Mahkemece, 1163 sayılı kanunun 17. maddesi hükmüne göre, istifa eden ortağın, istifa ettiği yıla ilişkin bilançonun görüşüldüğü genel kurulda ortaklıktan ayrılma payının ödenmesinin ertelenmesi kararı alınmadıkça ayrılma payının, genel kurul tarihinden bir ay sonra muaccel olacağı, davacının ayrıldığı yıl bilançosunun 29.06.2010 tarihli genel kurulda görüşüldüğünü bu nedenle davacının alacağının 30.07.2010 tarihinde muaccel hale geldiğini, davanın dayanağı olan icra takibinin ise 21.06.2010 tarihinde alacak muaccel olmadan başlatıldığını, muacceliyet şartının dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden gözönüne alınması gerektiği gerekçesiyle, davacının davasının dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir....
Somut olayda, 5072 sayılı Yasanın 2. maddbsinin (d) bendinin "kamu görevlileri görev unvanlarını kullanarak dernek ve vakıf organlarında görev alamaz" hükmünü içermesi nedeniyle vakıf senedinin yukarıda değinilen 8. maddesinin (a) fıkrası vakfın mütevelli heyetinin ekli listede adları yazılı gerçek ve tüzel kişilerden oluşacağı şeklinde değiştirilmesi istenilmekte ise de, sözü edilen maddede bahsedilen "ekli liste" ile vakıf senedinin ilk düzenlendiği sırada senede eklenen liste kastediliyor ise mahkemenin değişikliğin tesciline ilişkin kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak ekli liste ile değişiklik senedine ekli liste kastediliyor ise bu listede kamu görevlilerin görev unvanları ile tüzel kişilerin adları kaldırılıp kamu görevlileri ile tüzel kişi temsilcilerinin özel adlan yazılmak suretiyle senet değişikliğine gidilmiş, mahkemece de bu değişiklikler tescil edilmiş ise de, 21.09.2004 günü yürürlüğe giren 5234 sayılı Yasanın 24. maddesi ile 5072 sayılı Yasaya eklenen geçici...
/Şirinyer şubesinde bulunan hesabına 18.12.2009 tarihinde 17.000,00 TL, 24.11.2009 tarihinde de 5.000,00 TL makbuz karşılığı ödemeler yaptığını, ayrılma payı alacağının müvekkiline ödenmediğini, 11.05.2015 tarihinde, Yönetim Kurulu tarafından, “kooperatif ortaklığından çıkan üyelerin geri ödemelerinin iadesi” şeklinde karar alındığını öğrenince, dava konusu icra takibinin başlatıldığını, istifa ile kooperatif ortaklığının sona erdiğini, davacı kooperatifin, Kooperatifler Kanunu'nun 17/1.maddesine göre, ayrılma payı alacağını, davalı müvekkiline ödemekle yükümlü olduğunu, eski yönetimini defter ve belgeleri yeni yönetime teslim edip / etmemesinin, müvekkilinin alacağı ile bir ilgisinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
…'nin Belediye Meclis Üyeliğinden düşürülmesine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin 07/06/2022 tarih ve E:2022/1639, K:2022/3893 sayılı kararının kaldırılmasına, 3. Tekirdağ Valiliğinin, …'nin Belediye Meclis Üyeliğinden düşürülmesi isteminin reddine, 4. 28/09/2022 tarihinde, oyçokluğu ile kesin olarak karar verildi. KARŞI OY X- İtiraz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen itiraz nedenlerinin kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, itiraz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz....
Davacının davalı kooperatif üyeliğinden açık bir istifası olmadıkça üyelik hak ve yükümlülükleri devam edeceği gibi, dava dilekçesi ile kooperatiften zımni bir şekilde ayrılma iradesini benimsediğini kabul etmek mümkün değildir. Davacının davadaki asıl talebi bedel olmayıp tahsis talebidir. Mahkemece bu yön üzerinde durularak, yapılacak araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2) Davacı dava dilekçesinin davalı bölümünde “ ... Tatil Sitesi Konut Yapı Kooperatifini temsilen Yönetim Kurulu Başkanı ... ve Yönetim Kurulu ” ibaresini yazmıştır....
ın, birleşen dosya davalısı Vakıf üyeliğinden istifa etmesinin asıl dosya davalısı Mehmet Mansur'un baskı, tehdit ve şantaj yolu ile iradesinin sakatlanması sonucu gerçekleştiğini ileri sürerek davacının elde ettiği vakıf mütevelli heyeti üyeliğinin iptali ile davalı ...'a devredilen ... Mütevelli heyeti üyeliğinin iadesini talep etmiştir. İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuran Avukat ...'e ... kendi adına Bodrum 2. Noterliği'nin 19.10.2020 tarihli ve 7243 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin etmiştir. Birleşen dosya davalısı ise ... olup dosyada Vakfı, kayyım ... tarafından vekaletname verilen Avukat ... temsil etmiş, nitekim İlk Derece Mahkemesi kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Vakıf adına Avukat ...'ya tebliğ edilmiştir....
kamu görevinden çıkarılan vakıf üyelerinin vakfa üyelik koşullarını kaybettikleri için vakfa üyeliklerinin sona erdirilmesi hakkında karar alındığı, devamında da 01.03.2017 tarihli ve 4 sayılı yönetim kurulu kararı ile de aynı gerekçe ile anılan KHK ile kamu görevinden çıkarılanların vakıf üyeliklerinden çıkarılmalarına karar verildiği görülmektedir....
Toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davalının 09/12/2014 tarihinde davacı kooperatif ortaklığına kabul edildiği, ortaklık senedine göre davalıya kooperatife ait taşınmazın 58.000,00 TL bedel ile verilmesinin gerektiği, davalının 13/08/2014 tarihli üyelikten ayrılma talebinin davalı kooperatifin 13/08/2014 tarih, 82 sayılı kararıyla kabulüne karar verildiği, bu tarih itibari ile davalının üyeliğinin sona erdiği, aşamalarda kooperatif tarafından davalı adına herhangi bir konut tahsisinin ve tescilinin yapılmadığı, davacı kooperatif genel kurulu tarafından 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 17/2. maddesi kapsamında alınan bir kararın bulunmadığı ve bu hali ile davalının kooperatif üyeliğinden ayrılmasının Kanunun 10/1 ve 13/1. maddelerine uygun olduğu, davacı kooperatif tarafından davalının ortaklıktan ayrılma talebine ilişkin olarak alınan kararda davalının yaptığı ödemelerin kendisine geri verilmesi suretiyle ortaklık nedeniyle edindiği hakları iade etmesi şartına...
Karar sayılı kararı ile "."Toplanan delillerden, davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihracına dayanak ihtarnamelerdeki borç tutarının ayrıntılı ve ait oldukları dönemi belirtir şekilde olması gerekliliğine uyulmadığı, iki ihtar arasındaki talep edilen aidat borcu farkının izah edilmemesi nedeni ile usulüne uygun olmadığından ... verilen ortaklıktan ihraç kararı Kanuna, Ana Sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına uygun olmadığından Davalı ... 06/05/2011 tarihli ve ...sayılı davacını ortaklıktan ihracı kararının iptaline karar verilerek; Davanın kabulü ile, Davacının davalı ... üyeliğinden ihracına ilişkin 06.05.2011 tarihli ... kararı'nın iptaline" şeklinde karar verildiği, kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine; ......
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili davacının davalı vakfa 01.06.1989 tarihinde üye olduğunu, vakıf senedine göre belirlenen aidatları eksiksiz ödediğini, 01.06.2005 tarihinde emekli oluğunu ve bu tarihten sonra kendisine emekli maaşı ile ikramiyesinin ödenmesi gerektiğini ancak bu ödemelerin yapılmadığını, davalı vakfa noter kanalıyla çektiği ve 22.05.2007 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile vakıf üyeliğinden ayrılmak istediğini ve 01.06.1989 tarihinden itibaren vakfa ödediği aidatların yasal faiziyle birlikte tebliğden itibaren bir ay içinde ödenmesini talep ettiği halde herhangi bir ödemenin yapılmadığını ileri sürerek, davalı vakıftan emekli olmaya hak kazandığının tespitine, emekli aylıklarının Haziran 2007 yılından itibaren yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 100 TL. aylık, yatırmış olduğu aidatlardan...