WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar mirasbırakan ...’ın maliki bulunduğu 917, 918, 864, 726, 543, 627, 629, 678, 2243 parsel sayılı taşınmazlarını vasiyetname ile davalıya vasiyet ettiğini murisin temyiz kudretinin bulunmadığını, ayrıca yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, vasiyetname ile saklı paylara tecavüz edildiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin iptalini, olmadığı takdirde saklı payları oranında tenkisini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine diğer davacıların vasiyetnamenin iptali ve tescil taleplerinin reddine tenkis isteğinin ise kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacılar Lütfiye ve ..., ... vekili ile davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

    Bu durumda davanın TMK'nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir. Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. İkinci olarak, temlike konu malın kıymetine noksan gelmeden bölünmezliğinin mümkün olup olmadığı saptanır. Tasarrufa konu mal, sabit tenkis oranında bölünebilir ise bu kısımların bağımsız bölüm olarak taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Eğer, tassarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıkar ise bu defa MK. madde 564'de öngörülen tercih hakkı gündeme gelecektir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, iptal isteğinin reddine, tenkis isteğinin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile ortak murisi ... tarafından ... Noterliğince düzenlenen 15/08/2007 tarihli ve ... yevmiye nolu vasiyetname ile, ... ili ... ilçesi... Mahalle ... Sokakta bulunan 350 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki arsa, kargir ev ahır ve üzerindeki tüm müştemilatın davalı kız kardeşi...'...

        İlk derece mahkemesince, murisin ölüm tarihi olan 11/12/2015 tarihinde dava konusu taşınmaz hissesinin terekeye dahil olmadığı anlaşıldığından; vasiyetnamenin iptali ve ivazlı ve geçerli bir temlike dayalı hukuki işlem nedeniyle tenkis talep edilemeyeceği nedeniyle ( Yargıtay HGK. 13/04/2011 T. 2011/1- 701 E. 2011/130 K.) tenkis davasının reddine, davacı vekili tarafından T8 ve Kazım Çalışkan davaya dâhil edilmiş ise de dahili davalılar aleyhine usulüne uygun olarak açılmış tenkis davası bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

        Buna göre, Bölge adliye mahkemesince, tenkis davasının süresinde açıldığı kabul edilerek mirasbırakanın terekesinin ölüm tarihindeki bıraktığı değerlere ilişkin olduğu ve ölüm tarihi itibariyle mevcut terekesinin bulunmadığı, diğer davalıların ise lehine vasiyetname düzenlenmemiş olduğundan saklı pay ihlali nedeniyle tenkis talebinin yöneltilemeyeceği gerekçesiyle; davanın, davalı vakıf yönünden reddine, diğer davalılar yönünden ise pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, sonucu itibariyle doğru bulunan bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması, HMK'nın 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmü gereğidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu: GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacılar; tarafların ortak miras bırakanı olan ...'ın ölüm tarihinin 15.10.1997 olduğunu, murisin sağlığında noterde düzenlettirdiği 07.08.1997 tarihli vasiyetname ile malvarlığının tamamına yakın bölümünü davalıya bıraktığını, yapılan bu vasiyetname ile saklı paylarının zedelendiğini, saklı paylarına yapılan tecavüzün yasal faizi ile birlikte tenkisine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı, murisin yaptığı vasiyetname ile malvarlığını mirasçıları arasında taksim etttiğini, saklı pay ihlalinin olmadığını belirterek davanın reddinin gerektiğini savunmuştur....

            Noterliğinde düzenlediği 30.05.2006 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnameyle çekişme konusu taşınmazları davalıya ve dava konusu edilmeyen bir kısım taşınmazlarını da diğer mirasçılarına vasiyet ettiği, 22.12.2011 tarihinde vasiyetnamenin açıldığı, dava konusu taşınmazların halen muris adına tapuda kayıtlı olduğu, davacıların vasiyetname nedeniyle saklı paylarının ihlâl edildiğini ileri sürerek yasal süre içerisinde tenkis isteğiyle eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır. Mirasbırakanın vasiyetname ile yaptığı temlikler mutlak suretle tenkise tabidir. Ancak mahkemece, mirasbırakanın tüm malvarlığı tespit edilmeden ve tenkis yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik incelemeyle karar verilmiştir. Bilindiği üzere, tenkis davaları ihlâl edilen saklı payın temin edilmesi amacını taşımaktadır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ VE TENKİS Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, mirasbırakan ...’nin alt soy mirasçıları olduklarını, mirasbırakanın noterde düzenlenen 29.11.2007 tarihli vasiyetname ile dava konusu 5658 parsel sayılı taşınmazı davalı Vakfa bıraktığını, mirasbırakanın okur-yazar olmadığı halde "okur yazar" olduğu belirtilerek vasiyetname düzenlendiğini, gözlerinin iyi görmediğini, zaman zaman hafıza kaybı yaşadığını ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini veya TMK 504/2. maddesine göre düzeltilmesini, olmadığı taktirde tenkisini istemişler; bozmadan sonra açılan ve birleştirilen davada, bilirkişi raporunda her birinin saklı payına isabet eden tenkis bedelinin 203.965,87 TL olarak hesaplandığını, asıl davada talep edilen tenkis bedelinin düşülmesi sonucu kalan ve her biri için ayrı ayrı 195.632,53 TL tenkis bedelinin ödenmesini istemişlerdir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ:TENKİS Taraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, vasiyetnamenin iptali ve tenkis isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanı babası...'ın 21.06.2004 tarihinde düzenlediği vasiyetnamenin ölümünden sonra 01.06.2011 tarihinde açıldığını, babasının vasiyetname verdiği tarihte temyiz kudretinden yoksun olup vasiyetname düzenlemeye ehil olmadığını, aynı zamanda bu vasiyetname ile saklı payının da ihlal edildiğini ileri sürerek vasiyetnamenin iptali, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir....

                  Vasiyetname tanıklarının vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanları hükme esas alınmamalıdır. Buna göre mahkemece; beyanı hükme esas alınan tanıklardan ... aynı zamanda vasiyetname tanığı olup yukarıda açıklandığı üzere vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanları hükme esas alınmamalıdır. Kaldı ki; beyanı hükme esas alınan diğer tanık Hülya Keçeci de ...'...

                    UYAP Entegrasyonu