Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir.Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz.Vasiyetname tarihinde murisin 88 yaşında olduğu ve kalp hastalığının bulunduğu anlaşılmaktadır.Murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı ileri sürüldüğüne göre, bu durum tek başına tanık beyanları ve mevcut tek hekim raporu ile kanıtlanmış kabul edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan ...’nın, 19.12.1995 tarihli düzenleme şeklinde vasiyetname ile ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki birinci kat 2 no’lu bağımsız bölümü yalnızca davalı kızına, zemin kat 1 no’lu bağımsız bölümü ise kendilerine bıraktığını, vasiyetname ile saklı paylarının ihlal edildiğini zira davalıya bırakılan bağımsız bölümün daha değerli olduğunu, 20.03.2014 tarihinde vasiyetnamenin açılmasına karar verildiğini, ayrıca vasiyetnamenin iptali davası açtıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla her biri için ayrı ayrı 25.000 TL olmak üzere toplam 75.000 TL tenkis bedelinin faiziyle birlikte ödenmesini istemişler; 18.06.2015 tarihli ıslah dilekçesinde, dava konusu 3019 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 2 no’lu bağımsız bölümün, mirasbırakan tarafından vasiyetname tarihinden sonra 23.08.1996 tarihinde...
Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. Vasiyetnamenin iptali davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihli şerhini içerir onaylı sureti getirtilerek, dosya içine konulması gerekir. Somut olayda; Naciye tarafından noterde düzenlenen 31.10.1995 tarih ve 23245 sayılı vasiyetname ile 29.07.1997 tarih ve 15162 sayılı vasiyetnameye ilişkin, Bolu 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/958E sayılı, vasiyetnamenin açılması dosyasının dava tarihinde derdest olduğu anlaşılmaktadır....
Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir. Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz. Vasiyetname tarihinde murisin 63 yaşında olduğu anlaşılmaktadır. Murisin mal kaçırma maksadına yönelik yanılma, psikolojik baskı ve zorlamayla vasiyetname düzenlendiği ve vasiyetname düzenlendiği tarihte ayırt etme gücünün olumsuz etkilendiği ileri sürüldüğüne göre, davacı tanıklarının iddialar doğrulturusunda dinlenilmesi sonrasında murisin tüm hastane kayıt ve belgeleri, varsa film ve grafileri, raporları getirtilip, vasiyetname tarihinde murisin tasarruf ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Uyuşmazlığın İngiliz vatandaşı olan davacı adına düzenlenen vasiyetname uyarınca murise ait davalı banka nezdindeki paranın ödenmesi istemine ilişkin bulunmasına ve somut olayda vasiyetnameyle ilgili 4721 sayılı TMK'nun Miras Hukuku başlıklı 3. kitabında yer alan "vasiyetname hükümlerinin" tartışılması gerektiğinden kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vasiyetname tanıklarının dava konusu vasiyetnamede yazılı beyanlarının doğru olmadığı iddiasının yine aynı kuvvette başka bir delil ile ispatlanması gerekir. HMK'nın 204/1.(HUMK.'nun 295.) maddesi gereğince "İlamlar ile düzenleme şeklindeki noter senetleri, sahteliği ispat olunmadıkça kesin delil sayılır." Noterlerin usulüne uygun olarak düzenledikleri ve onayladıkları belge (vasiyetnamenin) aksi ispat oluncaya kadar kesin delil teşkil eder. Vasiyetname tanıklarının vasiyetname içeriğine uygun olmayan beyanları hükme esas alınmamalıdır. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2016/18862 Esas 2018/5673 Karar) Somut olayda, ilk derece mahkemesi tarafından; "Davaya konu vasiyetnamede sayfa numaraları yer almakta olup murisin 1.sayfanın sonuna doğru ve 2.sayfa sonunda imzaları bulunmaktadır....
Noterliği'nde düzenlediği ikinci vasiyetname ile yurtdışında düzenlediği ilk vasiyetnamesinden döndüğü kabul edilerek asıl ve birleştirilen davanın ayrı ayrı kabulü ile 30.10.1987 tarihli vasiyetnamenin iptaline karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen dosya davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 01.07.2019 tarih ve 2018/7547 Esas, 2019/6014 Karar ... ilamında; “Mahkeme gerekçesi bir bütün olarak incelendiğinde, gerekçede murisin 03.06.1996 tarihli Bursa 15. Noterliği'nde düzenlediği vasiyetname ile tüm malvarlığını eşi olan ... ...'a vasiyet ettiği belirtilmiş ise de, 30.10.1987 tarihli Almanya Donauwörth'de düzenlenen vasiyetname incelendiğinde muris ve eşi ...'...
Tarafımızca sunulmuş olan doktor raporunda görüleceği üzere murisin akli melekelerinde herhangi bir eksiklik bulunmamakta olup iddia edilen hastalığa ilişkin herhangi bir tedavi kaydı yahut reçeteli ilaç da bulunmadığını, vasiyetname tanıkları da murisin vasiyetname yapmaya ehil olduğunu gözlemleyerek beyan ettiğini, resmi vasiyetname düzenleyen memur da tanık sıfatını haiz olduğunu, ilk derece mahkeme kararında gerekçe gösterilen bir diğer şekil şartı eksiliği vasiyetname tanığının yapılan işlemin içeriğini bilmemesi gösterildiğini, TMK madde 534/3’ te açıkça belirtildiği üzere vasiyetname tanıklarına vasiyetname içeriğinin bildirilmesi zorunlu olmayıp hükümde belirtilen bu sebep tarafımızca kabul edilmediğini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....
İlk derece mahkemesince, davacıların vasiyetnamenin hükümsüzlüğünün tespitini ve zaten hükümsüz olan bir hukuki işlemin bu nedenle iptalini istemekte hukuki yararının olmadığı, vasiyetname kendiliğinden ortadan kalktığı gerekçesi ile davanın 6100 sayılı HMK md. 114/1- h, 115/2 uyarınca hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekili istinaf talebinde bulunmuştur. 4721 sayılı TMK'nun 542.maddesinde; mirasbırakan, vasiyetname için kanunda öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle, yeni bir vasiyetname yaparak önceki vasiyetnameden her zaman dönebilir. 543.maddesinde ise, mirasbırakan yok etmek suretiyle de vasiyetnameden dönebilir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacının sunulan ses kaydının vasiyetname olduğunu savunduğu, davanın hukuki vasıflandırılması görevinin mahkemeye ait olması karşısında ibraz edilen ses kaydının esasen murisin malvarlığının devri irade beyanı şeklinde olup vasiyetname olarak nitelendirilmesi gerektiği ve eldeki davanın dayanak vasiyetname niteliğindeki belge kapsamında vasiyetnamenin tenfizi olarak vasıflandırılabileceği, bu halde vasiyetnamenin tenfizi şartlarının oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiği, bu kapsamda açılmasına ve okunmuş kabul edilmesine karar verilmiş bir vasiyetname bulunmadığı, bu halde davacının öncelikle bu ses kaydının vasiyetname olduğu iddiasında olması nedeniyle vasiyetnamenin açılması ve okunması talebinde bulunması, mahkemenin ses kaydını vasiyetname kabul etmesi halinde vasiyetname açılıp okunduktan sonra vasiyetnamenin tenfizi talebinde bulunabileceği, bu haliyle vasiyetnamenin tenfizi davasını açma şartları oluşmadığı bildirilerek davanın reddine...