Davada, davacının talebinin taraflar arasındaki sözleşmenin 4.7 maddesinin uyarlanması talebine ilişkin olması, ihtiyati tedbir konusunun paylaşım hesabında biriken paranın davalıya ödenmemesi ve teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi yani bedele yönelik olması hususları ile dosyada bulunan tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, dava sonunda verilecek kararda dikkate alındığında ihtiyati tedbir konulmasını gerektirir bir durumun oluşmaması karşısında ihtiyati tedbir konulamayacağından, mahkemece talebin reddine karar verilmesi gerekirken tedbir kararı verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkemece verilen ihtiyati tedbir ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul 13....
Sulh Hukuk Mahkemesinde 2021/1192 esas sayılı dosyası kapsamında kira bedeli uyarlama davası açıldığını, bu dava neticesinde iş bu icra takibine konu döneme ilişkin olarak da kira bedelinin uyarlanarak düşürülmesinin söz konusu olacağını nitekim Bursa BAM 4.HD 2020/1103 E. 2020/1008 K. sayılı ve 28 Eylül 2020 tarihli kararı ile; TBK m. 138 kapsamında “Aşırı İfa Güçlüğü” teşkil eden pandemi nedeniyle açılan uyarlama davalarında ihtiyati tedbire hükmedilmemesi halinde davanın sonunda telafisi güç veya imkansız zararların meydana gelebileceğinden hareketle, salgının değişkenliği nedeniyle 6 ayda bir mahkemece yeniden gözden geçirilmek üzere ihtiyati tedbir talebinin kabulüne hükmederken; Ankara BAM 15....
Şti. 01.02.2019 tarihli kira sözleşmesi gereğince yapmayı üstlendiği video ve fotoğraf çekim işini ortalama %10 seviyesinde dahi yapamamışken davacıdan sözleşme gereği kira bedelinin tümüyle istenmesinin davacıyı ekonomik olarak zor durumda bırakacak bir talep olduğunu, davacı şirketin 2020 Mart - 2021 Ağustos arasında devam eden pandemi süreciyle çalışamadığı gerçeği karşısında talep edilen kira bedelini ödememekte haklılığının tartışmasız olduğunu, çalışılan günlerde de çalışmanın yasal ve idari düzenlemelerle kısıtlı olması ve maske zorunluluğu sebebiyle dava dilekçesiyle kira bedelinin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebinin ispatın gerçekleşmediği iddiasıyla reddi yerinde olmadığından 20.09.2021 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın istinaf yoluyla kaldırılması ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İhtiyati tedbir, 6100 Sayılı HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür. Bu değişiklikler sonucu davanın sonunda elde edilebilecek hükmün icrası mümkün olmayabilir veya çok güçleşebilir. İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. HMK'nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş, meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır....
HMK 391/3 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı istinaf yoluna başvurulabileceği gibi, ayrıca HMK. 394/5 maddesi uyarınca yokluğunda ihtiyati tedbir kararı verilen kişinin itirazı üzerine verilen karara karşı da istinaf yoluna başvurulabilecektir. HMK'nun 341. maddesinin 1. fıkrası da HMK'nun 391 ve 394. maddelerine paralel bir düzenleme getirmiş ve "ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna" başvurulabileceğini düzenlemiştir....
İlk derece mahkemesince 20/10/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin %15 teminat karşılığında kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karşı yapılan itiraz reddedilmiş bu ara karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 341/1 maddesinde, "İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir." denmiştir....
Mahkemesinin 2009/247 Esas sayılı dosyasının 22.07.2009 tarihli ara kararında ''kira bedellerinin davada ortaya çıkabilecek duruma göre değişmek koşulu ile şimdilik ilk ihale bedeli üzerinden alınması yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiğinin ''anlaşılmasına göre tedbir kararında belirtilen bedel üzerinden yapılan ödeme olup olmadığını araştırılması gerekirken tümden red kararı verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu sebeplerle mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ve bu karara vaki itirazın reddine dair kararı asıl davada beklenen amacın elde edilmesine yol açacak nitelikte bulunmakta olup bu nedenle ihtiyati tedbir isteminin kabulüne dair karara vaki itirazın iptali ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan aleyhine tedbir istenen şirketin istinaf talebinin kabulü ile mahkemenin 4.10.2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir isteyenin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen şirketin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İzmir 1....
Daire çoğunluğunun diğer bozma nedenlerine katılmakla birlikte iflasın kaldırılması ile birlikte sözleşmenin yeniden hayatiyet kazanmayacağı görüşüne katılmadığım gibi davacı vekilinin cezai şartın indirilmemesi gerektiği yönündeki temyiz itirazının reddi yönündeki çoğunluk görüşüne de katılmıyorum. 1-Şöyle ki kira sözleşmesinin devamı sırasında uyarlama davası ile tedbir kararı verilmiş. (19.07.2001) bu karar uyarınca kira bedelleri tedbir kararında belirtilen değere göre ödenmiştir. Ancak, uyarlama davasının reddedilmesi üzerine tedbir kararı da kaldırılmış olmakla İİK 184 vd. gereğince artık sözleşme hükümleri avdet etmiş olacağından tedbir kararında belirtilen tutarla sözleşme ile belirlenen tutar arasındaki farkın davalıdan istenmesinde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Tedbir kararı devam ederken davalı şirketin iflas etmesinin hasılat kirasına etkisini eBK 290. maddesi düzenlemiş olup, buna göre sözleşme iflasın açıldığı anda kendiliğinden sona erer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi İhtiyati tedbir isteyen ... tarafından, ihtiyati tedbir istenen aleyhine 11.03.2013 gününde verilen dilekçe ile ihtiyati tedbir istenmesi üzerine ihtiyati tedbir isteminin kabulüne dair verilen 22.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi ihtiyati tedbir istenen ... ve diğerlerinin vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ ..., satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların tapu kayıtları üzerinde ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Aleyhine ihtiyati tedbir istenen ... ve diğerlerinin vekili, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin kararı temyiz etmiştir....