Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/338 Esas-2014/438 Karar sayılı kararlarına göre galleden yararlanan vakıf evlatları olduğu, vakıf sicil kaydı, dosyası ile aldırılan bilirkişi raporu ile sübuta erdiğinden, davacıların Kayseri'de tescilli ve kurulu bulunan Mülhak T7 galleye müstahak vakıf evladı oldukları anlaşıldığından, açılan davanın kabulüne karar verilmesi yönünde mahkememizde oluşan kanaate göre aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir. " gerekçesiyle; "1- )Davanın KABULÜ ile, Davacı T1 T2 T3 Kayseri'de tescilli ve kurulu bulunan Mülhak T7 galleye müstahak vakıf evladı olduklarının TESPİTİNE, " şeklinde karar verilmiştir....
Davalı T11 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı T8nın mülhak bir vakıf olduğunu ve mütevelli heyeti tarafından yönetildiğini, dava vakıf evlatlığının tespiti talebini içermekte olup bu durumun miras hukukundan farklı ve özel bir durum olduğunu, bu nedenle vakıf hukuku ve vakfiye koşullarına göre araştırma yapılmasını gerektiğini ancak yerel mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın yetersiz kaldığını, davacıların müteveffa vakıf evladının kan bağı bulunan mirasçısı olması, kendilerinin de vakıf evladı vey/veya galleden istifade eden vakıf evladı olduğu anlamına gelmeyeceğini, davacıların kesinleşmiş mahkeme kararıyla soy bağı olan murislerinin vakıf evladı olduğunu ispat etmeli ve nüfus kayıtlarıyla da bu vakıf evladı olan kişilerle soy bağını ispat etmesi gerektiğini ancak yerel mahkemenin bu hususlar hakkında yeterli inceleme yapmadan kan bağı olan mirasçılarının vakıf evladı olduğu yönünde karar verdiğini, ayrıca bilirkişi raporunda vakfiyenin batın tertipi yönünden yeterince...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; Günümüzde VGM aleyhine açılan evlatlık davalarında, galle fazlasına müstehak vakıf evlatlığı ile tevliyete ehil vakıf evlatlığının sık sık karıştırılmakta olduğunu, İkisinin farklı kavramlar olup bir vakıf evladının galleye müstehak olmasının aynı zamanda tevliyete ehil olduğu anlamına gelmediği gibi, Tevliyete ehil bir vakıf evladının da galleye müstehak evlat olmayabileceğini, Galleye müstehak vakıf evlatlığı ve tevliyete ehil vakıf evlatlığının şartlarının her vakıf için ayrı ayrı vakfiyelerinde düzenlendiğini, Bunun için de vakfiyelerin dikkatlice vakıf hukukundan anlayan bilirkişilerce incelenmesi gerektiğini, galleye müstehak vakıf evlatlığının tespiti davalarında, Vakıflar Kanunu ve Yönetmelik hükümleri gereği, davacıların öncelikle; vakıf kurucusu ile nesep ve soy bağını ispatlaması, nüfus kayıtlarıyla silsile yoluyla vakfedene ulaşmasının gerekmekte olduğunu, akabinde de vakfiye incelenerek evlada intifa...
Dava, tapuda vakıf şerhinin terkini isteğine ilişkindir. 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanıp aynı tarihte yürürlüğe giren 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmü gereğince; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder....
Mahkemece, Vakıflar İdaresinin cevabi yazısına ekli 15.02.2010 tarihli idari rapora göre; nizalı vakfın taviz bedeline tabi olmadığı, tedavüllü eski kayıtlar üzerinde de herhangi bir vakıf şerhi görülmediği nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... İdaresi vekili temyiz etmiştir. 27.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmü gereğince; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, mukataalı vakıf; zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder....
Sözü edilen 5737 Sayılı Vakıflar Kanununun 18.maddesi hükmünce; miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlar dışındaki icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabidir. Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen «... Vakfının» mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Vakıf Senedinde Yapılan Değişikliklerin Tescili K A R A R 1-Davacı vakfa ait dava tarihinde yürürlükte bulunan vakıf senedinin hem davacı vakıf yönetiminden hem de Vakıflar Genel Müdürlüğünden, 2-Mahkemece tesciline karar verilen Ankara 34. Noterliğinin 07/02/2006 tarih ve 04069 yevmiye numaralı vakıf senedi değişikliklerine esas olan vakfın yetkili kurulunda alınmış bir karar var ise bu karar ile bu kararın alındığı toplantıya katılanları ve katılmayanları gösterir hazırun listesinin davacı vakıf yönetiminden, Getirtilip, dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 10.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı vakıf: zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. Hal böyle olunca somut uyuşmazlığının çözümü için, kayda işlenen “Murabıt ... Ağa Vakfından mülhak” vakfının mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerde mukataalı hayrata tahsis edilmeyen ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir. Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu ayrı ayrı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığının dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesiyle ortaya çıkartılması doğru olmaz....
Hukuk Dairesince; uyuşmazlığın çözümü için vakıf ve aktüaryel uzmanlarının bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak, vakıf senedi, yönetmelik ve yönetim kurulunca belirlenen maaş katsayıları gibi hususlar dikkate alınarak alınacak rapora göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu sonucu davanın kısmen kabulü ile 57,03 TL'nin 21.12.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulüne dair mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Vakıf hukukunda aslolan yürürlükte bulunan vakıf senedi ile buna göre yapılan düzenlemelerin tüm üyelerine doğru ve eşit biçimde uygulanmasıdır....
Dava, 2003-2007 yıllarında Türk Telekom'da çalışırken vakıf üyesi olan davacının özelleştirme nedeni ile 15.11.2007 tarihinde başka kuruma nakil giden davacının vakıf üyesi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 101. maddesinde vakfın, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu, 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde Mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ile 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kurulan vakıfların, malvarlığını ve vakıf şartlarını içeren belgeyi vakıf senedi olarak tanımlamıştır. Yürürlükte bulunan ve değiştirilmedikçe vakfı ve yararlananları bağlayan mevcut vakıf senedindeki hükümlere göre uyuşmazlığın çözülmesi gerekmektedir....