Davalı vekili; dava konusu taşınmazın taviz bedeline tabi olduğu sonucuna varılması üzerine vakıf şerhinin terkini talebi yönünden de davacıların talebinin haksız olduğunu, müvekkil idare aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, dava ıslah edilerek alacak davasına dönüştürüldüğünden vakıf şerhinin terkini taleplerinin ortadan kalktığının kabulü gerektiğini, davacıların talebinin taviz bedelinin kendilerine iadesi yönünde ıslah edildiği ve ıslah talebinin usule ve kanuna uygun olduğunun kabul edilmesi halinde artık ortada konusuz kalan davanın söz konusu olmadığını, ıslah edildiği şekliyle değerlendirilerek sadece taviz bedelinin iadesi talepleri hakkında hüküm kurulması gerektiğini, aksi düşünülse dahi taviz bedelinin iadesi talebinin reddine karar verildiğinden, vakıf şerhinin terkini talebi yönünden de davacılar talebinin haksız olduğundan müvekkil idare aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin açıkça hukuka...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/04/2021 NUMARASI : 2018/379 2021/94 DAVA KONUSU : Taviz bedelinin iadesi talepli KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosya ve ekleri incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, Adalar ilçesi, Yalı mahallesi, Mekik sokak ve Zağanospaşa Cad., 4 pafta, 34 ada, 12 parselde kayıtlı taşınmazın müvekkilleri tarafından satılmak istendiğini, tapu kaydında "Zemini Şehzade Mehmet Vakfına Mukataalı" şerhinin bulunduğunu, müvekkillerini davalı idareye müracaat ettiklerini ve bunun üzerine 16.477,00 TL taviz bedeli alındığını, taşınmazda şerhin terkin edilerek satışa hazır hale getirildiğini, vakıf şerhinin hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkillerinden haksız olarak tahsil edilen taviz bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Han Vakfı'' ibaresi bulunduğunu, tapuda işlem yapılabilmesi için Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ne vakıf taviz bedelinin ödenmesinin gerektiğinin öğrendiğini, bunun üzerine 12/09/2011 tarihinde davalı idare hesabına 4.145,00 TL vakıf taviz bedelinin yatırıldığını, ancak bahsedilen vakfın gayrisahih vakıflardan olduğunu, vakıf taviz bedelinin istenemeyeceğini ileri sürerek, haksız yere ödenen 4.145,00 TL taviz bedelinin davalıdan alınarak davacılara karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Ç. Köyü'ndeki S. B.Vakfında vakfiyeli taşınmazların icareteynli taşınmazlardan olduğunu, bu tür taşınmazların taviz bedeline tabi bulunduğunu, vakfiyesinde açıkça vakfın sahih vakıflardan olduğunun belirtildiğini, vakıf gelirinin kamu hizmetine tahsis edildiğini, ayrıca davacıların dava konusu taviz bedelini ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin kendi iradeleri ile ödemiş olduklarından bu bedeli geri isteyemeyeceklerini belirterek , davanın reddini savunmuştur....
Somut olayda, dosya içerisinde fen bilirkişisi ve osmanlıca çeviri alanında uzman kişiden alınan bilirkişi raporunda vakfın sahih nitelikte vakıf olduğu ve taviz bedelinin iadesi gerekmediği yönünde görüş bildirdiği, dosya içerisindeki hukukçu avukat ve fen bilirkişisinden alınan diğer raporda ise vakfın gayrisahih vakıflardan olduğu ve alınan taviz bedelinin iadesi gerektiği yönünde görüş bildirdiği, mahkemece ikinci rapor hükme esas alınarak karar verilmiş, ancak raporlar arası çelişki giderilmediği gibi bozma ilamına uygun heyet oluşturulmadan hazırlanan rapor hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra müdürlüğünün 2011/4168 sayılı dosyası ile alacak takibi yapıldığı, bu takibe karşı her nasılsa itiraz edilemediğini, takibin kesinleştiğini; taviz bedelinin 5737 Sayılı Vakıflar Kanunu 18-19 maddelerinde düzenlenmiş olduğunu, dava konusu şerhin kaldırılması yoluna gidilmeden veya taviz bedelinin davalıya iadesine yargı makamlarınca karar verilmeden davalı tarafça ödenmesi konusunda yasal zorunluluğu bulunan taviz bedelinin iadesi için yapılan icra takibinin hukuka aykırı olduğu; bu nedenle, müvekkili idarenin herhangi bir borcu olmadığı gibi, ödenen taviz bedelini geri ödeme mükellefiyetinin de bulunmadığını, ileri sürerek; icra takibinin durdurularak, borçlu olmadığının tespitine ve davalının kötü niyeti nedeni ile %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin, .. Merkez .. mahallesi 303 ada .....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taviz Bedelinin İstirdatı K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız olarak alındığı ileri sürülen taviz bedelinin iadesi (istirdat) istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevine ait bulunduğundan dosyanın ilgili Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
yere tahsil edilen 27.955,00 TL taviz bedelinin yasal faizi ile birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vakıf Taviz Bedelinin İadesi .K.. A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu vakıf taviz bedelinin haksız alındığı iddiasıyla sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 4.800 lira taviz bedelinin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan geri tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil edilen taviz bedelinin istirdadı istenilmiş; mahkemece kadostro tutanağının 1966'da kesinleştiği, vakıf şerhinin ise idare mahkemesinin kararı uyarınca 2004'te konulduğu, 3402 sayılı yasada öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra ... taraflı irade ile konulan şerhe dayalı olarak taviz istenemeyeceği bu nedenle tahsil edilen taviz bedelinin iadesi gerektiği gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir. Oysa; 20.2.2008 gün ve 5737 sayılı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki vakıf taviz bedeline ilişkin davada ... Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vakıf şerhi nedeniyle davacıdan alınan taviz bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 16.07.2005 tarihinde 788.00.- YTL. değer gösterilerek sulh hukuk mahkemesinde açıldığı, uyuşmazlığın yalnızca vakıf taviz bedeline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Sulh hukuk mahkemesince, her ne kadar davanın vakfa yönelik olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmişse de, H.Y.U.Y.nın 8/1. maddesinde belirtilen vakfa ilişkin davalar; vakfın kuruluşu, hükmü şahsiyeti, idaresi gibi uyuşmazlıklara ilişkindir. Vakıf taviz bedeli ise, vakıfa ilişkin davalardan olmadığından, görevli mahkemenin belirlenmesinde davanın değerinin esas alınması gerekir....