ın 03.02.2021 tarihinde davalı bankadan 175.000-TL bedelli esnaf kooperatif kredisi kullandığını, ancak hayat sigorta poliçesi düzenletmediğini, hesabından hayat sigortası poliçesi düzenlenmesi için alınan 1.575-TL'nin diğer hesabına aktarıldığını ve poliçe düzenlenmeyince hesabına iade edildiğini, borçlunun Hayat Sigorta poliçesi düzenlenmesi için imza vermediğini ve sigorta bilgi formu, hastalık soru formu, check-up ve sağlık beyanı gibi işlemlerin tamamlanmadığını, bu işlemler tamamlanmadan ve poliçe düzenlenmeden prim tahsilatı yapılamayacağını beyanla, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
HD.,2015/7989 E., 2016/14767K., 2015/16813 E., 2016/12955K.sayı v.b. istikrar kazanmış içtihatlarında; tüketici kredisine bağlı olarak hayat sigortasının yapılmış ve sigorta tazminatı üzerinde bankaya daini mürtehin hakkının tanınmış olması,sigorta teminat dönemi içinde de kredi borçlusunun ölmesi durumunda sigorta şirketinin menfi yanıtına karşı hukuki yollar banka tarafından tüketilmeden mirasçılara başvurulamayacağı,takip veya dava açılamayacağı,aksi durumda vaktinden evvel açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği öngörülmüştür. Somut olayda; bireysel kredi sözleşmesine bağlı olarak düzenlenen hayat sigortası poliçesindeki tazminat üzerinde bankanın rehin hakkının bulunduğu,dosya kapsamındaki veraset ilamından murisin sigorta poliçesi döneminde vefat ettiği anlaşılmaktadır....
ile yapmış olduğu hayat sigortası poliçesi geçerliliğini yitirmediğini, davalı sigorta şirketi hayat sigorta poliçesi kapsamında murisin kullanmış olduğu krediyi ölüm sebebi ile davalı bankaya ödemesi gerektiğini ödemeyerek hukuka aykırı davrandığını, davalı Ziraat Bankası Hayat Sigortası ile ilgili olarak bankalarına bağlı Ziraat Emeklilik A.Ş. adına poliçe hazırladığını, murisin kredi borcunun kapatılması hususunda hem banka hem de sigorta şirketi birlikte sorumlu olduğundan her iki kurumu davalı olarak gösterdiklerini, müvekkillerinin, murisin ölümü sebebi ile kredi borcunun hayat sigortası kapsamında ödenmesi için her iki davalıya da yaptıkları başvurudan olumsuz cevap aldıklarını, bu sebeple her iki müvekkilinin Ocak, Şubat, Mart aylarına ait taksitleri ödemek durumunda kaldıklarını, ancak müvekkilleri adına yapmış olduğu ödeme dekontlarında dava haklarının saklı kalması kaydını şerh olarak yazdıklarını, kredi borcu; cebri icra ile muhatap olmamak adına müvekkilleri tarafından ihtirazi...
Dava, murisin davalı bankadan kullandığı genel kredi sözleşmesine dayalı olarak akdedilen hayat sigortası poliçesinin ayakta olduğunun tespiti ile poliçeye aykırı olarak mirasçılardan tahsil edilen bedelin ve riziko bedelinin mirasçılara iade edilmesi talebine yöneliktir. Mahkememize Bursa 5. Tüketici Mahkemesinin 2022/411 Esas 2023/86 Karar sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapılmıştır. Davanın dayanağı hayat sigorta sözleşmesi olup, uyuşmazlık, kredi sözleşmesinden değil, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....
Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Genel olarak hayat sigortalarında bir kimsenin hastalığı nihai olarak sigortacının taşıdığı rizikoyu arttıran bir husustur. Sigortacı bu durumda ya hiç sigorta sözleşmesi yapmamakta ya da daha ağır şartlarla sigorta sözleşmesi yapmaktadır. Davaya konu kredi hayat sigorta sözleşmelerinde asıl amaç sigorta ettirenin bir ihtiyacının karşılanması olmayıp, bankanın kredi verdiği kişinin ölüm nedeniyle krediyi geri ödeyememesi nedeniyle maruz kalacağı riskin teminat altına alınmasıdır. Somut olayda, davacıların murisi ...'n Garanti Bankası'ndan kullandığı krediler nedeniyle davalı tarafından hayat sigortası yapıldığı, murisin 01.03.2013 tarihinde septik şok, sepsis, akut böbrek yetmezliği, kronik alkol nedeniyle vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, uzmanlığı belli olmayan doktor bilirkişi ve sigorta uzmanından alınan raporda; sigortalı müteveffa ...'...
DAVA KONUSU : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : İSTEM: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Hasan Tunçtan'ın davalı bankanın Turgutlu şubesinden kredi kullandığını, krediye bağlı olarak Kredili Hayat Sigortası yapıldığını, sigortalı Hasan Tunçtan'ın 31.08.2017 tarihinde vefat ettiğini, sigorta şirketine vefat tazminatı için müracaat edildiğini, davalı sigorta şirketi tarafından murisin imzaladığı 11024713 sigorta başvuru numaralı Hayat Sigortası Başvuru Bilgilendirme formunda yer alan sağlık beyanı ile ilgili soruların tümüne hayır cevabı vererek sağlıklı olduğunu; TUİK tarafından verilen ölüm belgesinde vefat tarihinden önce 5 yıldır hipertansiyon, 2 yıldır kalp yetmezliği ve kronik akciğer hastalığını gerekçe göstererek olumsuz cevap verildiğini, davalı bankanın kredi nedeniyle geciken borç tutarı 27.505,95 TL'nin ödenmesi için ihtarname gönderdiğini, davacı T2 tarafından davalı bankaya ödeme yapıldığını, kredi hayat sigorta sözleşmelerinde...
Davalı banka sigorta ilişkisinde taraf olmadığını, sigorta poliçesi kapsamında daini mürtehin olduğunu ifade ederek husumet yokluğu itirazında bulunmuş ise de muris hakkında düzenlenen hayat sigortası poliçesinde davalı banka, dain-i mürtehin olarak gösterildiği, dain-i mürtehin, sigorta yaptıran kişiye vermiş olduğu borç ya da kredi nedeniyle, ödenecek tazminattan birinci derecede alacaklı olan ve bu durumunun poliçede belirtildiği gerçek ya da tüzel kişi olup, rizikonun gerçekleşmesi durumunda sigorta tazminatını talep ve dava hakkı öncelikle dain-i mürtehine ait olduğu, davalı banka hayat sigorta poliçesinin tarafı olmasa da davacıların murisine kullandırılan kredinin tarafı olup, söz konusu hayat sigortasının da bu krediye bağlı olarak düzenlendiği ve davalı bankanın da bu sigorta poliçesinin sigorta ettireni / daini- mürtehini olduğu nazara alındığında eldeki davada davalı bankaya husumet düşeceği anlaşılmıştır....
ile de bankanın hayat sigortası üzerinde daini mürtehin olarak hak sahibi olduğu da kararlaştırıldığını, davalının Grup Hayat Sigorta Sözleşmesi ve Grup Hayat Sigorta Sertifikası kapsamında sadece sigorta bedeli ile sorumlu olduğunu, hayat sigortası meblağ sigortası olup, meblağ sigortalarında, sigortacının ödeyeceği tazminat miktarı, zarar miktarına bakılmaksızın poliçede gösterilen tutardan ibaret olduğunu, kredi sözleşmesinin sigortalı ile Ziraat Bankası A.Ş. arasında akdedildiğini, bu nedenle davalı şirketin kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını, davalı şirketin taraf olmadığı bir sözleşmeden dolayı borç altına sokulabilmesi söz konusu olamayacağı gibi, kredi ödemelerinin kredi sözleşmesinden kaynaklı olduğu gözetildiğinde, davalı şirketten rücuen tahsil edilebilmesi de olanaklı olmadığını, bu nedenle kredi sözleşmesine dayalı olarak ödenen tutarların yahut kalan kredi borcunun davalıdan tahsil edilemeyeceğini, müteveffanın kanser hastalığını poliçe tanziminden önce beyan etmediğini...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME : Dava; kredili hayat sigortası poliçesi kapsamında teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında; davacıların murisi T1 ile dava dışı banka arasındaki gerçekleştirilen kredi sözleşmesi kapsamında muris ve davalı sigorta şirketi arasında 30/09/2013- 2016 tarihleri kapsayan kredili hayat sigorta poliçesi düzenlendiği, sigortalının kredi borcunun tamamı ödenmeden TÜİK ölüm belgesine göre 23/11/2014 tarihinde saat 01:45'de solunum sisteminin diğer hastalıkları - intersitisyel akciğer hastalıkları hastanede vefat ettiği, vefattan sonra kredi borcunun bir kısmının davacılar tarafından ödendiği, dain mürtehin bankanın borç için icra takibi yaptığı konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı ve vefatın teminat altında olup olmadığı noktalarında toplanmıştır....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. HMK'nun 355. Maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Somut olayda davacılar murisleri tarafından kullanılan tüketici kredi nedeniyle ödenmeyen bakiye kredi borcunun davalı bankanın talebiyle kendilerinden tahsil edildiğini, oysa muris tüketici adına hayat sigortası poliçesi yapıldığını, murisin ölümünün sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalması nedeniyle bakiye kredi borcundan davalının sorumlu olduğunu ileri sürmüştür....