Somut olayda; mahkemece yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri çerçevesinde mirasçılara davetiye çıkarılmak suretiyle taraf teşkili sağlandıktan sonra duruşmada hazır bulunan mirasçılara vasiyetname okunarak ilgili kısımlarının de kendilerine tebliğ edilerek vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken, ... 4. Noterliğinde düzenlenen 30/11/2011 tarih ve 12188 yevmiye numaralı vasiyetname ile dava konusu edilen ... . Noterliğinde düzenlenmiş olan 27/11/1998 tarih ve 42172 yevmiye numaralı vasiyetnameden dönüldüğü, bu nedenle ortada açılıp okunması gereken bir vasiyetname bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Vasiyetname tanıklarının, vasiyetname içeriğine uygun düşmeyen beyanları, hükme esas alınamaz (Dairemizin 2015/5807 E. ve 2015/18223 K. sayılı 17/11/2015 tarihli kararı, Yargıtay 2. HD. nin 14.09.2000 günlü ve 2000/8300 E.- 2000/10203 K., 17.03.2003 günlü ve 2003/2713 E.- 2003/3610 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir ). Mahkemece; az yukarıda açıklanan ilkeler gözardı edilerek vasiyetname düzenlenmesi sırasında tanık olarak hazır bulunan ve vasiyetnameyi tanık olarak imzalayan ... 'ın beyanına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Somut olayda, vasiyetnameye tanık olarak imza atan ...; duruşmada tanık olarak dinlenmiş, beyanında notere gittiklerini, imza attığını, muris ile hiç konuşmadığını, muris ile vasiyetnamenin isteğine uygun olup olmadığı konusunda da konuşmadığını belirtmiştir. Mahkemece vasiyetname tanığı ...'ın vasiyetname içeriğine uygun düşmeyen ifadeleri nazara alınarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
Vasiyetname, okur – yazar olmayanlara ilişkin vasiyetname şeklinde düzenlenmiştir. (TMK. 535 md.) Buna göre; (TMK. 535/2 fıkrası); “Tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar” Dava konusu vasiyetname düzenlenirken tanıklar, “mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını” beyan etmemişlerdir. Tanıkların TMK.nun 534/2. maddesinde öngörüldüğü şekilde beyanı alınmaksızın işlem yapılmakla vasiyetname bu haliyle kanunun aradığı şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmemiştir. Mahkemece, vasiyetnamenin iptali talebinin kabulü gerekirken yazılı şekilde tenkise karar verilmesi doğru görülmemiştir....
ın 30.09.1996 tarih ve 974 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile, tüm taşınmazlarını çocukları arasında paylaştırdığını, buna göre müvekkili davacılara vasiyetname konusu Hacıevler Köyü 92 ve 87 parsel sayılı taşınmazları birleştirmek sureti ile vasiyet ettiğini belirterek, murisin iradesine uygun bir bölüşüm ile; vasiyetname konusu 92 parsel sayılı taşınmazın muris adına olan tapu kaydının iptali ile 1/4 hisse oranında davacılar adına tescilini, yine 87 parsel sayılı taşınmazın ise muris adına kayıtlı olan 1134 m2'lik tüm hissenin tapusunun iptali ile, 283 m2'lik hissesinin davacı Neriman, 283 m2'lik hissesinin davacı Keriman, 284 m2'lik hissesinin davacı Şükriye, 284 m2'lik hissesinin davacı Güner adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar M.. B.., M.. B.., S.. B.. ve C.....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/04/2011 tarih ve 2011/3 esas 2011/601 karar sayılı ilamıyla açılıp okunduğunu, murisin vefatından evvel, vasiyetname konusu olan 31 pafta 2556 parselde kayıtlı taşınmazı kendisinine sattığını ve tapuda devrettiğini, vasiyetname konusu diğer taşınmazın ise tüm mirasçılar adına hisseli olarak kayıtlı olduğunu, murisçe yapılan muayyen mal vasiyetinde kendisine vasiyet edilen taşınmazların mülkiyetinin adına tescili için vasiyetnamenin tenfizi davası açılması zaruretinin hasıl olduğunu belirterek; dava konusu vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetname konusu taşınmazların adına tescilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile 31 pafta 2556 parselde kayıtlı taşınmaz yönünden talebini atiye bırakmıştır....
