Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı tarafça, murisin 19/04/2017 tarihinde Vasiyetname (Mirasçılıktan Çıkarma) başlıklı, bilgisayarda yazılan, altında "bu vasiyetnameyi hazırlattım, okudum, imzaladım" yazılan belgenin, el yazılı vasiyetname kurallarına uygun olmadığından bahisle iptalinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince vasiyetnamenin 4721 sayılı TMK'nın 538.maddesinde düzenlenen emredici kurallara aykırı olarak düzenlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, mahkemenin kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu karara yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur; HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeler ile; 1- Nazilli 2....

Mahkemece; dava konusu taşınmazların öncesinin muris ... ’ya ait olduğu, murisin terekesinin mirasçılar arasında taksim edildiği, dava konusu taşınmazlardan hiçbirinin 30.04.1997 tarihli vasiyetname kapsamında davacılara bırakılan yerlerden olmadığı, bir kısmının bu vasiyetname kapsamında davalıya bırakıldığı, bir kısmının da 25.09.2002 tarihli senet kapsamında davalıya bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazların evveliyatının muris ... ’ya ait olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı taraf, 30.04.1997 tarihli vasiyetnameye, davalı ise aynı vasiyetname ile 04.02.1992 ve 25.09.2002 tarihli satış senetlerine dayanmaktadır....

    Kurumu'na gönderilerek murisin vasiyetname tarihindeki hukuki işlem ehliyeti yönünden inceleme yapılmasının talep edilmesi, varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yalnızca bir kısım tanık beyanları ve düzenleme şeklindeki vasiyetname ekinde bulunan tek hekim raporu göz önünde bulundurularak eksik incelemeye dayalı davanın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Vasiyetname ile ilgili olan çekişmeler ait olduğu mahkemede ayrıca dava konusu olacağından vasiyetnamenin açılmasına engel oluşturmaz. Vasiyetnamenin itiraza uğramadığının tespitine vasiyetnamenin açılması davasına bakan mahkeme değil vasiyetnamenin tenfizine bakan mahkeme tarafından karar verilir. Somut olayda; mahkemece vasiyetnamenin açılmasına karar verilmiş ise de, vasiyetname ile lehine mal vasiyet edilen hak sahibi ... ile mirasçılardan ...'...

        Mevki, 1050 parsel sayılı taşınmazı oğulları ... ve ... vasiyet ettiğini, vasiyetname kesinleşmiş olmasına rağmen davalının üzerine düşen edimi yerine getirmediğini belirterek, dava konusu vasiyetnamenin tenfizi ile vasiyetname konusu taşınmazın vasiyet alacaklıları ... ve ... mirasçıları olan davcılar adına tescilini talep etmişlerdir. Davalı, dava konusu ölüme bağlı tasarrufun yapıldığı tarihte miras bırakanın 72 yaşında olup tasarruf ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca vasiyetname konusu taşınmazın tek bir taşınmaz olduğu halde sanki iki farklı taşınmaz gibi, önce tamamının mirasçı ..., ardından aynı taşınmazın 1/2'şer pay ile mirasçılar ... ve ... vasiyet edilidğini, bu çelişki nedeniyle vasiyetnamenin hükümsüz olduğunu ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, dava konusu ... ili ... ilçesi, ... Mahallesi, ......

          Vasiyetnamenin açılması; vasiyetname ile ilgili işlemlerden biri olup; vasiyetnamede bulunan tasarrufların içeriğinin anlaşılabilmesi ancak vasiyetnamenin açılması ile mümkündür. TMK'nın 596.maddesinde vasiyetnamenin mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılıp, ilgililere okunacağı, 597.maddesinde de, mirasta hak sahibi olanların her birine gideri terekeye ait olmak üzere vasiyetnamenin kendilerine ilişkin kısımlarının onaylı bir örneğinin tebliğ edileceği hükme bağlanmıştır. Bu bağlamda mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin sulh hukuk mahkemesine teslimi zorunludur. Vasiyetname geçersiz bile olsa Sulh Hukuk Mahkemesine teslim edilmelidir.Vasiyetnameyi teslim alan sulh hukuk hakimi; teslim edilen vasiyetnameyi derhal incelemek; gerekli koruma tedbirlerini derhal almakla yükümlüdür....

            Mahkemece söz konusu vasiyetname içeriğindeki ifade nedeniyle tavzih talebinin reddine karar verildiği anlaşılmış ise de; dosya içerisindeki nüfus kayıt örneği ile vasiyetname birlikte değerlendirildiğinde muris ...'un ... isminde bir çocuğunun olmadığı, vasiyetnamede ... olarak belirtilen kişinin evlilik soyadının ... olduğunun da yine vasiyetname içeriğinde belirtilmesi karşısında ... ile ...'nın aslında aynı kişi olduğu anlaşılmıştır. Kaldı ki, karar başlığında da "... ..." değil "..." ismine yer verilmiş olup, hüküm kısmında ... ... isminin yazılmasının maddi hataya dayalı olduğu değerlendirilmekle, tavzih talebinin kabulü ile hükmün 3. bendinde yer alan "...(...)" ifadesindeki "..." isminin "..." olarak düzeltilmesi gerekirken talebin yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ek Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              Noterliği'nin 04/05/1999 tarih 832 yevmiye numaralı vasiyetnamenin aldatma sebebiyle geçersiz olduğunu, murisin bakıma ihtiyaç duymasından ötürü evlilik gerçekleştirmek maksatlı olarak davalı ile tanıştırıldığı, davalının, vasiyetnameye konu evin kendisine verilmesi şartıyla evliliği kabul ettiği, dini nikah ile birlikte yaşamaya başladıklarını, murisin kendisini de güvence altına almak adına vasiyetname düzenleme yolunu seçtiğini, vasiyetname tanzim tarihinden yaklaşık 4 ay sonra davalının evi terk ettiğini, evliliğin gerçekleşmediğini, murisin sonrasında felç geçirdiğinden vasiyetnameyi iptal edemediğini belirterek; vasiyetnamenin iptalini talep ve dava etmiştir....

                Olayımızda; ikrah olarak öne sürülen, husus, tanıkların beyanlarına göre murisin hasta olup, hastalığının son zamanlarında davalıların lehlerine vasiyetname düzenlemesi için baskı yaptıkları, vasiyetname düzenlemeye yanaşmadığı takdirde kendisine bakmayacakları yönünde korkutup, murise zorlama ile eşi ve diğer davalı lehine vasiyetname düzenlettirdikleri olgusudur. Muris Mahmure'nin, vasiyetnamenin yapıldığı tarihte tasarruf ehliyetinin bulunduğu Adli Tıp Kurumu raporundan anlaşılmış ise de; vasiyetnamenin murise manevi ikrah altında yaptırıldığı dosya kapsamı ile sabit olduğundan davacıların davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu: GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı; 03.11.2004 tarihinde ölen miras bırakanı annesi ....k'in sağlığında, 17.05.2002 tarihinde yaptığı vasiyetname ile sahibi olduğu Köyceğiz, ... Mevkii, 55, 99 ve 131 sayılı parselleri davalıya vasiyet etmiş ise de, aldatma, zorlama ve baskı ile yaptırılması, murisin vasiyetname düzenlendiği tarihte hukuki ehliyetinin bulunmaması ve şekil şartlarına da uygun yapılmaması nedeniyle geçersiz olan vasiyetnamenin iptaline, bu mümkün olmadığı taktirde saklı payının ihlali oranında vasiyetnamenin tenkisine karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu