Davalı Ziraat Bankası A.Ş.vekili beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; öncelikle davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, murisin kullanmış olduğu krediye ilişkin bilgilendirme formunu kendi el yazısı ile yazarak teslim aldığını ve sözleşmeyi imzaladığını, mütevaffa ile banka arasında 23.12.2015 ve 05.10.2016 tarihli Bireysel Kredi Sözleşmeleri ile adı geçene kredi kullandırılmış olup, bireysel kredi sözleşmesinin 15.maddesi ile müşterinin açık talebi olmaksızın krediye sigorta yaptırılamayacağını, müşteri kredi kullandırım aşamasında veya ileride sigorta yaptırılması yönünde talepte bulunması halinde kredi ilişkisinin devamı süresince ve kredinin tamamen tahsil ve tasfiye edileceği tarihe kadar sigorta yaptırılması konusunda banka ile mutabakata vardığını, aksi yönde bir talebinin bulunmadığı sürece söz konusu sigortaların her yıl yenileneceğini kabul ve taahhüt ettiğini, buna istinaden, adı geçen murisin banka ile Ziraat Hayat Emeklilik Aş arasından imzalanan uzun süreli yıllık...
Sözleşmenin bu hükmü yukarıda bahsedilen yönetmelik hükümleri ile birlikte değerlendirildiğinde bankaya kredi borcunu sigorta altına aldırma yükümlülüğü yüklenmiş olup, bankanın tüketiciyi bilgilendirme yükümlülüğü altında olduğu kabul edilmelidir. Kredi süresi içerisinde sigorta poliçesini yenileme sorumluluğu kredi kullanana ait olmakla birlikte yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun kredi veren bankaya ait olduğunun kabulü gerekir. Yerel Mahkemenin gerekçesine dayanak yaptığı Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2014/25734 Esas 2015/15910 Kararında da hiç sigorta yapılmamış kredi de sözleşmede bulunan maddeye göre bankaya kredi borcunu sigorta altına aldırma yükümlülüğü yüklenmiş olup, sigorta konusunda bilgilendirmediği için müterafik kusurlu kabul etmiştir. Sözleşmedeki madde ile kredi borçlusuna yükümlülük getirmemiştir. Yerel Mahkemenin davaya konusu sözleşmenin 15....
Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde, tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirkedir. Poliçenin dain-i mürtehini bankadır. Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi keşideci konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin ... sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez....
yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun kredi kuruluşuna ait olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, davacılar murisinden hayat sigortası poliçesine ilişkin kesinti yapılmadığı ve davacılar murisinin hayat sigortası poliçesi düzenlenmesine ilişkin talebi bulunmadığı, baştan itibaren hayat sigortası poliçesi düzenlenmediğinden davalının olmayan bir sigortanın yenilenmesine ilişkin bir bildirimi de olamayacağı, davalının hayat sigortası poliçesi bulunmamasında müterafik kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; davacının babasının çektiği banka kredisi nedeniyle 28/07/2008 tarihi itibariyle hayat sigortası yaptırdığını ve 27/12/2009 tarihinde vefat ettiğini belirterek fazlaya dair olan hakları saklı kalmak kaydıyla Uzun Süreli ... Sigortası Poliçesi Kapsamında Vefat ve Maluliyet teminatı karşılığı 9.000,00 TL'nin vefat tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, HMK'nun 150/6. maddesi hükmü gereğince üçüncü kez takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı banka, davalıların murisinin bankadan kredi kullandığını ancak taksitlerini ödeyemeden vefat ettiğini, geri kalan borcun ödenmesi için davalı mirasçılar aleyhine başlatılan icra takibine ise haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalılar istinafa ek dilekçelerinde, murislerinin kredi alırken hayat sigortası yaptırdığını ve primlerini ödediğini savunarak, konuyla ilgili hayat sigortası poliçesi sunmuşlar ve davanın reddini dilemişlerdir. Esasen kredi veren bankanın talebi ile tüketici tarafından yaptırılan hayat sigortası, tüketicinin kendi isteğiyle yaptığı bir sigorta olmayıp, bankanın talebi üzerine kredi alacağına teminat oluşturmak üzere yapılan bir sigortadır. Sigorta poliçesinde; tüketici sigortalı, banka lehtar ve sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketidir. Poliçenin dain ve mürtehini bankadır....
edildiği, murisin banka çalışanı ile mesajlaşmalarında ısrarlı olarak hayat sigortası poliçesi düzenlenmesini isteyerek akıbetini sorduğu, sigorta priminin taksitler halinde kredi kartından tahsilini istediği anlaşılmaktadır....
Grup Hayat Sigortası Sözleşmesi'nin 3. maddesinde, sigorta kapsamına alınacak kişilerle ilgili 18-85 yaş aralığı şeklinde sınırlama yapılmış olup; sigorta ettiren sıfatındaki davalı ...'nın 86 nolu Yönergesi ile de hayat sigortası kapsamında sigortalatılacak kredi müşterileri için yaş haddi 70'e düşürülmüştür. Yönerge gereği sigorta yaş haddinin düşürüldüğü ve mevcut poliçenin yenilenmeyeceği hususu, davacı murisi sigortalıya SMS ile bildirilmiştir. Sigorta ettiren/ kredi kullandıran davalı bankanın, hangi müşterileri için hayat sigortası yaptıracağını serbestçe belirleme ve bu manada yaş sınırlaması getirme serbestisi bulunduğu; yapılan yaş sınırlamasından kredi müşterisini haberdar ettiği ve bu bildiriminin geçerli (bildirim için sigorta genel ve özel şartları ile kanun- yönetmelik gibi mevzuat hükümlerinde özel şekil şartı bulunmadığından) olduğu açıktır....
Rizikonun gerçekleşmesi halinde, bankanın poliçe teminatı kapsamında kalan bakiye kredi alacağını, öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi gerekir. Sigorta şirketi lehtar konumunda olduğundan, bankaya karşı tüketicinin sağlık sorunları olduğunu, örneğin, kalp hastası veya kanser hastalığını gizlediğini ileri süremez. Çünkü, sigorta poliçesini düzenleyen, sigorta şirketinin kendisi veya yetkili acentesidir. Bankanın elinde hayat sigortası poliçesi gibi kolayca alacağını tahsil etme imkanı varken, sigortacının ödeme talebini geri çevirdiği şeklindeki bir gerekçeyle, poliçe limiti kapsamında kalan alacağını mirasçılardan talep etmesi TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırılık oluşturur. Bu nedenle tüketici işlemi niteliğindeki banka kredileri nedeniyle, hayat sigortası yapılmış olması durumunda, bankanın poliçe limitleri dahilinde kalan kredi alacağını öncelikle sigorta şirketinden tahsil etmesi zorunludur....
Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili; dava dışı bankadan kullandığı kredi nedeniyle davalı sigorta şirketi ile hayat sigortası poliçesi yapan davacıların murisinin 12/02/2013 tarihinde vefat ettiğini, hayat sigortası ile teminat altına alınan tüketici kredisi borcunun davacılar tarafından ödendiğini, davalı sigorta şirketinin sözleşmeden cayma hakkını kullanmadığını ve bu nedenle davalının sözleşmeden doğan hükümleri yerine getirmesi gerektiğini belirterek 120.000,00 TL'nin 11/03/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....