"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Yaralama, tehdit, hakaret HÜKÜMLER : Mahkumiyet, temyiz isteğinin reddi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanığın eşine gerekçeli kararın tebliğ edildiği, ancak eşinin davanın mağduru olması nedeniyle yapılan tebligatın usülsüz olduğu anlaşılmakla, sanığın temyizinin öğrenme üzerine süresinde yapıldığının kabulü ile süre yönünden temyiz isteminin reddine dair kararın kaldırılması suretiyle dosya görüşüldü: 1-Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan kararlarda öngörülen cezaların nitelik ve niceliğine göre, verildiği tarih itibariyle hükümlerin temyiz edilemez olduğu anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanunun 8/1 ve 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddeleri uyarınca sanık ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanığa yokluğunda verilip, Tebligat Kanununa göre bilinen son adresine çıkartılan karara ilişkin tebligatın, “sanığın eski eşi Filiz Kaygusuz'un imzalı beyanına göre resmen boşanmaları üzerine eşinin evi terk ettiğini yeni adresini bilmediğinin “ belirtilmesi nedeniyle bila tebliğ iade edilmesi üzerine UYAP-Mernis sistemine kayıtlı son adresi tespit edilerek kararın bu adrese tebliği yerine eski adresine Tebligat Kanunun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usülsüz olduğu anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine süresinde hükmü temyiz ettiği kabul edilerek, yapılan incelemede; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
Mahkemece davacının şikayetinin kabulü ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 28/07/2020 olarak düzeltilmesine ve senette keşide yeri bulunmadığından takibin iptaline karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır....
edilmesi gerektiği iddiasında bulunduğunu, borçluya tebliğ edilen tebligatın usulsüz tebliğ edildiğine, tebliğ işleminin şekline ilişkin usulsüz tebligat iddiasında bulunulmadığını, yine 103 davetiyesinin iddia edilen nedenlerle usulüne uygun olup olmadığı hususunda bir tespit yapılması yönünde de talepte bulunulmamış olup mahkemece davacının talebi ile bağlı olduğu gözetilmeksizin davacı tarafından dahi iddia edilmemiş hususlarda değerlendirme yapılmak suretiyle usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurduğunu, ayrıca haczin ve davetiyenin niteliği gereği davacı borçluya tebligat yapılmasında usule aykırılık bulunmadığını, tebliğ mazbatasından da anlaşılacağı üzere 103 davet yazısı davacı borçluya Tebligat Kanunu'nun 16....
Bu bağlamda, alacaklıya hüküm tebliğ edilmiş ise tebliğ evrakının Mahkemece UYAP'taki evrak kayıt ekranları kullanılarak evrakın türüne uygun olarak (örneğin takip talebi, icra emri, icra emri tebliği, tahsilat makbuzu, talep, haciz yazıları, dayanak ilam, tebliğ belgesi vs. olarak) kaydedilmesi, tebliğ edilmemiş ise, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun hükümleri uyarınca yöntemine uygun biçimde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenilmesi, yukarıda açıklandığı üzere tebliğ evrakının UYAP'taki evrak kayıt ekranları kullanılarak evrakın türüne uygun olarak kaydedilmesi, anılan eksikliğin ikmalinden sonra Daireye gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kuşadası İcra Müdürlüğünün 2020/7108 esas sayılı dosyasının incelenmesinde: alacaklı davalı tarafından borçlu davacı hakkında başlatılan takip kapsamında davacıya ait taşınmaza 31/08/2020 tarihinde haciz konulduğu, davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin 14/10/2020 tarihinde, kıymet takdir raporunun ise 13/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, davaya konu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesinin davacıya 14/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafın bu tebligatın usulsüz olduğuna dair bir iddiasının bulunmadığı görülmüştür. Bu durumda davacının meskeniyet şikayetine ilişkin başvuru süresi 14/10/2020 tarihinde başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 18/01/2021 tarihidir....
Somut olayda, Çeşme İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/139 Esas sayılı dosyasında verilen 28/10/2020 tarihli kararla " borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek ödeme emrinin tebliğ tarihinin 18/09/2020 olarak düzeltilmesine, borçlu T1 21/09/2020 tarihli itirazının süresinde olduğunun tespitine" karar verildiği, buna göre ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme ve icra emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir. Henüz haciz isteme hakkı doğmadan gerçekleştirilen hacizlerin yasal dayanağı kalmadığından, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına ve takibin durdurulmasına karar verilmesi usul ve yasaya olup, davalının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir....
İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 24.11.2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya 08.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, borçlunun şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczi bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda, öğrenme tarihine göre meskeniyet şikayeti süresinde değildir. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddi gerekirken, yazılı şekilde istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir ..." demiştir.Yargıtay kararı doğrultusunda şikayetin reddine karar verilmiştir....
tebligat nedeniyle 103 davetiyesi tebliğ tarihinin ilk icra takibini öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini ve meskeniyet iddialarının kabul edilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma HÜKÜM : TCK'nin 150/1. yollamasıyla 86/2. maddesi uyarınca oluşan kasten yaralama suçundan, mağdurun şikayetinden vazgeçmiş olması nedeni ile CMK'nin 223/8. maddesi uyarınca sanıklar hakkında açılan kamu davasının düşmesine Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Soruşturma aşamasında şikayeti bulunmayan, kovuşturma aşamasında 18.03.2014 tarihli celsede sanıklar hakkında şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirten Mağdur ...’nun yokluğunda kurulan hükme ilişkin gerekçeli kararın tebliğ edildiğine dair belgenin dosyada bulunmadığı anlaşıldığından, varsa tebligat belgesinin dosya içerisine konulması, bulunmadığı takdirde gerekçeli kararın mağdura yöntemine uygun olarak tebliğ edilmesi, sunması halinde temyiz dilekçesi eklendikten ve ek tebliğname düzenlendikten sonra incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın...