Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uygulama kadastrosuna itiraza yönelik davalarda dava açma hakkı tapu kayıt malikine aittir. Somut olayda davacı T1’un, dava konusu ettiği taşınmazın tapu kayıt maliki olmadığı ve dolayısıyla dava hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, taşınmaz sınırlarının tek tek değerlendirmeye tabi tutulup ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmesi faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır....

Bu kapsamda öncelikle; 6100 sayılı HMK.nın 31. maddesi kapsamında, davacı vekiline, talebinin uygulama kadastrosuna itiraza mı, yoksa mülkiyete mi ilişkin olduğu; ya da her iki konuda taleplerinin olup olmadığı açıklattırılmalı; taleplerinin sadece uygulama kadastrosuna itiraza yönelik olduğunun bildirilmesi halinde dosyada toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ile esasa ilişkin bir karar verilmeli; taleplerinin sadece mülkiyete ilişkin olduğunun bildirilmesi halinde yazılı olduğu gibi Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerektiği düşünülmeli; hem uygulama kadastrosuna itiraz, hem de mülkiyete yönelik talepleri olduğunun bildirilmesi halinde, uygulama kadastrosuna itiraz talepli davanın elde tutularak, mülkiyete ilişkin talep yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmeli; sonrasında yine elde tutulan uygulama kadastrosuna itiraz talebi yönünden dosyadaki delil durumuna göre esasa ilişkin karar verilmelidir....

Mahkemece, bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verilmiş, Hazinenin temyizi üzerine 20.Hukuk Dairesinin 05.05.2005 gün 2005/272-5838 sayılı ilamıyla hükümdeki 1. ve 2. bendin hükümden çıkarılarak bunların yerine “mahkemede açılan tescil davası elde tutularak orman kadastrosuna itiraz davasının bu dosyadan tefriki ile mahkemenin görevsizliğine, orman tahdidine itiraz davasının görevli ve yetkili Kadastro Mahkemesine gönderilmesine" cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilerek onanmıştır. Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda orman kadastro tutanaklarının ilan edilmediği, Hazinenin orman kadastrosuna itiraz ederek orman kadastro tutanaklarının istemi doğrultusunda değiştirilebileceğinin olanak dahilinde bulunduğu böylelikle dava şartının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil davası niteliğindedir....

    Maddesinde “orman sınırlarında daraltma yapılamaz” hükmü gereği ormanların, içinden geçen yol ve derelere göre parçalara ayrılmaksızın bir bütün halinde kadastroya tabi tutulması ve ayrıca orman idaresince Orman Kanunu hükümlerince yapılan kesinleşmiş kadastroya uygun şekilde ( yol ve derelerle ayrılmaksızın bir bütün halinde) yapılmasının gerektiğini, dava konusu yollar kesinleşmiş orman kadastrosuna göre devlet ormanı sahasında kaldığını, Anayasanın 169. Maddesinde " Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz, orman sınırlarında daraltma yapılamaz" hükmü yer aldığını, bu nedenlerle yerel mahkemece kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DAVA: 3402 sayılı yasanın 22/2- a maddesi gereği yapılan uygulama kadastrosuna itiraz mahiyetindedir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23.09.2020 NUMARASI : 2018/281 ESAS - 2020/514 KARAR DAVA KONUSU : Uygulama Kadastrosuna İtiraz (Genel Mahkemede Açılan) KARAR : Taraflar arasında görülen "Uygulama Kadastrosuna İtiraz (Genel Mahkemede Açılan)" davasının yapılan yargılaması sonucunda verilen nihai karara karşı davalı Yıldız Çelik tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

    Dava, uygulama kadastrosuna itiraz davasıdır. Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sanırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanmasıdır. Bu çalışmalar 3402 sayılı Kanun'un 22. maddesinde de belirtildiği üzere 2. kadastronun istisnasını oluşturmakta olup, belirtildiği üzere bir kadastro işlemidir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları da uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalar olup, askı ilan tarihleri arasındaki 30 günlük süre içinde açılması halinde Kadastro Kanunu'nun 26. maddesi gereği Kadastro Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur....

      Açıklanan nedenlerle, dava konusu taşınmazlar hakkında uygulama tutanağının düzenlenmesiyle birlikte meni müdahale talebi yönünden davanın uygulama kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü ve mahkememizin görevi dahilinde olduğu anlaşılmış ise de, kal, eski hale getirme talebiyle açılan dava, mahkemeden yenilik doğurucu karar almayı gerektirdiğinden tefrik edilerek bu talepler yönünden, 3402 sayılı yasanın 25. maddesi gereğince mahkemelerinin karşı görevsizliğine dair karar vererek her iki mahkeme arasında oluşan görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini ile dosyanın Dairemize gönderildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Kal/Yıkım İstemi (Eski Hale Getirme ) istemine ilişkindir. 3402 Sayılı Kadastro Kanunun 25....

      İlk derece mahkemesince davacının uygulama kadastrosuna itiraz davasının reddine, davalılardan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne yönelik açılan davanın HMK'nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca pasif taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddi ile TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazine hakkında açılan davanın kabulüne ilişkin olarak ilk derece mahkemesinden verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nce kısmen kabulü ile harç yönünden HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair verilen karar davalı hazine vekilince temyiz edilmiştir....

        Davacı tarafın davasını Uygulama kadastro sonuçlarının askı ilan süresi içerisinde açtığı değerlendirilerek, uygulama kadastrosuna itiraz talepleri yönünden; mahkemece yapılan keşif sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporlarından, dava konusu parsellerin, ada bazında değerlendirildiği geçerli ve zeminde sabit sınırlara göre işlem yapıldığı, ilk tesis kadastrosu sırasında dava konusu kısımların paftasında yol olarak bırakıldığı, yapılan yenileme çalışmalarında eski sınırlarla yeni sınırların hemen hemen aynı olduğu, bir hata bulunmadığı, 22/a çalışmalarında eski kadastro paftasında aynen uyulduğu, bunlar dışındaki miktar değişikliğinin sebebi ise önceki yıllarda kullanılan ölçü tekniği ile teknolojisinin ve alan hesaplama yönteminin teknik yönden yetersiz oluşundan kaynaklandığı, orman olarak tesis kadastrosunda belirlenen 103 ada 194, 105 ada 87 ve 106 ada 78 parsel sayılı taşınmazların yapılan çalışmada miktarlarının arttığını, herhangi bir azalma meydana gelmediği, bu nedenle uygulama...

        Hukuk Dairesi KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddine İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki uygulama kadastrosuna itiraz ve tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro işlemine itiraz davasının reddine, taşınmazın oman niteliği ile tescili talebi açısından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Kararın davacı ... İdaresi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ......

          UYAP Entegrasyonu