in eşinin 11.04.2005 tarihinde davalı İş bankasının ... şubesinden 125.000 TL tutarında konut kredisi kullandığını, 27.03.2006 tarihinde yeni çıkan yasa kapsamında borcun yeniden yapılandırıldığını ve yasa kapsamında 27.03.2006 tarihinde hayat sigorta poliçesi başvuru formunu imzalayarak banka yetkililerine verdiğini, bir gün sonra 1.456,00 TL nin banka hesabından çekilerek poliçe numarası verildiğini, davacının eşinin 23.09.2008 tarihinde vefatı üzerinde hayat sigortası işlemlerinin başlatılması için davacının bankaya gittiğinde konut kredisine bağlı, hayat sigortasının bulunmadığının, konut kredisine bağlı hayat sigorta poliçesinin 1 yıllık olduğunun belirtildiğini ileri sürerek sigorta başvuru formunun 10 yıllık sigorta poliçesi olduğunun tespitine, poliçe kapsamının tamamının kendilerine ödenmesine karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, “Kredi Hayat Sigorta Poliçesi“ kapsamında vefat tazminat bedellinin tahsili istemine ilişkindir....
Davalı vekili, davacıların ilgili sigorta poliçesine dayalı olarak talepte bulunabilmesi için öncelikle dain-i mürtehinin açık muvafakat vermesi gerektiğini, mahkemece tespit olunacağı üzere müteveffanın sağlığında muhtelif sağlık kuruluşlarında uzun süreli ve yatarak tedavi görmesine ve sigorta poliçesi tanzimi öncesinde ameliyat ve operasyon geçirmiş olmasına rağmen bu durumları müvekkil sigorta şirketinden gizlediğinin sabit olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur....
hayat sigortası yapılmadığını, muris tarafından bir sigorta poliçesi imzalanmadığı gibi kendisine teklif edilmesine rağmen sigorta yapılmasını da kabul etmediğini ve bu kapsamda sigorta poliçesi imzalanmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Davalı vekili, bankaların kullandırdıkları krediler nedeniyle hayat sigortası yaptırmasının kanuni bir zorunluluk olmayıp müvekkili bankanın alacaklarını güvence altına almak maksadıyla yapmış oldukları ihtiyari bir uygulama olduğunu, bankacılık faaliyetlerinde uygulama olarak yaşı ilerlemiş kredi lehtarına sigorta yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; genel kredi sözleşmesinin 9. maddesine göre, sigorta yaptırma, yenileme ve primlerini ödeme yükümlülüğünün kredi kullanana ait olup davalı bankanın herhangi bir yükümlülüğünün bulunmadığı, uzun süreli hayat sigortası başvuru ve sağlık beyanı formunda da sigortalı adayı olarak davacı ...'ın adı ve imzasının bulunduğu, bu sebeple muris ...'a hayat sigortası yapılmamasında davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkili bankanın dava dışı sigorta şirketinin acentesi olduğundan davanın sigorta şirketine yöneltilmesi gerektiğinden müvekkili bankanın davada husumeti bulunmadığını, murisin kronik karaciğer hastalığı bulgusuna rastlanıldığı ve tedavi gördüğü sigorta tarihi öncesinde müteveffanın karaciğer rahatsızlığı olduğu ancak sigorta yapılması sırasında yanlış bilgi verdiği, bu yönde sorulan soruya kendi el yazısı ile hayır cevabını verdiğini, TTK'nun 1439 maddesine göre herhangi bir tazminat veya ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, TTK. 1435.maddesine göre murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, karaciğer rahatsızlığını sigorta yapan şirkete bildirmediğin, gizlediğini, müteveffanın sigorta poliçesi yapılırken sigorta tarihinden önce oluşan hastalığını gizlemesi ve bu hususta yanlış beyan vermesi sebebiyle davacı yana herhangi bir tazminat veya ödeme yapılmasının mümkün olmadığını savunarak...
poliçe bedelinin peşin olarak ödendiği, 14/11/2018 tarihli 31043949 başvuru numaralı kredi hayat sigortasının sigorta poliçesinin 14/11/2018 ile 15/11/2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlendiği ve sigorta poliçe bedelinin peşin olarak ödendiği, 12/04/2019 tarihli 31701277 başvuru numaralı kredi hayat sigortasının sigorta poliçesinin 12/04/2019 ile 10/04/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere düzenlendiği ve sigorta poliçe bedelinin peşin olarak ödendiği, söz konusu Kredi Hayat Sigortası Poliçeleri ile müvekkilin murisi sigortalı T1 vefat durumunu da kapsar şekilde sigortalandığı, müvekkillerinin murisi T1, 22/09/2019 tarihinde vefat ettiği, bunun üzerine müvekkillerinin murisleri olan T1 vefatından sonra kendilerince ödenen kredi bedellerinin sigorta şirketince poliçe kapsamında vefat durumuna karşı sigortalanmış olması nedeni ile ödenen bu bedellerin kendilerine poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere hisseleri oranında iadesini ve kredilerin ödenmeyen kısımlarının...
, poliçe kapsamında ödemenin yapılıp yapılmayacağı hususunun sigorta şirketine ait olduğunu, sigorta sözleşmesinin kredi sözleşmesinden ayrı ve bağımsız olduğunu, müvekkil bankanın hayat sigortası kapsamında ödeme yapılıp yapılmayacağına karar verme yetkisine sahip olmadığını, mirasçıların kredi borcundan sorumlu olduklarını belirterek açıklanan nedenlerle davanın reddine, hayat sigortası kapsamında ödenmesi gereken bir tazminat olduğunun kabulü halinde ise banka daini mürtehin olduğundan ödemenin bankaya yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, davacılar murisi Mustafa ile davalı sigorta şirketi arasında akdedilen hayat sigortası poliçesinden kaynaklı tazminat davasıdır. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, dava dışı bankanın hakkını kötüye kullandığını, bu nedenle verilen ret kararının yerinde olmadığı, kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, kredi alacaklısı ve sigorta poliçesi üzerinde dain mürtehin olan bankanın davaya muvafakatinin bulunmaması karşısında, mahkemece verilen kararın dosyada mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan ticari kredi sözleşmesine dayanan ihtiyari hayat sigortasından kaynaklanan alacağa ilişkin olduğu, davacıların murisi ...tarafından farklı tarihlerde ve tutarlarda ...,...,... numaralı kredi sözleşmeleri ile kredi kullanıldığı, davacının son yapılandırma kredisi olan .... numaralı kredinin ödemesi sırasında hayatını kaybettiği, dolayısıyla kredinin kalan taksitlerinin ve ödenen kısmının hayat sigortası kapsamında davalı taraftan talep edildiği, davacı tarafça kullanılan son yapılandırma kredisinin ayrı bir kredi sözleşmesi olduğu ve bu kredi sözleşmesinde murisin ihtiyari hayat sigortası yaptırmadığı, daha önce imzaladığı kredi sözleşmelerinin bu yapılandırma ile beraber itfa edildiği, dolayısıyla hayat sigortasının son yapılan yapılandırma kredisini kapsamayacağı, son yapılan kredi sözleşmesinde muris tarafından herhangi bir sigorta poliçesi talebinin de...