Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....

    KARAR : Davanın reddine Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar, yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur. İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; temyize konu asıl dosyada davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı asıl dosya davacısı Hazine vekili ile asıl dosya davalısı .... Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVAAsıl dosya davacısı Hazine vekili dava dilekçesinde; ... ili ...um ilçesi ......

      Somut olayda öncelikle tartışılması gereken husus, davanın bölgede 2016 yılında yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğin de mi olduğu yoksa mülkiyet hakkına ilişkin bir tapu iptal ve tescil istemine mi ilişkin olduğudur. Buna göre; her ne kadar mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, davacının iddiasını ileri sürüş biçimi, dava dilekçesinde açıkça taşınmazın 2016 yılında kadastro çalışmasına tabi tutulduğunu ve tespit sonucu 30.75 m2 olarak tescil edildiğini öne sürmesine ve özellikle Kadastro Müdürlüğü'ne husumet yönelterek dava açılmış olması karşısında istem, uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar verilmesi isabetsizdir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Uygulama Kadastrosuna İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece verilen önceki karar ... tarafından bozulmuş olup bozma ilamında özetle; "idarece hatalı şekilde yapılan tescil işlemine değer verilmek suretiyle kabul kararı verilmesi isabetsiz olduğu gibi, uygulama kadastrosuna karşı askı ilan süresi içinde itiraz davalarında mülkiyetin çözümlenemeyeceği düşünülmeksizin davacı adına tescil kararı verilmesinin de usul ve yasaya uygun olmadığı açıklanarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsizliğine" değinilmiştir....

        SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamına göre; 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz talepli davanın yapılan yargılaması sonunda; dava konusu taşınmazda yapılan uygulama kadastrosunun yasa ve yönetmeliklere uygun olduğunu belirten, teknik ve bilimsel veriler içeren, denetlenebilir nitelikteki bilirkişi raporu dayanak alınarak davanın reddine karar verilmesi isabetli olduğundan, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        İdaresinin dava konusu edilen taşınmazların tapu kaydının kısmen iptali ile orman olarak tesciline yönelik mülkiyet iddiası yönünden hüküm verme görevi genel hukuk mahkemelerine ait olduğundan görevsizlik kararı verilmesi ve usul ve mevzuata uygun olduğu anlaşılan 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verilmesi isabetli ise de, uygulama kadastrosuna ilişkin tutanak asılları dosya içine getirtilen ve eldeki dava sebebiyle kadastro tespitleri kesinleşmeyen dava konusu taşınmazlar yönünden kapalı sicil oluşturulmak üzere tescil hükmü kurulmamasının doğru olmadığı gerekçesi ile; davacı ... İdaresi vekilinin istinaf isteminin kabulü ile; ......

          Mahkemece; davacı tarafından açılan davada taraf ehliyeti olmayan Kadastro Müdürlüğüne dava açılamayacağı gerekçesi ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İlgililer tarafından, uygulama kadastrosu sonucu yapılan işlemlere karşı 30 günlük askı ilan süresi içerisinde Kadastro Mahkemesinde açılacak davada, uygulama kadastrosunun yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilmek suretiyle tespite itiraz edilebilecektir. Bu tür ihtilaflarda "lehine sınır değişikliği yapılan kişi"den maksat, davacı tarafın taşınmazındaki eksilmenin aksine, taşınmazının yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmaz malikleridir....

            Orman kadastrosuna itiraz davasının 22/2-a çalışmalarına itiraz davasına dönüşmesi veya açılacak 22/2-a uygulamasına itiraz davası ile birleştirilerek görülmesi mümkün değildir. 22/2-a çalışmalarına itiraz davalarında paftada uyumsuzluk olup olmadığı incelenip sonucuna göre karar verilir, ancak orman kadastrosuna itiraz istemli açılan davalarda bu yönde bir inceleme yapılması söz konusu değildir. Mahkemece 22/2-a tutanağının olağan yollarla kesinleştirilmesi ve tescil edilmesi amacıyla kadastro müdürlüğüne iadesine karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ......

              Davacı ... vekili dava dilekçesiyle; ... ili ... ilçesi ... Mahallesi eski 682 yeni 225 ada 23 parsel ... taşınmazın müvekkili olan davacıya ait olduğunu, taşınmazın uygulama kadastrosu öncesinde 5.904,00m² yüz ölçümlü iken sonrasında 5.257,89 m² yüz ölçümlü olarak tespit edildiğini ileri sürerek, uygulama kadastrosu tespitinin iptali ile taşınmazın yüz ölçümünün yeniden tespitine karar verilmesi istemiyle Kadastro Müdürlüğü aleyhine dava açmıştır. 2. Davacı ... vekili birleşen dava dosyasına sunduğu dava dilekçesinde ise; ... ili ... ilçesi ... Mahallesi'nde bulunan 225 ada 23 parsel ... taşınmazın müvekkili olan davacıya ait olduğunu, taşınmaz 5.904,00m² yüz ölçümlü iken uygulama kadastro sırasında 646,11m²'lik hesap hatası yapıldığını ve taşınmazın 5.257,89m² olarak tespit edildiğini, davacıya ait taşınmazın bir kısmının davalı gerçek kişilere ait 225 ada 20 parsel ... taşınmaz içinde kaldığını ileri sürerek, uygulama tutanağının iptaline karar verilmesini istemiştir. II....

                Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, özü itibariyle uygulama faaliyetinin yukarıda açıklanan ilke ve yöntemlere göre yapılıp yapılmadığının denetlenmesini zorunlu kılan davalardır.Yöntemine uygun yapılmayan uygulama kadastrosu, mülkiyete ilişkin kazanılmış hakların ihlali sonucunu doğurur. Bu nedenle, uygulama kadastrosundan kaynaklanan ihtilafın çözümü için nasıl bir araştırma yapılması gerektiği hususu önem taşımaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, uygulama kadastrosu, önemli oranda bir mühendislik faaliyetidir....

                UYAP Entegrasyonu