/İstanbul" adresi yerine 19.08.2013 tarihinde sanığın doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarılıp, Tebligat Kanun'unun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi usülsüz olduğu için 11/07/2013 tarihli ilk karar kesinleşmediğinden, bu tebligata dayalı olarak yapılan kesinleştirme işlemleriyle sonradan verilen kararların yok hükmünde olması nedeniyle sanığın 09.02.2015 tarihli temyiz isteğinin 11/07/2013 tarihli ilk karara yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde ve itiraza tabi olmaları nedeniyle, 5271 sayılı CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz dilekçesi ekinde sunulan SGK işe giriş bildirgesine göre, sanık müdafiinin yokluğunda verilen kararı işçisi sıfatıyla tebliğ ... ... ...'ın sanık müdafiinin daimi işçisi olmadığı anlaşılmakla, gerekçeli karar tebliği usülsüz olduğundan, sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenip, 06.03.2012 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre sanığın duruşmada bildirdiği adreste kat "no:3" olmasına rağmen, gerekçeli kararın " iç kapı no:3 " adresine Tebligat Kanunun 21. maddesi uyarınca usülsüz olarak tebliğ edilmesi nedeniyle sanığın temyizinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Kısmen Mahkumiyet, Kısmen Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sanık ... ve savunmanının yokluğunda verilen hükmün adı geçen sanığın savunmanı yerine kendisine tebliğ edilmesi usülsüz olduğundan sanık ... savunmanının 05.10.2010 günlü temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede; Sanıkların eylemine uyan 765 sayılı TCK'nun 492/10-son maddesindeki hırsızlık suçu için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 102/4, 104/2. maddeleri ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun aynı suça uyan 142/1-a, 66/1-e, 67/4. maddelerinin ayrı ayrı ve bir bütün olarak uygulanması sonucu, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında, zamanaşımı bakımından 765 sayılı Yasa hükümlerinin sanıklar yararına olması ve aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddelerinde...
Dava, Kırıkkale Devlet Hastanesinde çalışan davalıların usülsüz reçete yazdırarak kurumu zarara uğrattıkları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a 22.05.2008 tarihinde bizzat tebliğ edilmesine karşın hükümlünün kararı süresi içerisinde temyiz etmediği gerekçesiyle 06.07.2010 tarih,36-174 sayılı ek karar temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de;hükümlünün “kararın tebliğ edildiği bildirilen 22.05.2008 tarihinde Buca'da bulunan Yeşilyurt Hastanesinde tedavi görmesi nedeniyle Alaşehir Cezaevinde olmadığını,Buca Cezaevinde bulunduğunu bu nedenle kararın kendisine tebliğ edilmediğini” iddia etmesi ve hükümlünün Alaşehir Cezaevi İnfaz Bürosu görevlileri ile ilgili şikayeti üzerine Alaşehir C.Başsavcılığı tarafından soruşturma açılarak 06.08.2010 tarihinde hükümlünün beyanının alındığının anlaşılması karşısında kararın hükümlüye bizzat tebliğ edildiği belirtilen 22.05.2008 tarihinde hükümlünün Alaşehir Cezaevinde olup olmadığı,anılan tarihte Yeşilyurt Hastanesinde tedavi görmek için Buca Cezaevinde kalıp kalmadığı belirlenerek ve hükümlünün şikayeti üzerine yapılan soruşturmanın sonucuda araştırılarak dosyanın temyiz incelemesi için...
Mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine üzerine, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda, özetle; usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili karar verildikten sonra işin esasına girilmesi gerektiği yönünde verilen bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerine uygun şekilde usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle ödeme emrinin hangi tarihte tebliğ edilmiş sayıldığına ilişkin hüküm kurulmaması isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer yönler incelenmeksizin mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin dosyadaki adresine tebliğe çıkarılmışsa da iade geldiği, bilinen en son adresine gönderilen tebligatın bila tebliğ gelmesinden sonra 7201 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca MERNİS şerhli olarak adres kayıt sistemindeki adrese tebligat yapılacağı gözetilmeksizin katılanın UYAP sisteminde yurtiçi ikametgah adresi olarak kayıtlı olan adresine aynı Kanun'un 35 inci maddesine göre tebligat çıkartıldığı ve bu nedenle tebliğ işleminin usülsüz olduğu nazara alındığında, Gerekçeli kararın adı geçen katılana 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmesi ile tebellüğ belgelerinin ve verildiği takdirde temyiz ve cevap dilekçelerinin dosyaya eklenmesinden, Hükmün temyiz edilmesi halinde ise bu konuda görüş içeren ek tebliğname düzenlenmesinden sonra iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, Oy birliğiyle, 05.06.2023 tarihinde karar verildi....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup açıkça ve delilleriyle ileri sürülmesi gerekir (HGK'nun 27.01.2010 tarih 2009/12-539 E.,2010/16 sayılı kararı). Somut olayda borçlunun icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kendisine gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair açık bir iddiası bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesinde yer alan: "ödeme emrinin muhtara bırakıldığı, ödeme emrinden 21.09.2015 tarihinde haberdar olunduğu" şeklindeki beyanlar usulsüz tebligat şikayeti olarak yorumlanamaz. Zira tebligat usulsüzlüğü ayrıca, açıkça ve delilleriyle ileri sürülmüş değildir. O halde yöntemine uygun olarak açıkça ve delilleriyle ileri sürülen bir tebligat usulsüzlük şikayeti bulunmadığı halde mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanmak suretiyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Yelküren müdafii tarafından usülsüz tebligat yapılarak hükmün kesinleştirildiği belirtilerek eski hale getirme talebinde bulunulmuş olduğu görülmekle, tebliğnamede bu husus hakkında görüş bildirilmediğinden ek tebliğname tanzimi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....