Somut olayda; davacı asıl dava ile, vasiyetnamenin iptal ve tenkisini ; davalı ... ise, birleşen dosyada , vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep etmektedir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. Bu sebeple, dava konusu olan vasiyetnamenin bir iptal davasına konu olup olmadığının araştırılması gerekir. Dava konusu olan vasiyetname, bir iptal davasına konu olmuş ise, bu dava bekletici mesele yapılmalıdır. Vasiyetnamenin iptali davası sonucunda verilen hükmün kesinleşmesinin beklenilmesi ve ulaşılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekir. Ne var ki, somut olayda; hem vasiyetnamenin tenfizi davası, hem de vasiyetnamenin iptali davaları, aynı mahkemede ve aynı dava dosyasında birlikte görülmüştür....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın 4721 sayılı TMK'nın 598/2 maddesi uyarınca vasiyetnameye dayalı vasiyet alacaklısı belgesi verilmesine yönelik olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise, vasiyetnamenin tenfizine yönelik kararın asliye hukuk mahkemesince verilmesi gerektiği belirtilerek verilemeyeceği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Medenî Kanununun 600. maddesinin üçüncü fıkrasında ”Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini, vasiyet konusu bir davranış ise bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir....
"İçtihat Metni"Y A R G I T A Y İ L A M I Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı M.. Ş.. tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; vasiyetnamenin tenfizi talebine ilişkindir. İncelenmesi gereken; Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/411 E. sayılı vasiyetnamenin açılıp okunma dosyası ve Torbalı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin E.2013/563-K.2014/284 sayılı dosyası (davalı tarafından açılan ve derdest olan vasiyetnamenin tenfizi dosyası) dosya içerisinde bulunmamaktadır. Bu nedenle, dosya arasında bulunması gereken; Torbalı Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/411 E. sayılı vasiyetnamenin açılıp okunma dosyası ve Torbalı 1....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 600 ilâ 602 nci maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Murisin vefatı ile birlikte gerek yasal gerek atanmış mirasçılar, külli halefiyet ilkesi gereği, murisin terekesini kendiliğinden kazanmaktadırlar. Vasiyet alacaklısı ise murisin cüzi halefi olduğundan kendisi lehine vasiyet olunan mal veya hak üzerinde doğrudan bir hak kazanamamakta olup sadece kişisel bir istem hakkına sahiptir. Bu nedenle, vasiyet alacaklısının yükümlülüğü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı vasiyet edilen malın teslimi veya hakkın devrini dava edebilme imkanı bulunmaktadır. İşte buna uygulamada vasiyetnamenin tenfizi ya da vasiyetnamenin yerine getirilmesi denmektedir. 3....
Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. TMK’nun mirasın geçmesinin sonuçlarını düzenleyen mirasın kazanılması başlıklı 599. maddesi, mirasın mirasçılar tarafından; 600. maddesi ise vasiyet alacaklısı tarafından kazanılması şartlarını düzenlemiştir. Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın külli halefi olmayıp, cüzi halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kazanır....
Vasiyetnamenin tenfizi davasında, davanın kabulüne karar verilebilmesi için, diğer şartların yanı sıra vasiyetnamenin ayakta kalıp kalmadığının belirlenmesi gerekir. TMK.nun 595 maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir....
C)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, vasiyetnamenin tenfizi, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, dairemizin 11/07/2018 tarih 2018/856 Esas 2018/1113 Karar sayılı ilamı ile, "..Tenfizi istenilen dava konusu vasiyetnamenin, muayyen mal vasiyeti niteliğinde olmayıp, mirasçı nasbına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. (TMK.md.516) TMK'nın 600.maddesi uyarınca; muayyen mal vasiyetinde, vasiyet alacaklısı kişisel bir istem hakkı kazanır ve bu hak dava yoluyla talep edilebilir. Uygulamada bu dava vasiyetin tenfizi davası olarak anılmaktadır. TMK'nın 600.maddesi, muayyen mal vasiyetini kapsayıp mirasçı atamasını kapsamaz ( Nitekim değişiklik öncesi medeni kanunun 541.maddesi metninde " Kendisine muayyen bir şey vasiyet edilen kimse" ifadesi kullanılmaktadır). Atanmış mirasçılarda ise miras, mirasbırakanın ölümü ile kazanılır (TMK.md.599/3)....
Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. Bu tesbit başlı başına aynı bir hakkın geçirimini sağlamaz. Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen kimsenin bu vasiyeti yerine getirmekle yükümlü olan varsa ona, yoksa yasal ve seçilmiş mirasçılara karşı açacağı istihkak davası ile malın kendisine teslimini istemesi gerekir (TMK.md.600). Vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için herşeyden önce vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir. Davaya konu vasiyetname ... ... 8....
Davacı, vasiyetnamenin yerine getirilmesi, vasiyetnameye konu taşınmazın muris adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescili için eldeki davayı açmış, dava dilekçesinde dava değerini göstermeksizin, karar ve ilam harcının 1/4'ü olan peşin harç olarak maktu 17,50 TL harç yatırmıştır. Ancak, Bu tür davalar bir hakkın yerine getirilmesine ilişkin olup, dava konusunun değeri üzerinden nisbi harca tabidir. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 27. ve devamı maddelerinde, dava açılırken ödenmesi gerekli olan harçlar ile eksik harç yatırılmış olması halinde yapılacak işlemler açıklanmıştır....
Vasiyet edilen mal, lehine mal vasiyet edilene doğrudan intikal etmeyeceğinden, anılan kişi tarafından vasiyet edilen malın adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açılması gerekir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında verilen kararın kesinleşmesi ile vasiyet edilen mallar vasiyet edilene geçer. Borçlunun murisinden intikal eden mallar üzerine haciz konulduğu tarihte vasiyetnamenin tenfizi kararının henüz kesinleşmediği ve mallara haciz konulduğu tarihte davacı 3.kişi adına kayıtlı olmadığı açıktır. Davacı her ne kadar Mersin 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/05/2018 Tarih ve 2017/1672 Esas, 2018/368 Karar sayılı kararına dayanmış ise de anılan davanın vasiyetnamenin açılmasına ilişkin olduğu, vasiyetnamenin tenfizi davası olmadığı, vasiyetnamenin tenfizi davasının Mersin 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/160 Esas sayılı dosyası olup davada 12/12/2019 tarihinde vasiyetnamenin tenfizine karar verildiği ve kararın 02/03/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....