Samsun Bölge Müdürlüğü temsilcisi cevap dilekçesinde; taviz bedeli ödenmediği sürece vakıf şerhinin kaldırılamayacağını beyan ederek, vakıf şerhinin muhafaza edilmesini istemiştir. 2. Davalılardan ... duruşmadaki beyanında; davayı kabul ettiğini, taşınmazı hiç kullanmadığını, üzerinde ne olduğunu da bilmediğini beyan etmiştir. 3. Diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir. III....
Vakfı şerhinin bulunduğunu öğrendiğini, tapuda işlem yapılabilmesi için 7.400,00 TL vakıf taviz bedeli ödemek zorunda kaldığını, şerhin ... İdare Mahkemesi'nin 11/11/2003 tarih ve 2002/836 Esas - 2003/1340 Karar sayılı kararı nedeniyle vazedildiğinin anlaşıldığını, bu şerhin ve taviz bedelinin kanuna aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazdaki davalı idare lehine vazedilen vakıf şerhinin kanuna aykırı olduğunun tespitine, bu şerhin kaldırılması için ödenen 7.400,00 TL taviz bedelinin ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı kanundaki faiz oranlarına göre davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı; dava konusu taşınmaz üzerinde anılan vakıf şerhinin bulunduğunu, bu vakfın Türk Medeni Kanunu'ndan önce mecelle ve ahkamül Evkaf hükümlerine göre şer'i mahkeme kararına dayalı ve yazılı vakfiyelerde vücut bulup kadim ve sahih vakıflardan olduğunu, vakfın tavize tabi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiş ve dilekçe ekinde örnek bilirkişi raporu eklemiştir....
Söz konusu yasanın özellikle 27, 29 ve 30 maddelerinde özetle (.. mukataalı toprakların ve icareteynli taşınmazların mülkiyetinin yirmi misli bir taviz karşılığında mutasarrıfına geçirileceği on yıl içerisinde taviz vermek yoluyla icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş olanların mülkiyetinin ise on yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıfına geçeceği ve vakfın hakkının ivaza dönüşeceği ) hükme bağlanmıştır. Görülen lüzum üzerine 13.6.1945 tarih 4755 sayılı Yasa ile bu süre 13.12.1955 tarihine kadar on yıl daha uzatılmıştır. Anılan bu vakıf yasalarının hükümlerine göre taviz bedeli ödendikten veya taviz bedeli ödenmese dahi öngörülen yirmi yıllık süre geçtikten sonra vakıf taşınmazların tam mülkiyeti mutasarrıfa geçmiş, diğer bir söyleyişle vakıf taşınmaz özel mülk, mutasarrıf malik olmuştur. Mutasarrıf iken malik olan kişilerin mirasçı bırakmadan ölmeleri üzerine taşınmazları M.K'nun 501. (eski 448.Md.) maddesi uyarınca son mirasçı sıfatıyla Hazineye kalmıştır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/04/2021 NUMARASI : 2018/379 2021/94 DAVA KONUSU : Taviz bedelinin iadesi talepli KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosya ve ekleri incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Adalar ilçesi, Yalı mahallesi, Mekik sokak ve Zağanospaşa Cad., 4 pafta, 34 ada, 12 parselde kayıtlı taşınmazın müvekkilleri tarafından satılmak istendiğini, tapu kaydında "Zemini Şehzade Mehmet Vakfına Mukataalı" şerhinin bulunduğunu, müvekkillerini davalı idareye müracaat ettiklerini ve bunun üzerine 16.477,00 TL taviz bedeli alındığını, taşınmazda şerhin terkin edilerek satışa hazır hale getirildiğini, vakıf şerhinin hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkillerinden haksız olarak tahsil edilen taviz bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak; 1-Vakıf malları için taviz bedeli ödenmesi gerekip gerekmediği, gerekli ise miktarı ayrı bir dava konusu olup, bu tür bir uyuşmazlığın Kamulaştırma Yasası hükümlerine göre bakılan bir davada çözümlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydında mevcut olan vakıf şerhinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, bir kısım bedelin taviz bedeli adı altında ve davanın tarafı olmayan Vakıflar idaresine ödenmesine karar verilmesi, 2-Davanın tarafı olmayan Vakıf İdaresi yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi, 3-Mahkemece tespit edilip tescil hükmüyle birlikte malike ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedeline faiz yürütülmesinin 4650 Sayılı Yasa ile değişik Kamulaştırma Yasası hükümleriyle bağdaşmadığı düşünülmeden, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kesiminin bir bölümüne kamulaştırmadan önce el atılmış olduğu gerekçesiyle faize hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Ancak; 1-Vakıf malları için taviz bedeli ödenmesi gerekip gerekmediği, gerekli ise miktarı ayrı bir dava konusu olup, bu tür bir uyuşmazlığın Kamulaştırma Yasası hükümlerine göre bakılan bir davada çözümlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydında mevcut olan vakıf şerhinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, bir kısım bedelin taviz bedeli adı altında ve davanın tarafı olmayan Vakıflar idaresine ödenmesine karar verilmesi, 2-Davanın tarafı olmayan Vakıf İdaresi yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi, 3-Mahkemece tespit edilip tescil hükmüyle birlikte malike ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedeline faiz yürütülmesinin 4650 Sayılı Yasa ile değişik Kamulaştırma Yasası hükümleriyle bağdaşmadığı düşünülmeden, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kesiminin bir bölümüne kamulaştırmadan önce el atılmış olduğu gerekçesiyle faize hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Ancak; 1-Vakıf mallar için taviz bedeli ödenmesi gerekip gerekmediği, gerekli ise miktarı ayrı bir dava konusu olup, bu tür bir uyuşmazlığın Kamulaştırma Yasası hükümlerine göre bakılan bir davada çözümlenmesi mümkün değildir. Bu nedenle, kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydında mevcut olan vakıf şerhinin tespit edilen kamulaştırma bedeline yansıtılmasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, bir kısım bedelin taviz bedeli adı altında ve davanın tarafı olmayan Vakıflar idaresine ödenmesine karar verilmesi, 2-Davanın tarafı olmayan Vakıf idaresi yararına avukatlık ücreti hükmedilmesi, 3-Mahkemece tespit edilip tescil hükmüyle birlikte malike ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedeline faiz yürütülmesinin 4650 Sayılı Yasa ile değişik Kamulaştırma Yasası hükümleriyle bağdaşmadığı düşünülmeden, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kesiminin bir bölümüne kamulaştırmadan önce el atılmış olduğu gerekçesiyle faize hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK’nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Somut olayda; mahkemece bu yönler üzerinde durulmaksızın davanın kabul edilmesi doğru görülmediğinden eksik inceleme ve araştırmaya dayalı kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.11.2005 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.7.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 620 ve 621 parsellerde olan vakıf şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalılardan Tapu Sicil Müdürlüğü temyiz etmiştir....
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ... Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK’nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Ayrıca davalı ...'...