Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Tesis kadastrosu sırasında 48 parsel numarası ile tespit edilen taşınmaz ile bu taşınmaza batı yönünde sınır bulunan ve ......

    Dava, birlikte yapılan 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8.maddesi ve Kadastro Güncelleme çalışmaları sırasında öncesi genel mahkemede davalı olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2 maddesine dayalı kadastro tespitine itiraz davasıdır. Mahkemesince, Uygulama Kadastro çalışmaları neticesinde 5077 ada 134 parsel sayılı taşınmaza ait uygulama tutanağı davalı hale getirilerek Mahkemeye devredilmiş ise de; parsel hakkında Bala Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen olan 2017/222 Esas sayılı davanın mülkiyet iddiasına yönelik tescil davası niteliğinde olduğu, sınır uyuşmazlığına yönelik olmadığı, uygulama kadastro çalışmalarının amacının mülkiyet ihtilaflarını çözmek olmadığı, mülkiyet ihtilaflarının uygulama kadastrosuna ilişkin davalarda tartışma konusu yapılamayacağından uygulama tutanağının mülkiyet davası nedeniyle davalı bırakılmasının doğru bulunmadığını kabul ederek yazılı şekilde karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir....

    uygulama kadastrosu ile 115 ada 1 parsel numarasını alarak 10464,78 m2 yüzölçümü ile tespit edilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "tersimatta yapılan hatanın nereden kaynaklandığı yöntemince belirlenmediği belirtilerek, denetime veri teşkil edecek ortofoto, tesis kadastrosu haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer haritalar gibi bilgi ve belgeler getirtilerek dosya keşfe hazır hale getirilmeli, bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve 3 kişilik serbest harita mühendisleri katılımı ile keşif yapılmalı; keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan ilk tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak,...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Tapuda davalılar adına kayıtlı olan ..., ... mahallesi 613 parsel sayılı 25512 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 22. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi hükmüne göre yapılan uygulama kadastrosu işleminde, 27943 ada 18 parsel sayılı taşınmaz olarak 25610 m2 yüzölçümü ve yeni haritası ile malik hanesi “tapu kütüğünde olduğu gibi” şeklinde tesbit edilmiş, 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 16.02.2011 ila 17.03.2011 tarihinde ilan edildiği tutanak arkasına yazılmıştır. Davacı ......

          Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiğini ve eksikliğin davalılara ait yeni 147 ada 4, 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin ... Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, uyuşmazlık anılan madde uyarınca yapılan düzeltme işleminden kaynaklanmayıp, dava 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan ve süresinde dava açılmamakla kesinleşen uygulama kadastrosu tespitine karşı açılmıştır....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10.12.2020 NUMARASI : 2019/266 ESAS 2020/176 KARAR DAVA KONUSU : Uygulama Kadastrosu (3402/22-a) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

            SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; 3402 sayılı yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz talebiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda; uygulama kadastrosunun yasa ve yönetmeliklere uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, kadastro tespiti kesinleşen ve tescili yapılan taşınmazlarda oluşan mükerrerliğin, mülkiyet uyuşmazlığına neden olduğu ve mükerrerliğin uygulama kadastrosu ile düzeltildiği anlaşılmıştır. (Yargıtay 16....

            Uygulama kadastrosunun açıklanan bu niteliği itibariyle, tespite itiraz şeklinde açılacak davalarda, mülkiyet uyuşmazlıklarına girilmeden, ilk tesis kadastrosuyla oluşturulan haritanın zemin ile uyumsuzluğunun neler olduğu, bu uyumsuzluğun hangi nedenlerden kaynaklandığı, uygulama kadastrosu sırasında nasıl bir tespit yapıldığı, uygulama kadastrosunun zemin ile harita arasında görülen uyumsuzluğu giderip gidermediği, uygulama kadastrosu da isabetsiz ise bu isabetsizliğin nereden kaynaklandığı gibi hususların aydınlatılması zorunludur....

            birbirinden ayırdığı, dava konusu olan (eski 998) 209 ada 7 parselin diğer komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırların da incelendiği, doğuda zeytin ağaçları ve değişik türde meyve ağaçlarının bulunduğu, kuzeyde 2 adet incir ağacının bulunduğu ve sınırda yer aldığı, güneyde ise 2 adet incir ağacı ve meşe ağacının olup sınırda yer aldığı, dava konusu taşınmazın halen de bu sınırlar içerisinde kullanıldığı, tesis kadastrosunda oluşturulan haritadaki sınırlar ile uygulama kadastrosu sonucu haritada oluşturulan sınırlar arasında fark olduğu görülmüş ise de taşınmazın kullanımı anlamında herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığı, arada fark görünen kısımların davacı tarafından hiç bir zaman kullanılmadığı, mahalli bilirkişiler tarafından gösterilen sınırların da uygulama kadastrosu sonucu haritada gösterilen sınırlar olduğunun belirlendiği, taşınmazın uygulama kadastrosunda belirlenen sınırlar içerisinde kullanıldığı, tesis kadastrosu ile uygulama kadastrosu arasındaki farkların bilirkişiler...

            UYAP Entegrasyonu