SHM 2012/1487 Esasındaki vasiyetname açılması davasında müvekkillerine yapına tebligatlar ile müvekkillerinin babası T8 noterden 06/12/2005 tarihinde 33756 yevmiye ile düzenleme şeklinde vasiyetname düzenlettiğini, vasiyetname ile kazanımda bulunanların T6 ile T4 İşletme ve İştirakler Daire Başkanlığına bağlı Huzurevi Şube Müdürlüğünü temsilen T4 olduğunu, murisin düzenlettiği vasiyetnamede tanıklık yapan kişilerin T6'ın kayın hısmı veya kardeşi olduğunu düşündüklerini, noter imzasının ilgili notere ait olmadığını düşündüklerini, öncelikle bu yönlerden vasiyetnamenin iptali gerektiğini, miras bırakanın akli melekelerinin normal ve hukuki işlem yapmaya ehil olduğuna dair Kayseri Devlet Hastanesinden verilen 05/12/2005 gün 21287 nolu raporun gerekli tetkikler yapılmadan verilen bir rapor olduğunu, murisin işlem tarihi itibari ile ehliyetli olup olmadığının saptanması gerektiğini, medeni kanunda sınırlı olarak sayılan vasiyetname iptali sebeplerinden birinin tasarrufun yanılma, aldatma, korkutma...
İstinaf Sebepleri Davacılar vekilleri tarafından ayrı ayrı verilen aynı içerikli istinaf dilekçelerinde özetle; mahkemece yapılan değerlendirmenin eksik ve hatalı olduğunu, murisin 82 yaşında vefat ettiğini ve vasiyetnamenin düzenlendiği tarihte 77 yaşında olduğunu, murisin uzun yıllar çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle tedavi gördüğünü, murisin gerek yaşına bağlı olarak gerekse kullandığı sağlık sorunlarına bağlı ilaçların tesiri ile muhakeme yeteneğinin oldukça azaldığını, bu durumun tanıklarca ifade edildiğini, Adli Tıp Üst Kurulundan veya Adli Tıp Genel Kurulundan yeniden rapor aldırılmamış olmasının eksik ve hatalı inceleme olduğunu, murisin davalı tarafça yanıltıldığını ve vasiyetname düzenlemeye zorlandığını, bu hususların mahkemece değerlendirilmediğini, murisin vasiyetname tarihinde bir danışmana muhtaç olduğunu, yasal danışman olmaksızın yapılmış vasiyetname işlemi sırasında tam bir fiil ehliyetine sahip olduğunun kabul edilemeyeceğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının...
in mirasçıları adına tesciline karar verildiğini, bu karar gereğince terekeye geri dönen taşınmazların mirasçılar adına değil, bu karar ile birlikte tekrar gündeme gelen dava konusu vasiyetname gereğince adlarına tescilinin gerektiğini ileri sürerek; mirasbırakana ait vasiyetnamenin yerine getirilmesi ile vasiyetname konusu taşınmazların adlarına tescilini talep etmişlerdir. Davalı; mirasbırakanın dava konusu vasiyetnamenin tanziminden sonra vasiyete konu aynı taşınmazları bu kez muvazaalı satış işlemleri ile davacılar adına satış sureti ile devrettiğini, vasiyetnameden sonra gerçekleştirilen sağlararası tasarruflar ile vasiyetnamenin geçersiz kılındığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
ile vasiyetname konusu taşınmazların adlarına tescilini talep etmişlerdir....
ın vasiyetname tanığı olan ...'in kayınpederi olduğu ancak, davalı ...'ın vasiyetname tanığı olan ...'in kayınvalidesi olmadığı, dolayısıyla vasiyetname tanığının vasiyetname düzenlenmesine katılması sebebiyle davalı ... yönünden hısıma yapılan kazandırmanın bulunmadığı gerekçesiyle, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle karar bozulmuştur. Bozma kararına karşı davacılar ve davalılar ... vd. vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların tüm davacıların sair karar düzeltme taleplerinin reddi gerekir. 2-Uyuşmazlık, resmi şekilde düzenlenen vasiyetnamede tanık olarak yer alan kişinin, murisin altsoy kan hısmının (torunu) eşi olması halinde, vasiyetnamenin iptalinin gerekip gerektirmediği noktasında toplanmaktadır....
Noterliğinin 16/06/1979 tarih ve 12579 yevmiye numarası ile davalı lehine düzenlenme şeklinde vasiyetname tanzim ettiğini, öfke ve kızgınlık anında yapılan bu vasiyetname nedeniyle davacının mirastan mahrum kaldığını, manevi ikrah ile yapılan vasiyetnamenin hukuken geçerli olmadığını, murisin iradesinin sakatlandığını belirterek vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde terdiden ölüme bağlı tasarrufun davacının mahfuz hissesi oranında tenkisine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; murisin vasiyetnameyi 16/06/1979 tarihinde düzenlediğini, 06/03/2013 tarihinde ise öldüğünü, düzenlenme tarihi ile ölüm tarihi arasında yaklaşık 34 senelik bir süre olduğunu, gerçek iradesini yansıtmadan vasiyetnameyi düzenlemiş olsa idi bu süreçte dönme imkanının bulunduğunu, bu nedenle vasiyetnamenin murisin gerçek iradesine uygun düzenlediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. III....
Yoksa iki vasiyetçinin düzenlediği vasiyetname tek başına ortak vasiyetname sayılamaz. Mahkemece gerekçede her bir vasiyetçinin ayrı bir belge ile vasiyetname düzenlettirmesi gerektiğinden bahisle vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş ise de, bu gerekçe doğru değildir. Burada davaya konu vasiyetname yorumlanarak, vasiyetnamenin birbiri ile içiçe girip girmediği veya biri diğerine bağımlı vasiyetname olup olmadığı araştırılmalı, bu şekilde olduğu kanısına varılırsa o zaman ortak vasiyetnameden ötürü, vasiyetnamenin iptaline karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı gerekçe ile vasiyetnamenin yorumu yapılmadan, vasiyetnamede iki vasiyetçi olduğundan ortak vasiyetname sayılarak davaya konu vasiyetnamenin iptaline karar verilmiş olması da hatalı bulunmuştur. Açıklanan bu nedenlerle davalılar vekili istinaf başvurusunun HMK 353- 1- a-4- 6 maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/403 Esas, 2004/174 Karar sayılı ilamı ile vasiyetnamenin açılmasına karar verildiği, vasiyetin bir kimsenin (gerçek kişi) bizzat yapacağı ölüme bağlı bir tasarruf olup, amacının bütün mamelekini veya muayyen bir malını gerçek veya tüzel bir şahsa mülkiyetinin devrinin yapılması olduğu, TMK'nun 538. maddesinde, "el yazılı vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilerek, başından sonuna kadar murisin el yazısı ile yazılmış ve imzalanmış olması zorunludur.", 2. maddesinde de "El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere açık veya kapalı olarak notere, sulh hakimine veya yetkili memura bırakılabilir" hükmünü ihtiva ettiği, TMK'nun 538/2. maddesinde yer alan düzenleme emredici bir hüküm olmadığı, diğer bir deyişle, el yazılı vasiyetname tevdi olunmamışsa, bu hususun vasiyetnameyi hükümsüz kılmayacağı, el yazılı vasiyetname resmi merciye bırakılmamış olsa bile, yine geçerli olacağı, TMK'nun 595. maddesi hükmüne göre, bir kişinin ölümü halinde bir vasiyetnamesi ortaya...
ve ... , bağlantı nedeni ile bu dava ile birleştirilen davada, murisin ehil olup olmadığı konusunda rapor alınmadığını, baskı altında vasiyetname düzenlediğini, okur yazar olduğu halde vasiyetname düzenlenirken parmak bastığını, vasiyetnamenin açılması davası sırasında kendilerine vasiyetnamenin tebliğ edilmediğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline, olmaz ise tenkise karar verilmesini talep etmiştir . Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş ,hüküm davalılardan ... , ... ve ......
Noterliğinin 04/10/2013 tarih ve 21562 yevmiye no.lu vasiyetname ile T6 vasiyet ettiğini, muris tüm malvarlığını tek mirasçısından mal kaçırmak gayesi ile saklı paylara da tecavüz ederek devir ve vasiyetname düzenlendiğini, murisin düzenlediği vasiyetname kanunun aradığı şekil şartlarını taşımadığını, hakların zarar görme ihtimaline binaen HMK gereği gerekli tedbirlerin alınmasını, telafisi imkansız zararların doğmaması için uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerine teminatsız ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, 25/02/2020 Tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiş, Davalı T4 vekili 18/03/2020 tarihli dilekçe ile tedbire itiraz etmiş, itiraz üzerine 09/10/2020 tarihli ara karar ile itiraz reddine karar verilmiş; bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....