İdaresi temyiz etmiştir. 714 sayılı parselin 1/2 payı Eminbey mirasçıları adına 1/2 payı ise davacılar murisi . adına kayıtlıdır. 1/2 pay maliki . mirasçıları tarafından vakıf şerhinin terkini istemiyle açılmış dava bulunmadığı halde şerhin Eminbey mirasçılarına ait 1/2 paydan da kaldırılması kabul şekline göre HUMK.nun 72.maddesine aykırı olmuştur.714- 681- 897 ve 899 numaralı parsellere ilişkin davanın kabulüne dair temyiz itirazlarına gelince; Bu tür davalarda vakıf türünün saptanması ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli parsellerde vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin, vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan açıklığa kavuşturulması zorunludur. Burada izlenecek yolun ne olduğu ise hükmüne uyulan Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 3.3.2004 tarihli bozma kararında gösterilmiştir....
Mahkemece, 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesinde ,"Tapu kayıtlarında, icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar, işlem tarihindeki emlak vergisi değerinin yüzde onu oranında taviz bedeli alınarak serbest tasarrufa terk edilir....
, davalı tarafından, satış dosyasına gönderilen, 15.03.2016 tarih ve 2849 sayılı yazıda, 395.828,00 TL vakıf taviz bedelinin talep edildiğini, bunun üzerine, satış memurluğu, gayrimenkulun kaydında görünen; "Zemini Şehzade Mehmet Vakfı" şerhinin kaldırılabilmesi için, 395.828,00 TL tutarlı vakıf taviz bedelini davalının hesabına yatırdığını, netice olarak, vakıf taviz bedeli, gavrimenkulün icra ihalesindeki satıs bedelinin %10'u nispetinde hesap edilerek davalıya ödenmiş olduğunu, Satış Tevzi Raporunun eki olan hesap tablosunda görüleceği üzere, müvekkili T1 ödediği vakıf taviz bedelinin 65.971.33 TL, diğer müvekkili Maksume Sırmalı'nın ödediği vakıfa taviz bedeli tutarının 32.985.67 TL olduğunu, toplam ödenen taviz bedelinin 98.957.00 TL olduğunu, yaklaşık 450 yıl önce konulan ve içeriği tam olarak bilinmeyen bir şerh nedeniyle, müvekkillerinden 98.957.00 TL tahsil edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu konuya ilişkin olarak, uzun yıllardır görülen emsal davalarda, vakıf şerhinin...
Davalı vekili, vakıf şerhinin İdare Mahkemesinin 2005/881-480 sayılı kesinleşmiş kararına dayandığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Vakıflar İdaresinin cevabi yazısına ekli 15.02.2010 tarihli idari rapora göre; nizalı vakfın taviz bedeline tabi olmadığı, tedavüllü eski kayıtlar üzerinde de herhangi bir vakıf şerhi görülmediği nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı Vakıflar İdaresi vekili temyiz etmiştir. 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmü gereğince; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir....
Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin vakıf şerhinin doğrudan kaldırılması gerekip gerekmediğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Hal böyle olunca vakıflara ait tapu kaydı ilk tesisinden itibaren getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenmeli, ... Genel Müdürlüğünden kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı ve HUMK’nun 275. maddesi uyarınca yukarıdan beri sayılan ilkeleri kapsar biçimde bilirkişi görüşüne başvurularak sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Somut olayda; mahkemece bu yönler üzerinde durulmaksızın istek hüküm altına alındığından karar bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.09.2007 gününde verilen dilekçe ile vakıf şerhinin terkini ve taviz bedeli borcu bulunmadığının tesbiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.03.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 20.11.2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.12.2003 gününde verilen dilekçe ile taviz bedeli ödenmek suretiyle vakıf şerhinin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.3.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 6.4.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Vakıflar İdaresinin müvekkilinden vakıf taviz bedeli almasında kanunen ve hukuken hiçbir haklı gerekçesi olmadığından, haksız olarak tahsil edilen 75.300.00 TL. vakıf taviz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapuda vakıf şerhinin terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 21.02.2008 gün ve 2008/1304-2105 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... İdarei vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 907 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı üzerindeki vakıf şerhinin terkini istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, vakıf şerhinin kayda on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra işlendiği gibi tek taraflı işlemle düşüldüğünden söz edilerek dava kabul edilmiştir. Hüküm Dairemizce onanmıştır. Davalı ... İdaresi karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 5737 sayılı ... Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir....
İdaresinin temyiz itirazlarına gelince; Davada davacı idare, dava konusu taşınmaza ilişkin kamulaştırma nedeniyle tescil kararı aldıklarını ve hükmün kesinleştiği, kamulaştırma bedelinin de davalı kişilere ödendiğini, ne var ki, söz konusu hükmün infazı ve tescili için Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurduklarında kayıtta vakıf şerhi bulunduğunu, bu şerh kaldırılmadıkça tescil işlemenin yapılamıyacağının bildirildiğini, esasen vakıf şerhinin silinmesi için gerekli taviz bedelinin de kamulaştırma bedeli ile birlikte davalı kişilere ödenmiş olması nedeniyle sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek, bilirkişiler aracılığı ile belirlenecek miktarın tapu maliki davalılardan faizi ile birlikte tahsilini, vakıf şerhinin terkinini istemiştir. Mahkeme vakıf şerhinin silinmesi isteminin reddine, yazılı bedelin davalılardan alınmasına karar vermiştir....