Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, Vakıflar Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK’nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır....
Belirtilmelidir ki; Geçici 5. maddede yer alan “Vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalar” ifadesi, sadece vakıf şerhinin konulması veya silinmesi talebiyle açılan davaları değil; somut olayda olduğu gibi, taviz bedelinin alınmasına dayanak oluşturan vakıf şerhinin hukuka aykırı şekilde konulduğu iddiasına dayalı olarak açılmış olan ve ödenen taviz bedelinin istirdadı istemini içeren davaları da kapsamaktadır. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 04.05.2011 tarihli, 2011/14-187 E., 2011/284 K. sayılı kararında da aynı hususlara işaret edilmiştir. 22....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vd. vekili tarafından, davalı ... aleyhine 21.01.2009 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve duruşmasız olarak davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 22.03.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Davalının süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlenildi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 670 sayılı parselin tapu kaydında bulunan “Sultan II. Mahmut Vakfı” şerhinin terkini istemi ile açılmıştır. Davalı, “Sultan II....
"İçtihat Metni"AHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.01.2009 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.07.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve duruşmasız temyizi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 31.05.2011 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... İşler geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Davalının süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 671 sayılı parselin tapu kaydında bulunan “Sultan II. ... Vakfı” şerhinin terkini istemi ile açılmıştır. Davalı, “... II. ......
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. İlgili tapu sicil müdürlüğü 27.06.2006 tarihli yanıtında, 23 sayılı parselin ilk tesisinden itibaren tüm geldi evraklarını göndermiş, ancak mahkemece Osmanlıca yazılan dayanak kayıtların Türkçeye tercümesi yaptırılmamış, bunların dava ile ilgisi yönü üzerinde durulmamıştır. Hal böyle olunca tapu sicil müdürlüğü tarafından gönderilen eklerin tercümesi yaptırılmalı, bunların vakıflarla bir ilişiği veya vakfın durumunu gösteren kayıt ve belgeler olup olmadığı araştırılmalı, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmalı, dava bütün bunların sonucuna göre karara bağlanmalıdır....
Geçici 5.madde ve 18.madde ile vakıf şerhleri ile ilgili olarak diğer kanunlarda yeralan zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı ve bu düzenlemenin devam etmekte olan davalara dahi uygulanacak şekilde geçmişe yürütüleceği değişikliği yapılmıştır. Bu değişiklik taviz bedelinin alınmasına dayanak oluşturan vakıf şerhinin hukuka aykırı şekilde konulduğu iddiasına dayalı olarak açılmış ve ödenen taviz bedelinin istirdadı istemini içeren davalarıda kapsamaktadır (HGK 16.07.2008 tarih, 2008/3-498 E.-2008/497 K. Sayılı kararı). Buna göre, mahkemenin vakıf türüne göre tavize tabi olup olmaması yönünden araştırma ve inceleme yapması gerekir. Zira, gayri sahih vakıflar yönünden taviz bedeli isteminin hukuksal bir dayanağı yoktur. Taviz bedeli istenebilmesi yerleşmiş yargı kararlarına göre ilgili vakfın sahih vakıf olması koşuluna bağlıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, vakıf şerhinin kaldırılması ve taviz bedeli borcu olmadığının tesbitine ilişkin olup, vakıf şerhi dava sırasında kaldırıldığından sadece taviz bedeli yönünden hüküm kurulduğu ve davalı idare tarafından bu konuda temyiz edilmiş olmakla, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.06.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca dava konusu 419 ve 2173 sayılı parsellerin tapu kaydı üzerinde "... Paşa Vakfı" şerhi bulunduğuna dair tapu kayıtları getirtilmiş ise de, bunun dışında dava konusu diğer parsellerin tapu kayıtları üzerinde vakıf şerhinin bulunduğunu gösteren kayıtlar ile vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ... Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK.nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır....
İlk derece mahkemesi tarafından; "Tapu kayıtlarında, icareten ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar, işlem tarihindeki emlak vergisi değerinin yüzde onu oranında taviz bedeli alınarak serbest tasarrufa terk edilir. Ancak miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar tavize tabi değildir ve dava konusu taşınmaz üzerindeki “Şehzade Sultan Mehmet Vakfı’ şerhinin gayrisahih vakıf kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği, davaya konu vakıf mülk itibariyle değil geliri itibariyle vakfedilmiş yerlerden olması nedeniyle aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan olduğu Vakıflar Kanunu’nun 18.Maddesi kapsamında tavize tabi yerlerden sayılmayacağı kanaatine ulaşılmıştır....
Davalı vekili davanın reddini savunmuş, mahkemece tapu kaydı ve vakfiye senedi getirtilerek dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesinde Doç.Dr.... tarafından tanzim edilen 27.02.2006 tarihli rapor esas alınarak ... vakfın gayri sahi vakıf olduğu nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı ... İdaresi vekili kararı temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydında bulunan vakıf şerhinin terkini istemine ilişkindir....