Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Muris ile davacı banka arasındaki kredi söleşmesi kapsamında sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçe nedeniyle kredi borcunun sigortadan karşılanması gerektiğini, kendilerinin borçlu olmadıklarını, murisin doğal yoldan öldüğünü, sözleşme anında murisin kendisinin bildiği bir hastalığının olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Saray(Tekirdağ) Asliye Hukuk Mahkemesi 25/02/2019 tarih, 2017/166 Esas, 2019/168 Karar sayılı "Davanın Kabulüne" kararı davalılar tarafından istinaf edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ''Davacıların murisi Özkan ÖNGEL ve dava dışı Garanti Bankası arasında 01.11.2017 tarihinde taşıt kredi sözleşmesi düzenlendiği ve sigorta şirketinin sigortacısı olduğu ve bankanın sigorta ettireni olduğu 01.11.2007 başlangıç tarihli ve 01.11.2008 bitiş tarihli kobi garantör hayat zeyilnamesi düzenlendiği, davacılar murisinin 25.07.2010 tarihinde vefat ettiği, vefat tarihi itibariyle yürürlükte olan bir sigorta poliçesi bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Her ne kadar tüketici çektiği kredi nedeniyle kendisinden kesilen hayat sigortası priminin iadesini isteyemez ise de, davacının krediyi süresinden önce ödemesinden dolayı bakiye kalan süre için hayat sigortasın priminden kalan miktarı şayet hayat sigortasını davacı banka yada bankaya bağlı sigorta şirketi yapmış ise yada sigorta poliçesi başka sigorta şirketince yapılmasına rağmen sigorta poliçesi üzerine davalı banka tarafından dain mürtein hakkı konulmuş ise davalı bankadan, bunlar yapılmamış ise sigorta şirketinden bakiye kalan süre ile ilgili primleri isteyebilir. O halde mahkemece bu hususlarda inceleme ve araştırma yapılarak gerekirse bu hususa ilişkin olarak bilirkişiden ek raporda alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu hayat sigortası ile ilgili talebin tamamen reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Sigorta akti hiçbir şekle bağlı değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1424. maddesinde, sigortacının sigorta sözleşmesinin yapılmasından itibaren imzalanmış poliçeyi sigorta ettirene vermekle yükümlü olduğu, 1425. maddede ise poliçenin içeriği düzenlenmiş, maddede, sigorta poliçesinin tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içereceği, rahat ve kolay okunacak biçimde düzenleneceği ifade edilmiştir. Kredi hayat sözleşmelerinde amaç, kredi kullandıran bankanın, krediyi edinenen tüketicinin ölümü halinde borcunu ödeyememe riskini karşılamaktır. Hayat sigortasını yapan şirket ise kişinin sağlık durumuna ilişkin riziko durumunu değerlendirerek, ilgili ile sigorta poliçesi yapabileceği gibi, sigorta poliçesi yapılması talebini de red edebilir. Veya sigorta poliçesinin primlerini ilgilinin hastalık durumuna göre daha yüksek belirleyebilir....
Tarafından yapılan sigorta poliçesi kapsamında dava miktarının 17.771,00 TL'ye Ing Bankası ... şubesinden kullanılan konut kredisi nedeniyle davalı ...Ş. Tarafından yapılan sigorta poliçesi kapsamında dava miktarının 41.250,00 TL'ye arttırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulü ile 59.021,00 TL'nin; 17.771,00 TL'sine 04/06/2013 tarihinden, 41.250,00 TL'sine 05/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara veraset ilamındaki hisseleri nispetinde verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir....
Uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayımıza gelince; dava 4593652 Poliçe numaralı hayat sigorta poliçesi gereğince sigorta şirketi ve banka aleyhine açılan borçlu olmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkin olup davaya dayanak oluşturan sigorta poliçesine göre sigortalının bankaya olan tüm borçlarının sigorta şirketi tarafından kapatılacağı, kalan sigorta bedelinin hak sahiplerine ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık hayat sigorta sözleşmesinden kaynaklandığından sigortalı müteveffanın esnaf veya tacir olmasının somut uyuşmazlık bakımından bir önemi bulunmamaktadır. sigortalı ile davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olduğundan 6502 Sayılı Kanun'un 73. maddesi gereğince görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. (Yargıtay 17....
