Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir. Dava konusu taşınmazlar yörede 23.11.2010 tarihinde yapılan 3402 sayılı Kanunun 22/2-a uygulaması ile üzümbağı vasfında adına tapuya tescil edilmiştir. ..... köyü çalışma alanı sınırları içinde bulunan ormanlarda 6831 sayılı ..... Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B uygulaması çalışmaları 19.07.2013 tarihinde ilân edilerek 19.08.2013 tarihinde itiraz edilmediğinden kesinleşmiş, dava konusu parseller orman tahdidi içinde bırakılmıştır....

    Kişilere devir ve temliki ile üzerinde ayni hak tesisini önlemek için karar kesinleşinceye kadar tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile ......,Merkez, ... Köyü ......, mevkii Cilt: 6, Sayfa: 55, cinsi tarla olan 2200 metrekare yüzölçümündeki ... oğlu ..., ... ve ... adlarına kayıtlı 555 parsel sayılı taşınmaz tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisindeki taşınmaza ait tapu taydının iptali ile tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları yapılıp 2008 yılında kesinleşmiştir....

      Davalı gerçek kişi, çekişmeli taşınmazın 3573 Sayılı Yasa hükümlerine göre, tahsis imar ihya ve tescil şartları yerine getirilerek orman rejimi dışına çıkarıldığını, ancak bu işlem ve bu yolla oluşan tapu kaydı dikkate alınmadan 1990 yılında yapılan aplikasyon ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sırasında, yasaya aykırı olarak, orman sınırları içinde aplike edilerek kısmen orman sınırları dışına çıkarıldığını, yasaya aykırı bu işleme değer verilemeyeceğini savunmaktadır. Orman kadastrosu ve arazi kadastrosu biribirinden farklı işlemler olup, bir birlerinin devamı yada aşaması değildir....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman savına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1997 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir....

          Ancak; orman niteliği ile tesciline karar verilen 680, 180 ve 569 parsellerin arazi kadastrosu sırasında tespiti mera olarak kesinleştiğinden ve tapu kaydı bulunmadığından, kararda tapu kaydının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davasıdır. 2- Çekişmeli taşınmazın bulunduğu İzmir İli, Menderes İlçesi, Çatalca Mahallesinde, 1993- 1995 yılında yersel takeometrik ölçü yöntemi ile yapılan tesis kadastrosu çalışmaları ile 2019 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2- a maddesi uyarınca yapılan uygulama (güncelleme-yenileme) kadastrosu çalışmaları bulunmaktadır....

            Mahkemece; dava, kadastro tespitine itiraz davası olarak nitelendirilerek, çekişmeli taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının kesinleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuşsa da, ... ve Hazine taşınmazın kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla ve tapu kaydının iptali istemiyle dava açmışlardır. Buna göre dava, doğrudan doğruya orman savına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir ve herhangi bir süreye bağlı olmaksızın genel mahkemelerde açılıp görülmesi gerekir. Bu itibarla; mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilerek red kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; müdahil Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 03/10/2007 günü oybirliği ile karar verildi....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : None DAVA KONUSU : Kesinleşen Uygulama Kadastrosu Tespitine İtiraz KARAR : Milas 3....

              Yörede 2004 yılında yenileme kadastrosuna başlanmış ve taşınmaz 312 ada 16 parsel altında 12027.33 m2 palamutluk olarak yenileme işlemine konu olmuştur. ..., çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığını ileri sürerek tespitin iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescil istemi ile askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açmıştır. Mahkemece; yenileme kadastrosu sırasında yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı bir işlem yapılmadığı, sınırlarının değiştirilmediği, ormana tecavüz edilmediği, yüzölçümündeki farklılığın ilk arazi kadastrosundaki tersimat hataları ile kullanılan ölçü ve teknolojinin yetersizliğinden kaynaklandığı, mülkiyete ilişkin hakların ise yenileme kadastrosunda ve kadastro mahkemesince inceleme konusu yapılamayacağı gerekçesi ile yenileme tespitine itiraz davasının reddine, tapu iptali ve tescil istemi yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

                ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mera tespitine itiraz ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; orman niteliği ile tesciline karar verilen 114 parselin arazi kadastrosu sırasında tespiti mera olarak kesinleştiğinden ve tapu kaydı bulunmadığından, kararda tapu kaydının iptaline karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu