WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 15/05/2012 tarih ve 07411 yevmiye sayılı vasiyetnamesiyle babaları Yusuf Hasdal lehine yasal miras payının üzerinde miras payı düşecek şekilde taşınır ve taşınmaz tüm mallarda hissesi artırılarak vasiyet yapıldığını ancak bu vasiyetname Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp okunmadan ve lehine mal vasiyet edilen babaları Yusuf Hasdal vasiyetnameden haberdar olmadan babaları Yusuf Hasdal da dahil tüm mirasçıların 12/04/2013 tarihinde miras taksim sözleşmesi yaptıkları, miras taksim sözleşmesini babaları Yusuf Hasdal adına vekaleten T3 imzaladığı ve taksimin yasal miras payları nazara alınarak taşınmazların paylaştırılması şeklinde yapılmasının kararlaştırıldığını ve bu doğrultuda tapuda gerekli intikal işlemlerinin yapıldığını, Yusuf Hasdal miras taksim sözleşmesi yapılırken vasiyetnameden haberdar olmadığı için Mersin 1. Noterliğinin 15/05/2012 tarih ve 07411 yevmiye sayılı vasiyetnamesindeki hisse oranına göre haklarının iadesini talep etmişlerdir....

Bu alacak, tasarruftan aksi anlaşılmıyorsa vasiyet yükümlüsünün mirası kabul etmesi veya ret hakkının düşmesiyle muaccel olur. Vasiyet alacaklısı, yükümlülüğünü yerine getirmeyen vasiyet yükümlüsüne karşı, vasiyet edilen malın teslimini veya hakkın devrini; vasiyet konusu bir davranış ise, bunun yerine getirilmemesinden doğan zararın giderilmesini dava edebilir." hükmünü içermektedir. Açıklanan madde hükmü uyarınca; vasiyetnameden kaynaklanan kişisel hak, birden fazla kişiye karşı birlikte ileri sürülmeli ve tamamı hakkında tek hüküm verilmelidir. Eş söyleyişle, vasiyetnamenin yerine getirilmesi davalarında, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Bu tür dava arkadaşlığında, dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır. Öte yandan, zamanaşımı; yasanın öngördüğü belli bir sürenin geçmesiyle, bir hakkın kazanılmasına veya bir borçtan kurtulunmasına olanak veren bir hukuki müessesedir....

    O halde, yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü mahkemece; talep edilen alacak yönünden olumlu - olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, HMK 297/2. maddesi gözardı edilerek bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      TMK.nun 542.maddesinde; mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle, yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. 543.maddesinde ise, mirasbırakan yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir. Aynı kanunun 544/1.maddesinde, mirasbırakan, önceki vasiyetnamesini ortadan kaldırmaksızın yeni bir vasiyetname yaparsa kuşkuya yer bırakmayacak surette önceki vasiyetnameyi tamamlamadıkça sonraki vasiyetname onun yerini alır. 2.fıkrada, "belirli mal bırakma vasiyetinde vasiyetnamede aksi belirtilmedikçe mirasbırakanın sonradan o mal üzerinde bu vasiyetle bağdaşmayan başka bir tasarrufta bulunmasıyla ortadan kalkar” hükümleri yer almaktadır. Miras bırakan, vasiyette bulunduktan sonra, vasiyetname ile bağdaşmayacak şekilde ölüme bağlı olmayan bir tasarrufla vasiyete konu olan şey üzerinde tasarrufta bulunursa bu davranışı ilk vasiyetten rücu anlamı taşır. Bu hüküm sadece muayyen mal vasiyetleri için geçerlidir....

        işin zararla sonuçlanmasından kaynaklı olarak 413.000 TL, Ödeme vadelerinde oluşan gecikmeler neticesinde alt yüklenicilerin işlerinde ilerleme sağlanamaması dolayısı ile bir üst yüklenicinin işine başlayamamasına bağlı olarak iş süresinin uzaması kaynaklı genel gider artışından kaynaklı olarak 311.850 TL olmak üzere toplamda 2.519.225,20 TL zararının bulunduğundan, şimdilik 10.000,00TL ticari alacağının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı müvekkiline ödenmesi talep edilmiş olup, Somut olayda, dava konusu edilen alacak, eser sözleşmesinden kaynaklı olarak dava dilekçesinde kalem kalem alacak miktarı belirtilerek, gerçekte belirli bir alacak olduğu, bu alacağa ilişkin davacı tarafından davalı şirkete, karşı belirsiz alacak davası olarak şimdilik 10.000,00.TL üzerinden ticari alacak davası açıldığı, dava dilekçesinde belirtildiği gibi alacak belirli olduğundan dolayısıyla belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği anlaşılmakla...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Eldeki dosyada; Her ne kadar dava adı tevziden alacak (Cari Hesap veya Ticari Kredi Sözleşmesi kaynaklı) olarak belirtilmiş ise de ; mahkeme hakimliğince dosyanın incelenmesi neticesinde dosyanın Cari Hesap veya Ticari Kredi Sözleşmesi kaynaklı olmadığı, bu gerekçeyle dosyanın genel tevziye gönderilmesi gerektiği , davanın UYAP sistemi üzerinden açıldığı ve dava açarken dava adının alacak (Cari Hesap veya Ticari Kredi Sözleşmesi kaynaklı) olarak seçilmesi sebebiyle sehven mahkememize tevzi edildiği görülmekle, bu çerçevede işbu dosyanın genel esasa tevzi edilmek üzere idari bir kararla esasın kapatılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPULU TAŞINMAZDA -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre; asıl dava elatmanın önlenmesi, karşı dava ise sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak isteğine ilişkin olup sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak hakkında verilen kabul kararın temyizine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              a tebliğ edildiği, buna göre davacıların vasiyetnameden haberdar olduğu tarih ile davanın açılış tarihi olan 28.11.2013 tarihi arasında iptal ve tenkis davalarının açılması için belirlenmiş olan 1 yıllık hak düşürücü sürelerin dolduğu gerekçesiyle; vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde terditli olarak açılan tenkis davasının hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 17.11.2015 günü oybirliğiyle karar verildi. 27.70.TL.Harç 25.20.TL.Peşin _____________ 2.50.TL.Bakiye...

                nun 512/son maddesi gereğince mirasbırakanın açık bir yanılması bulunmadığından ve düzenlenmesinden ölüm tarihine kadar miras bırakanın vasiyetnameden dönmediği de anlaşılmakla vasiyetname tam olarak iptal edilemez.Şu durum karşısında TMK.'nun 512/son maddesi gereğince, mirasçılıktan çıkarmaya yönelik ölüme bağlı tasarrufun davacı mirasçının saklı payı dışında (tasarruf nisabı oranında) yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeden mahkemece davanın reddedilmesi bozma nedenidir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04/07/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  nın adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını önce 05/12/1989 tarihinde düzenlenmiş vasiyetname ile üvey oğlu olan davalıya vasiyet ettiğini, daha sonra 21/07/1998 tarihinde bu vasiyetnameden rücu ederek, vasiyete konu taşınmazdaki payını 04/10/1990 tarihinde tapuda satış göstermek suretiyle davalıya devrettiğini, yine murisin adına kayıtlı ... ada ... parsel sayılı taşınmazını da 15/09/1999 tarihinde satış yolu ile davalıya temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirastan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazlarının tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istemiş, 30.10.2015 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmazla ilgili talebinin muris ... ve diğer muris ...'ten devredilen payların iptali ile adına tescili olduğunu, dava dilekçesinde sehven sadece muris ...’tan geçen payın yazıldığını beyan etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu