Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ... şirketinin davalı sigortalısı hastane işletmesine karşı açtığı davada, davalının, X-Ray tüpünün kısmen kullanımını takiben arızalanmasında kullanamadığı kısma dair olarak sigorta hasarının olduğu ve bu zararını da tekrar yeni X-Ray tüpü alımı sırasında 42.333,33 USD'i aşar şekilde 55.000 USD indirim uygulaması ile giderdiği anlaşılmış olup, somut olayda mal sigortasının söz konusu olduğu ve mal sigortalarında sigortalının "gerçek zararının giderilmesinin" esas olduğu ve sigortalının zararının giderilmiş olduğunun yargılamada ortaya çıktığı ve davacı ... şirketinin daha evvel 23.02.2010 tarihinde davalı sigortalısına ödemiş olduğu 82.743,75 USD tazminatın sigortacılık bakımından mal sigortalarında gerçek hasarın tazmini ilkesine aykırı olduğu, arızaya rağmen davalının zararının yeni tüp temini aşamasında giderdiği ve gerçek zararının olmadığı, sigorta poliçesine göre tazminata hak...
-Kanuni temsilcilerin ve ortakların asıl mükellef dışındaki diğer sorumlulardan talepte bulunabilmesi için öncelikle bu kamu alacağının asıl yükümlüden tahsilinin mümkün olmaması gereklidir. Zira asıl yükümlüsünden tahsili mümkün olduğu halde bu alacağı kamu idaresine ödeyen kanuni temsilcilerin, asıl yükümlü dışındaki diğer sorumlulardan rücuen talepte bulunmaları mümkün değildir. -Ödenen kamu alacağının asıl yükümlüden tahsil imkanı bulunmadığı anlaşıldıktan sonra, diğer yükümlülerden rücu oranının ne olacağı konusunda ise bir ayrıma gidilmelidir. Buna göre limited ve kolektif şirketlerde temsilcilerin kamu alacaklarından sorumluluğu ortaklık sıfatına bağlı olduğundan, bu kişilerden ancak ortaklık payları oranında rücuen talepte bulunulabileceği kabul edilmelidir. Diğer bir deyişle limited ve kolektif şirketlerde kamu alacağından her ortak kendi payı oranında sorumlu olup payı haricinde ödediği kısım için diğer ortaklara rücu edebilir.(Yargıtay 11....
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ... kazasından dolayı sigortalının hak sahiplerine ödenen peşin değerli gelir nedeniyle kurum zararı bulunduğu iddiası ile zararın sorumlulardan rücuan tazmini davalarına ilişkin hüküm ve kararların temyiz incelemesi Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, dosyanın Yargıtay 10. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklanmadığı dairemizin önceki kaldırma kararı ile de kesinleşmiş olup verilen kararın istinaf incelemesinin dairemizce yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır. 4721 sayılı TMK'nun 111.maddesinde "Vakıfların, vakıf senedindeki hükümleri yerine getirip getirmedikleri, vakıf mallarını amaca uygun biçimde yönetip yönetmedikleri ve vakıf gelirlerini amaca uygun olarak harcayıp harcamadıkları T1nce ve üst kuruluşlarınca denetlenir. Vakıfların üst kuruluşlarınca denetimi özel kanun hükümlerine tabidir" düzenlemesi bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, Kurum zararının rücuen tazmini istemine ilişkindir. Mahkeme, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından arafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, isin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, Kurum zararının rücuen tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi KARAR Dava, Kurum zararının rücuen tazmini istemine ilişkindir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği üzere davanın kısmen kabülüne karar vermiştir. Hükmün, davacı SGK Başkanlığı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine; 2-İncelenen dosyada; davacı Kurumca ilk peşin değerli gelir ve tedavi giderinin % 80 kusuru karşılığı 383,95-TL 'nin hüküm altına alınması gerekirken, hesap hatası yapılarak 259,00-TL'ye hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu'nun 51. maddesi (eksik teselsül) uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda da, öğretideki eleştiriler doğrultusunda tam ve eksik teselsül ayırımı kaldırılmışsa da (61. madde gerekçesi), teselsül esasına dayanan sorumluluk ilkesine ilişkin düzenlemeler korunmuş ve anılan Kanun'un birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 61. maddesinde de; “ Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü yer almıştır....
Zira bozma öncesinde ıslah dilekçesi ile kurum zararının %80 kusur oranına göre davalıdan müteselsilen tahsili talebinde bulunulmuş olması ve 28.01.2016 tarihli bozma ilamında “Dava dilekçesinde yer alan "yargılama sırasında 3. kişilerin kusurunun belirlenmesi halinde teselsül hükümleri gereğince bu kişilere verilen kusurun da gözetilmesi" yönündeki davacı beyanları karşısında, davada teselsül hükümlerine dayanılmadığından bahsedilemez.” şeklinde açıklama yapılmış olmasına rağmen teselsüle dayanılarak hüküm kurulmamıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50. maddesi (tam teselsül) yada birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu'nun 51. maddesi (eksik teselsül) uyarınca ve aynı yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı tek bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. 6098 sayılı Türk Borçlar...
Sigortalı fabrikanın bulunduğu bölgede davalı ... tarafından diğer davalıya altyapı işi ihale edilmiş olup, yukarıda belirtilen sözleşme hükümlerine ve... cevabi yazısına göre, fabrikanın bulunduğu bölgede daha önce altyapı çalışmalarının hiç yapılmamış olması, altyapı işini ihale eden... tarafından yapı denetim görevlisi görevlendirilmemiş ve gerekli denetimin yapılmamış olması, riziko tarihi itibariyle diğer davalı ihale eden yüklenici firmanın işi tamamlamamış ve yağışa karşı gerekli önlemleri almamış olması karşısında; dava dışı sigortalı fabrikanın zararından davalıların sorumlu olduğu ve davacı ... şirketinin zarar görene ödediği bedeli davalı sorumlulardan kusurları oranında rücuen isteyebileceği kabul edilerek bu doğrultuda davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir....