulunmadığından tenkis talebinin reddine karar verilmiş; hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dava; vasiyetnamenin iptali, olmaz ise tenkis istemine ilişkindir. TMK'nın 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; ehliyetsizlik, vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. TMK'nın 557. maddesinde sayılan sebeplerin bulunması halinde vasiyetnamenin iptali gerekir. Bu sebepler dışında kalan durumlara dayanılarak ölüme bağlı tasarrufun iptali istenilemez....
Mirasın açılmasından önce ancak mirasbırakan yaptığı ölüme bağlı tasarruftan dönebilir ya da mirasbırakan iptal nedenlerine dayanabilir. Ölüme bağlı tasarrufların özellikle vasiyetnamenin iptali davasının açılması için diğer bir şart ise, vasiyetnamenin yetkili sulh hukuk mahkemesince açılmış olması ve vasiyetnamenin taraflara tebliğ edilmiş olması gerekir. Vasiyet, bir kimsenin (gerçek kişi) bizzat yapacağı ölüme bağlı bir tasarruf olup, amacı bütün mamelekini veya muayyen bir malını gerçek veya tüzel bir şahsa mülkiyetinin devrinin yapılmasıdır. Ölüme bağlı tasarrufların iptali nedenleri aşağıda açıklanan nedenler olup, bunlar sınırlı sayıdadırlar. Bunlar dışında bir nedenle ölüme bağlı tasarrufun iptaline karar verilemez. Bu nedenler; şekil eksikliği, ehliyetsizlik, irade sakatlıkları, kanun ve ahlaka aykırılıktır....
Mirasçı atamaya veya vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarrufa mirasçılar veya başka vasiyet alacaklıları tarafından kendilerine bildirilmesinden başlayarak bir ay içinde itiraz edilmedikçe, lehine tasarrufta bulunan kimseye, Sulh Mahkemesi'nce atanmış mirasçı veya vasiyet alacaklısı olduğunu gösteren bir belge verilir. Mirasçılık belgesinin geçersizliği herzaman ileri sürebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır" hükmü mevcut olup, anılan madde gereğince yasal mirasçılar veya öncelikle tasarruf ile yararlarına bağışlama yapılmış olanlar tarafından vasiyete ilişkin ölüme bağlı tasarruflara 1 ay içinde itiraz edilmediği takdirde lehine tasarrufta bulunulan kimseye atanmış mirasçılık belgesi verilmesi gerekmektedir. Somut olayda; mirasbırakanın, 04/10/2011 tarihinde ...'de yaptığı vasiyetname ile davacı eşini tek mirasçı olarak atadığı; vasiyetnamenin Adalet Yüksek Mahkemesi ......
Buna göre vasiyetnamenin iptali davasını açmaya hakkı olan kişiler, tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa ölüme bağlı tasarrufun iptalini isteyebilecek, aksi halde vasiyetname ayakta kalmaya devam edecektir. Görüldüğü üzere özel hukuktaki diğer tasarrufları kesin hükümsüz hale getiren birtakım durumlar vasiyetname bakımından doğrudan kesin hükümsüzlük değil, iptal sebebi teşkil etmektedir. Bu durum artık hayatta olmayan mirasbırakanın son arzularını ayakta tutmak bakımından favor testemanti ilkesinin doğal bir sonucudur. Yani vasiyetnamenin iptali sebepleri kanunda sınırlı olarak sayılmakla bunların dışında bir sebebe dayanarak vasiyetnamenin iptaline karar vermek mümkün değildir....
ettikleri, ayrıca Adli Tıp Kurumu'nun 30/03/2018 tarih 1509 Karar nolu bilirkişi raporunda murisin ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı tarih olan 24/08/2015 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun tespit edildiği, murisin vasiyetnamenin yapıldığı tarih itibariyle fiil ehliyetine haiz olduğu, bunun aksine dair delillerin davacılar tarafından dosyaya sunulmadığından davacı tarafın ehliyetsizliğe dayalı iptali yerinde görülmediği, davacı tarafın vasiyetnamenin iptaline yönelik tüm iptal sebepleri yukarıda sayılan tüm nedenlerle yerinde görülmediği bildirilerek davacı-karşı davalılar vekilinin vasiyetnamenin iptali davasının reddine, tenkis davası 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 560. ve devamı maddelerinde düzenlenen miras hukukuna özgü bir dava olduğu, söz konusu dava saklı payların karşılığını alamayan mirasçılar tarafından, murisin tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisi için açılan davalar olduğu, buradaki saklı pay ibaresi, Türk Medeni Kanunu'nun 506. maddesi kapsamında...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 560 ncı maddesi ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin iptali, mümkün olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....