Noterliğince düzenlenen 09.06.2011 tarihli ve 13695 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vasiyetname ile tüm mal varlığını müvekkile bıraktığını, söz konusu vasiyetnamede " adıma kayıtlı ve sahibi veya hissedarı olduğum veya ileride her ne suretle olursa olsun sahibi veya hissedarı bulunacağım TC hudutları dahilindeki bilimum taşınır ve taşınmaz mallar ile 3. Kişi ve kişilerden olan hak ve alacaklarıma eşit pay ve hisse oranında ben ölünceye kadar benim ben öldükten sonra TC kimlik numaralı T1 bırakmayı vasiyet ediyorum" şeklinde beyanda bulunduğunu, vasiyetname uyarınca var olan malların müvekkil adına tescili sağlayabilmek adına vasiyetnamenin tenfizi davası açılmıştır....
Vasiyetnamenin tenfizi ve taşınmazın lehine vasiyet edilen davacı adına tescili için vasiyetnamenin açılıp okunması, tüm mirasçıların vasiyetnameyi itirazsız kabul etmesi veya 1 yıllık hak düşürücü süre içinde vasiyetnamenin iptali ya da tenkis davası açılmış ise sonucunun beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Vasiyetnamenin tenfizi davasında öncelikle dava konusu vasiyetnamenin açılıp açılmadığı araştırılarak vasiyetnamenin açılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi şerhini içerir onaylı sureti ilgili mahkemeden getirtilerek dava dosyası içerisine konulmalıdır. Somut olayda tenfizi istenen vasiyetnamenin, Bursa 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.07.2018 tarih ve 2018/1338 E., 2018/1647 K.sayılı dosyası ile açılıp okunduğunun tespitine karar verilmiş, karar kesinleştirilmiş ise de, dosyaya veraset ilamı sağlanmaksızın nüfus kayıtları üzerinden 1. Ve 2....
Hukuk Genel Kurulu'nun 13.2.1991 gün 648-65 sayılı kararında vurgulandığı üzere, vasiyetnamenin tenfizi diye adlandırılan davalar bir aynı hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesince açılan vasiyetnamenin Türk Medeni Kanunun 596 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliğ işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra, herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği veya itirazların sonuçsuz kaldığının, bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tesbiti içindir. TMK'nun 595.maddesi gereğince; mirasbırakanın ölümünden sonra ele geçen vasiyetnamenin geçerli olup olmadığına bakılmaksızın hemen sulh hakimine teslimi zorunlu olup, vasiyetname teslimden başlayarak bir ay içinde açılır ve ilgililere okunur. Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar....
Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'un 600.maddesine göre vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyet alacaklısı tarafından vasiyet borçlularına, yasal veya atanmış mirasçılara ve varsa vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılır. Buradaki zorunluluk mirasçılarının iştirak halindeki mülkiyetinden kaynaklanan bir zorunluluk değil, kanundan doğan bir zorunluluktur. Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkat edilmesi gereken bir olgudur ve mahkemenin, bozma ilamını ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun amir hükmü gereğidir. Somut olayda, davacı tarafça tenfiz istenmiş, ancak dava, salt bir mirasçı yönünden açılmış ve bu haliyle karar tesis edilmiş olup, bu husus isabetli olmamıştır....
Asıl davada, 07.10.1993 tarihli vasiyetnamenin iptali, birleşen davada ise vasiyetnamenin tenfizi talep edilmektedir. Vasiyetnamenin iptali ile ilgili sebeplerin TMK'nun 557.maddesinde sayılı olarak düzenlenmiştir. Dava konusu 07.10.1993 tarihli vasiyetname yönünden ... Kurumu raporlarına göre iptalini gerektiren bir husus bulunmadığından ispatlanamayan asıl davanın reddine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün asıl dava yönünden ONANMASINA; Birleşen davada ise, vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) talep edilmektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2019 NUMARASI : 2018/420 ESAS 2019/62 KARAR DAVA KONUSU : Vasiyetnamenin Tenfizi KARAR : Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin tenfizi nedeniyle tapu iptal ve tescil davası sonunda davanın reddine dair karar davacı tarafından istinaf edilmekle dosya üzerinden yapılan incelemede; KARAR Davacı tarafından verilen 01/10/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Muris Haşim Özer'in 12/08/1995 tarihinde vefat ettiğini, Vefatından önce düzenlenmiş bulunan vasiyetname Mudanya Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/393 E. 1996/105 K....
Mahkemesine tekrar başvurarak bu mahkemenin 08/10/2009 tarihli, 2008/266 Esas, 2009/533 Karar sayılı ek kararı ile atanmış mirasçı olduğuna dair karar aldığını, davacıların vasiyetname ile kendilerine bırakılmış olan dairelerin adlarına tescil edilmesi taleplerini.....yerine getirilmediğini, vasiyetnamenin tenfiz ettirilmesi taleplerine rağmen......tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını ileri sürerek ..... 27/04/2011 Tarihli ve 20908 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde Vasiyetnamesinin tenfizi ile vasiyetname ile davacılara bırakılan dairelerin adlarına tesciline, ayrıca davacıların uğramış olduğu zararların faizleri ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmişlerdir. Davalı ...; davacıların vasiyetname ile kendilerine bırakılan taşınmazları adlarına tescil ettirebilmeleri için vasiyetnamenin tenfizi davası açmalarının zorunlu olduğunu, davayı kabul ettiklerini ancak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini bildirmiştir....
O halde, vasiyetnamenin tenfizi için önel verilmesi, vasiyetname açılmasına ilişkin Alman Sulh Hukuk Mahkemesine ait ilamın tenfizi sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi ve tenkis hesaplamasının yapılması gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Kabule görede 1 nolu parseldeki miras bırakanın payının değerlendirilmesinde hata yapılması, taşınmazların bölünüp bölünemeyeceği belirlenmeden tercih hakkının sorulması da yerinde değildir. Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz. Davacılar muris Selahattin Aydın vasiyetnamesinin tenfizini istemiş davalılarda davanın reddini ve tenkis definde bulunmuştur. Mahkemece vasiyetnamenin tenfizi davasını hukuki yarar bulunmadığından dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş davalıların tenkis isteminin de vasiyetnamenin tenfizi red olduğundan bu definin vasiyetnamenin tenfizi davasına bağlı olarak ileri sürülebileceğinden reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizine ilişkin davada Bakırköy 10.Asliye Hukuk ve İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Bakırköy 10.Asliye Hukuk Mahkemesince; TMK'nun 576 ve HMK'nun 11.maddesi gereğince miras bırakanın yerleşim yerinin ...,... olduğu gerekçesiyle, dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemelerince,nüfus aile kayıt tablosu ve vasiyetname içeriğinden muris ...'nün son yerleşim yerinin ...,... olduğu gerekçesiyle HMK'nun 11.maddesi gereğince dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....