Noterliğinin 31.10.2013 tarih ve ... yevmiye no'lu ihtarnamesiyle başvurulurak gerekli yasal işlemlerin yapılması ve kredi borcunun ödenerek kapatılmasının ihtaren bildirildiğini, davalı şirketin bugüne kadar cevap vermediğini, taraflar arasında yapılan 21.09.2012 başlangıç tarihli ve 19052686/0/0 sertifika no'lu "Uzun Süreli Kredi Hayat Sigortası Özel Sertifakası"na göre, murisin ölümü halinde kredi borcunu ödeme yükümlülüğünün sigorta şirketine ait olduğunu, davalı sigorta şirketinin murisin beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını iddia etmesinin sigorta sözleşmesine uygun düşmediğini, müvekkilinin özürlü kadrosu ile görev yaptığını, kredi başvurusu sırasında sağlık problemlerinin olduğunun banka ve davalı sigorta şirketince bilindiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin murisi ... ölümü nedeniyle davalı şirket ile yapılan hayat sigortası poliçesi teminat bedelinden şimdilik 43.700,00 TL'nin davalı şirketten tahsiline karar verilmesi talep ve dava...
Diğer taraftan; davacı her ne kadar manevi tazminat isteminde bulunmuş ise de; manevi tazminat sigorta poliçesi kapsamında olmadığından manevi tazminat talebinin tümden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Oysa, davacı kredi sözleşmesi hükümlerine dayanarak talepte bulunmamış, banka kredisi sebebiyle yapılan hayat sigorta poliçesi kapsamında, TTK'da düzenlenen sigorta hukuku hükümlerine göre dava açarak tazminat talebinde bulunmuştur. Buna göre, iddianın ileri sürülüş biçimine, taraflar arasında sigortacı, sigorta lehtarı ve sigorta mürtehini şeklinde gelişen ilişkinin niteliğine göre davalı banka yönünden uyuşmazlığa 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması mümkün olmayıp, bu davalı yönünden yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın davacılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
T.A.Ş.’den çekmiş olduğu kredilere istinaden davalı şirketin Teminatlı Uzun Süreli Kredi Hayat Sigorta Poliçelerinin düzenlendiğini, murisin 07/12/2014 tarihinde ani rahatsızlanmaya bağlı olarak vefat ettiğini, ölüm nedeniyle gerek sigorta şirketine gerekse davalı şirkete başvuru yapıldığını ancak davalının başvuruyu reddettiğini, davalının hukuka aykırı olarak müvekkillerine ve annelerine bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkillerinin annesi ...’ın İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2015/1243 esas sayılı dosya ile sigorta şirketine dava açtığını, bu davaya ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : None DAVA KONUSU : Tazminat (Hayat Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) KARAR : 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353....
Sigorta poliçesinden doğan teminatı talep hakkına sahip olan kişi poliçe lehtarı olduğundan, tazminat talebine ilişkin davada da aktif dava ehliyetine sahip olan kişi lehtardır. Lehtar dışındaki kişilerin poliçeden doğan tazminatı talep hakkı bulunmayacaktır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 879. maddesi gereğince, sigorta tazminatının öncelikle rehin hakkı sahibine verilmesi veya açık muvafakatinin alınması gerekmektedir. Somut olayda davacıların murisi T10 dava dışı Akbank'ın tüketici kredisi çekmiş ve çekilen kredinin teminatı için davalı sigorta şirketi tarafından kredi hayat sigorta poliçesi düzenlenmiş, poliçelerde kredi veren bankanın dain mürtehin olarak yer aldığı görülmüştür. Akbank T.A.Ş. Ağrı Şubesi 21/01/2019 tarihli yazısında; T10 kullanmış olduğu kredi dolayısıyla 9.796,60 TL borcu kaldığı ve muvafakatlarının olmadığı bildirilmiştir....
Zile Şubesi arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden yıllık güvenli hayat kredi koruma sigortası adı altında hayat sigortası yapıldığını, müteveffa Ali Çavuş'un 01/04/2018 tarihinde solunum yetmezliğine bağlı olarak vefat ettiğini, krediyi ödemeye dahi başlamadan vefat ettiğini, müvekkilinin eşi vefat edince kullanmış olduğu kredilerin hayat sigortalarının iptal edildiğini, ancak Türkiye Halk Bankası A.Ş. den aldığı kredi için yaptırmış olduğu hayat sigortası iptal edilmediğini ve sigorta kredi karşılığını ödediğini, müvekkilinin bankaya başvurarak bu kredinin de hayat sigortasından karşılanmasını talep ettiğini ancak bankadan sigorta kapsamında karşılanmayacağı cevabını aldığını daha sonra banka tarafından icra takibine geçildiğini kızının maaşını haciz konulduğunu, banka tarafından başlatılan icra takibi ve neticesinde murislerin maaşlarına haciz konulmasının haksız olduğnu, müteveffa eşin hayat sigortası yaptırdığını, bu kredinin sigorta kapsamında karşılanması gerektiğini...
SAVUNMA Davalı ...Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. vekili 20.01.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “Muris ...'nin müvekkil şirket nezdinde Uzun Süreli Kredi Grup Hayat Sigortası ile sigortalı olduğunu, bu poliçenin krediye istinaden düzenlenmiş yenileme poliçesi olduğunu, poliçenin sigorta ettireninin ... A.Ş olduğunu, vefat tarihinden evvel prim borçlarının ödenmemesi nedeniyle sigorta ettiren bankanın onayı ile sigorta poliçesinin iptal edildiğini, vefat tarihinde poliçenin geçerli olmadığını, poliçenin vefat tarihinden evvel iptal edilmiş olduğunun bildirilmesine rağmen müvekkil aleyhine icra takibi yapılmasının kötü niyetli olduğunu, icra takibine haklı nedenle itiraz edildiğini, icra takibinin kötü niyetli başlatılması nedeniyle davacının % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini” talep etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ'NİN KARAR ÖZETİ : İlk derece mahkemesi kararında özetle; Davacılar murisi tarafından dava dışı Ziraat Bankası'ndan kullanmış olduğu kredi nedeniyle 30/04/2015 başlangıç tarihli, 19/04/2018 bitiş tarihli hayat sigorta poliçesi ve 22/04/2015 başlangıç ve 20/04/2016 bitiş tarihli hayat sigorta poliçesi imzalandığı, iki poliçe dışında sigortalının vefat tarihi itibariyle halen yürürlükte olan başka bir poliçe bulunmadığı, davacılar murisinin aldırılan raporlar doğrultusunda uzun yıllardır kronik rahazsızlıklarının bulunduğu ve bu rahatsızlıklara ilişkin uzun yıllar tedavi gördüğü ve ilaç kullandığının net olduğu, vefat ile daha önce teşhis konulan ve kredi kullanmadan ve poliçe imzalanmadan önce muris tarafından bilinebilir bulguların olduğu hastalık arasında illiyet bağı bulunduğu, murisin beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinden bahisle davalı sigorta şirketince ödeme yapılmadığı, davacıların davaya konu edilen poliçere...
Hayat ve Emeklilik A.Ş adına bizzat kredi veren banka şubesi tarafından yetkili sigorta acentası olarak düzenlendiği, müteveffanın yaşı dikkate alındığında banka ve sigorta şirketinin daha özenli davranabileceği, bu kapsamda davacıların murislerinin ölümü üzerine kredi borcunun sigorta poliçesi kapsamında ödenmesine ilişkin başvruruların red ile sonuçlanmasından önce müteveffanın kullandığı ilaçlara ilişkin SGK kayıtlarını talep ettikleri gibi baştan itibaren yani kredi kullandırmadan ve hayat sigortası yapmadan önce de basit bir şekilde müteveffanın kanser hastalığı bulunduğunu tespit edebilecekken, hafif kusurundan dahi sorumlu olan banka ve sigorta şirketinin bu yola gitmemesi karşısında; müteveffanın kasten bildirim yükümlülüğünün ihlal ettiğinden bahsedilmesinin hak ve nesafet ile bağdaşmayacağı ve yine ayrıca davacıların muris olarak hayat sigortası da taraf olmadıklarından 3....