ün mirasçıları durumunda olduklarını, murisin Antalya 3.Noterliğinin 27.06.2003 tarih ve ... yevmiye no.su ile düzenleme şeklinde vasiyetname yaptığını, vasiyetname uyarınca Antalya S...Mah. ... Ada ... parseldeki taşınmazların, 1 ve 7 nolu bağımsız bölümleri A.. E..'e,2 ve 6 nolu bağımsız bölümleri M.. E..'e, 8 nolu bağımsız bölümü kızı M.. E..'e; Antalya S... Mah. ... Ada ... parseldeki taşınmazlardan; 6-7 nolu bağımsız bölümleri kızı Mazlume'ye, 9 nolu bağımsız bölümü oğlu M... Fatih'e, 10 nolu bağımsız bölümü ve aynı yerdeki odunluk şeklindeki garajı da oğlu Adnan'a, diğer bazı bağımsız bölümleri de diğer çocuklarına vasiyet ettiğini iddia ederek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı/karşı davacılar E.. E.., K.. B.., C.. U.....
Vasiyetname ile ilgili olan çekişmeler ait olduğu mahkemede ayrıca dava konusu olacağından vasiyetnamenin açılmasına engel oluşturmaz. Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Mirasa İlişkin Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 36. maddesinde miras bırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamesinin, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın, yerleşim yeri sulh hakimine tesliminden itibaren bir ay içinde açılması ve ilgililere okunması gerekir. Ancak, vasiyetçinin öldüğüne dair kesin delil olmadan vasiyetname verilmişse, bu delilin sağlanmasına kadar vasiyetnamenin açılması geri bırakılır. Vasiyetnamenin açılma gününü sulh hâkimi tespit eder. Adresi bilinen mirasçılar, mahkemece uygun görülecek usul ile vasiyetnamenin açılacağı gün ve saat belirtilerek davet olunur. Sulh hâkimi, davet edilen günde gelen mirasçılar huzurunda vasiyetnameyi açar. Davete rağmen hiçbir mirasçı gelmemiş olsa dahi vasiyetname açılır....
ile mirasta hak sahibi olmaktan beri kılındığını, dava konusu miras olayında miras bırakanın iki ayrı vasiyetname tanzim ettiğini, önceki tarihli vasiyetname ile davalılardan T1'un diğer davalı Şükriye Haliloğlu ile birlikte mirasçı atandığını, ancak sonraki tarihli vasiyetname ile önceki vasiyetten dönüldüğünü ve miras bırakan önce mirasçı atadığı kardeşini mirasçılıktan çıkardığını, ayrıca yedek mirasçı atamaların yanında son vasiyetname ile miras bırakan T3 de vasiyeti yerine getirme görevlisi olarak atadığını, miras bırakanın terekesinde vasiyetname ile bu yönde tasarrufta bulunmasının ancak tasarruf ehliyeti varsa hukuken geçerli ve etkin bir hukuki işlem niteliğinde kabul edilebileceğini, mevcut iki vasiyetnamenin bulunmasının, sonrakinin iptali halinde öncekinin vücut bulması anlamına gelebileceğini, bir başka ifade ile sonraki vasiyetle yapılan önceki vasiyetnameden, tamamen, açık veya örtülü dönme iradesinin hukuki kıymetini yitireceğini, her iki vasiyetnamenin de iptali halinde...
"İçtihat Metni"Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vasiyetname açılması ve mirasçılık belgesi verilmesi .. ile .. ve müşterekleri aralarındaki vasiyetname açılması ve mirasçılık belgesi verilmesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.10.2012 gün ve 1409/1198 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mütevaffa ..'ın Noterliği'nce düzenlenen 07.05.1971 tarih ve 8685 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını davacı ..'ne bıraktığını açıklayarak, bahsi geçen vasiyetnamenin açılıp okunarak, vasiyetname hükümlerine göre vekil edeni adına mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir. Mütevaffa ..'...
Ancak murisin 04/08/2010 tarihli vasiyetnameden rücu belgesini kabul etmiyorum, dava açma hakkımı saklı tutuyorum." şeklinde beyanda bulunduğunu, bu şekilde vasiyetnameye itiraz ettiğini, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinin yalnızca vasiyetnameyi açıp, okumak ve ilgililere tebliğ etmek olduğunu, eda hükmü içeren karar veremeyeceğini, müvekkillerinin vasiyetname iptal edilmedikçe her zaman dava tehdidi altında olduklarını, vasiyetnamenin geçerliliğinin koruyup infaz edilebileceğini, bu sebeple gerekçeli kararda dile getiren hukuki yarar yokluğundan söz edilemeyeceğini, her ne kadar murisin son iradesi 04/08/2010 tarihli vasiyetname ile ortaya konulmuş ise de, tapuda gerekli işlemleri yapmak için gittiklerinde Tapu Müdürlüğünün iki vasiyetname olduğu gerekçesiyle işlem yapmadığını, 2010 tarihli vasiyetnamenin vasiyetten rücu olarak değerlendirilmesini yapacak olanın Tapu Müdürlüğü olmayıp mahkeme olduğunu, bu sebeple Mahkemenin kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne...