WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bayburt Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.2022 Tarihli ve 2021/177 Esas, 2022/350 Karar Sayılı Kararı Somut olayda, davacının dava dilekçesinde açıkça 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin a bendi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz ettiğinin görüldüğü, davacının iddiasının uygulama kadastrosu sırasında sınırların yanlış tespit edilmesi nedeniyle yüzölçümünün azaldığı yönünde olduğu, taşınmazın mülkiyetine yönelik olarak bir iddiasının bulunmadığı, davaya konu taşınmazlara ilişkin askı ilanının 10.09.2019-09.10.2019 tarihleri arasında yapıldığı, davanın ise 16.09.2019 tarihinde açıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 3402 sayılı Kanun'un 22 nci maddesinin a bendi uyarınca uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....

    Hukuk Dairesinin 16/03/2006 gün ve 2005/15178 - 2006/3379 sayılı bozma kararında özetle; "6831 Sayılı Yasanın 3373 Sayılı Yasa ile değişik 11/1. maddesine göre orman tahdidine ilişkin altı aylık süre içinde kadastro mahkemesinde dava açılabileceği, dava açılmadığı takdirde orman kadastrosunun kesinleşeceği bu sürenin hak düşürücü süre olduğu belirtildikten sonra aynı maddede tapulu taşınmazlarda tapu sahiplerinin on yıllık süre içinde orman kadastrosuna itiraz davası açma haklarının olduğu da belirtilmiş ve sadece somut olayda altı aylık askı ilan süresi içinde dava açılmadığından, davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olmadığı, görev konusu kamu düzene ilişkin olup, tapuda kayıtlı taşınmazlar için on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davalarında zilyetliğe dayalı olarak davacı adına oluşturulan tapu kaydına değer verilip verilemeyeceğinin görevli mahkemede değerlendirilmesi gerekeceği düşünülerek, görevsizliğe karar verilmesi" gereğine...

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 10 yıllık sürede orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 03.05.1989 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1974 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir....

        Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna askı ilan süresi geçtikten sonra genel mahkemede açılan itiraz davasıdır. Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde tesis kadastrosu 1977 yılında yapılmıştır....

        Uygulama kadastrosuna itiraza yönelik davalarda dava açma hakkı tapu kayıt malikine aittir. Somut olayda davacı T1’un, dava konusu ettiği taşınmazın tapu kayıt maliki olmadığı ve dolayısıyla dava hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, taşınmaz sınırlarının tek tek değerlendirmeye tabi tutulup ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmesi faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.Daha sonra yörede orman kadastrosuna başlanması nedeniyle dava orman kadastrosuna itiraza, 08/12/2005 tarihinde genel arazi kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle de kadastro tespitine itiraza dönüşmüştür. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde davanın devamı sırasında 01/07/2003 tarihinde 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmalarına başlanmış; temyize konu davanın varlığı nedeniyle kesinleşmemiştir....

          Maddesinde öngörülen orman kadastrosuna itiraz süreleri geçmiş ise de, bunun takdirinin davaya bakmakla görevli olan genel mahkemeye ait olacağı gözönünde bulundurularak Kadastro Mahkemesince davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 07/06/2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Kanun) 297 nci maddesinde öngörüldüğü üzere, kararın hüküm sonucu kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, ne var ki İlk Derece Mahkemesince verilen kararın hüküm fıkrasında, davacının uygulama kadastrosuna itiraz talebi hakkında hüküm kurulmadığı gibi, hükmün gerekçesi incelendiğinde, davacının tazminat talebine ilişkin olarak gerekçe gösterildiği halde, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkin herhangi bir gerekçeye yer verilmediği açıklanarak, öncelikle davacıya, paydaşı bulunduğu eski 43 (yeni 140 ada 5) parsel ... taşınmazın kendisi dışındaki diğer tapu maliklerinin yöntemince davaya katılımını sağlamak üzere süre ve imkan verilmesi ve bu şekilde taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek hüküm kurulması " gereğine değinilmiştir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23.09.2020 NUMARASI : 2018/281 ESAS - 2020/514 KARAR DAVA KONUSU : Uygulama Kadastrosuna İtiraz (Genel Mahkemede Açılan) KARAR : Taraflar arasında görülen "Uygulama Kadastrosuna İtiraz (Genel Mahkemede Açılan)" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davalı Yıldız Çelik tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

              Maddesinde “orman sınırlarında daraltma yapılamaz” hükmü gereği ormanların, içinden geçen yol ve derelere göre parçalara ayrılmaksızın bir bütün halinde kadastroya tabi tutulması ve ayrıca orman idaresince Orman Kanunu hükümlerince yapılan kesinleşmiş kadastroya uygun şekilde ( yol ve derelerle ayrılmaksızın bir bütün halinde) yapılmasının gerektiğini, dava konusu yollar kesinleşmiş orman kadastrosuna göre devlet ormanı sahasında kaldığını, Anayasanın 169. Maddesinde " Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz, orman sınırlarında daraltma yapılamaz" hükmü yer aldığını, bu nedenlerle yerel mahkemece kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DAVA: 3402 sayılı yasanın 22/2- a maddesi gereği yapılan uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindedir....

              UYAP Entegrasyonu