Kredi kullanan tüketici adına yapılan hayat sigortası poliçesi mevcutken, bankanın tüketicinin ölümü nedeniyle, tüketicinin mirasçılarından ödenmeyen bakiye kredi alacağının tahsili için dava açması veya icra takibi başlatması, sigorta hukukunun temel ilkelerine ve sigorta yapılmasının amacına aykırılık oluşturacağı gibi sigorta yapılmasına duyulan güven ve itimadı da zedeler. Davacı banka tarafından sigorta şirketine karşı tüm hukuki yollar tüketilmeden borçlu mirasçılarına karşı takip başlatılamayacağı ve yine bu doğrultuda Yargıtay 3....
Tüm dosya kapsamından; davacılar murisi Hasan Hüseyin Özkan ile davalı banka arasında 11.06.2013 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı, murisin kredi sözleşmesi ile 60 ay vadeli 4.750,00- TL bedelli kredi kullandığı, davacılar murisinin 28.07.2013 tarihinde vefat ettiği, muris ile davalı arasındaki kredi sözleşmesine dayalı olarak davacıların murisi ile dava dışı (ihbar olunan) sigorta şirketi arasında Uzun Süreli Kredi Grup Hayat Sigorta Katılım Sertifikası'nın düzenlendiği, davalının bahsi geçen sertifikada dain ve mürtein olarak belirtildiği, davacıların iş bu dava ile tüketici kredisine bağlı hayat sigortasından dolayı kalan tüketici kredisine ilişkin olarak davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespiti ile davalı bankaya kredi sözleşmesi gereğince yapılan ödemelerin tahsilini talep ettikleri, davalının kredi borcunun tahsili için davacılar aleyhine Zonguldak 2 İcra Müdürlüğü'nün 2015/6238 E sayılı dosyası ile icra takibine başladığı, rizikonun gerçekleşmesi halinde, davalı...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu aracın 27.04.2012 başlangıç 13.12.2012 bitiş tarihli genişletilmiş kasko filo sigorta poliçesi ile sigortalandığını, poliçede aracın uzun süreli kiralık olarak kullanıldığı/kullanılacağı hususuna da poliçede yer verildiğini, aracın müvekkili şirket tarafından uzun dönem kira sözleşmesi ile T6 kiralanmış olduğunu ve sözleşmesel ilişkinin ispatı için müvekkili şirketin ticari defter ve belgelerinde inceleme talep etmelerine rağmen mahkemenin söz konusu taleplerini karşılamayarak eksik inceleme ile karar verdiğini, dosya içerisinde bulunan 18.09.2011 başlangıç tarihli ve 12 ay müddetli uzun dönem araç kiralama sözleşmesi uyarınca 18.06.2012 tarihinde aracın işleteninin dava dışı Albayram Turizm olduğunu, hasarın sigorta poliçesinin ve uzun süreli araç kiralama sözleşmesinin geçerli olduğu dönemde gerçekleştiğini, aracın çalınmasının “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına...
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, davacı murisi ... davalı sigorta şirketinde 14/11/2005-14/11/2006 tarihleri arasında 1 yıl süreli Ciddi Sağlık Riskleri Poliçesi düzenlediği, 14/11/2006 tarihinde 15/11/2007 tarihine kadar geçerli olmak üzere 1 yıl daha yenilendiği, poliçede teminat altına alınan risklerden birinin gerçekleşmesi halinde 80.000 USD tazminat ödeneceğinin kabul edildiği, sigorta sözleşmesinin genel şartlarının C.1. maddesinde 1 yıldan uzun süreli hayat sigortalarında sigorta ücretinin veya taksitlere bağlanmış olması halinde herhangi bir taksitin vadesinde ödenmemiş olması halinde sigorta ettirenin son ikamet adresine taahhütlü mektup veya noter kanalı ile ücret veya taksidin 1 ay içinde ödenmesi aksi takdirde sigortanın feshedilmiş olacağının ihtar edilmesi, bu sürenin sonunda ücret veya taksit ödenmemiş ise sözleşmenin feshedileceğinin hüküm altına alındığı, sigorta şirketi tarafından her ne kadar davacı murisine iadeli taahhütlü mektup ile bu durumun bildirildiği iddia...